Gün içinde “Keşke gün 24 saatten daha uzun olsaydı” dediğin oluyor mu? Sabah bir bakıyorsun, kahvaltı yapıyorsun, biraz işe koyuluyorsun derken akşam olmuş bile! Sürekli bir yerlere yetişme telaşı, yapılacak işler listesi, bitmek bilmeyen sorumluluklar… Peki, gerçekten zaman yetmiyor mu, yoksa biz mi onu yanlış yönetiyoruz?
Günümüzü şöyle bir gözden geçirelim. Sabah kaçta kalkıyoruz? Telefon elimizde mi uyanıyoruz? Kahvaltı yaparken bile ekrana bakıyor muyuz? İşe veya okula giderken sosyal medyada gezinirken dakikaların nasıl geçtiğini fark etmiyoruz bile. Sonra akşam olup işler birikince de “Bugün yine hiçbir şey yapamadım!” diye şikâyet ediyoruz. Gerçek şu ki, zaman hep aynı. 24 saat, ne eksik ne fazla. Önemli olan, bu 24 saati nasıl yönettiğimiz. Peki, zamanı daha iyi kullanmak için neler yapabiliriz?
Güne erken başlamak, üretkenliği artırır. Sabahları “Biraz daha uyuyayım” demek yerine, erken kalkıp planlı bir gün geçirmek daha faydalı olabilir. Önceliklerimizi belirlemek de büyük önem taşır. Günlük işlerini belirli bir sıraya koyarak en önemli işleri ilk önce yapmak, zaman kaybını önleyebilir. Önceliklerimizi belirlerken kendimize şu soruyu sorabiliriz: Bugün yapmazsam gerçekten sıkıntı oluşturacak olan şey ne? İşte, onu önce yapmalıyız.
Sosyal medya ve telefon kullanımı da farkında olmadan zamanımızı tüketiyor. Sabah uyanınca hemen telefona bakmak yerine, önce güne odaklanabiliriz. Belki bir kahve içmek daha iyi hissettirebilir. Sosyal medyada geçen zamanı fark edip sınır koyarsak, gün içinde daha fazla şeye vakit ayırabiliriz. Bunun yanında, herkesin işine koşmaya çalışmak da büyük bir hata olabilir. Eğer bizi gereksiz yere meşgul edecek bir şeye “evet” diyorsak, zamanımızı boşa harcıyoruz demektir. Bazen “hayır” demeyi bilmek, hayatı daha verimli kılabilir.
Gün içinde ne yapacağını bilmek, zaman yönetiminde en büyük yardımcıdır. “Bugün ne yapacağım?” diye düşünerek vakit kaybetmek yerine, bir gün önceden küçük bir liste oluşturabiliriz. Böylece hem zaman kaybımız azalır hem de günün sonunda “Bugün gerçekten verimli geçti!” diyebiliriz.
Aslında zaman hep var, mesele onu nasıl değerlendirdiğimiz. Eğer sürekli vakit yetmiyor diye düşünüyorsak, belki de zamanı nasıl kullandığımızı gözden geçirmenin vakti gelmiştir. Küçük ama etkili değişiklikler yaparak, günümüzü daha verimli ve keyifli hâle getirebiliriz. Şimdi bir düşünelim, bugünün geri kalanında vaktimizi nasıl değerlendireceğiz? Gerçekten önemli bir şeyler mi yapacağız, yoksa yine zaman su gibi akıp gidecek mi?