VARSIN İŞÇİ DESİNLER
Bu hafta sonu işçi sendikalarından Petrol-iş sendikasının genel merkez temsilciler çalıştayına davet üzerine iştirak ettik.
Ma’mafih hükümetleri, siyasileri, bürokratları ve yöneticileri eleştirebiliriz.
Fakat birilerinin ağzıyla, elimize yazıp verilen metinlerle, tarafgir olarak eleştiri yapamayız. Eğer yapıyorsak yine birilerinden yana oluyoruz demektir buda yanlıştır…
Genel itibariyle işçilerin mağdur edilmesin den çekindikleri konuların başını birkaç başlık çekiyor.
1-Kıdem tazminatı: işçinin ve genel çalışanın hakkıdır. Bu tartışılmaz bir konudur. Nasıl siyasetçilerin ve hükümetlerin kırmızı çizgisi varsa emekçinin kırmızı çizgisi de kıdem tazminatıdır…
2019 Cumhurbaşkanlığı programına konuldu ümit ediyoruz sulandırılmaz…
Eğer mutabakata varılırsa fona devredilecek.
Aksi takdir de bu fona devir işi cebren yapılırsa adaletsizlik olur…
Şimdi programa alınması algı olarak yapıldı gibi görünmektedir. Eğer ses çıkmazsa hükümet işine geldiği gibi yapabilir.
Kamu kurumlarında genelde herkes almakta... Eğer bu programa alma işi özel sektörün mağduriyetini gidermek içinse hiçbir beis yok…
Lakin bu işin altında farklı planlar varsa kusura bakmayın bu emek hırsızlığıdır yiyenin boğazında kalır…
2-Asgari ücret politikası: Biraz geriye bakacak olursak sanayi devrimiyle başladığını göreceğiz yani İngiliz sömürüsünün emekçiyi sömürünün tarihsel başlangıçtır…
İşverenin asgari ücret politikası ve yüksek vermek istememesi minimum maliyetle maksimum fayda elde edip emeğin ve emekçinin ezildiği bir politikadır…
Bu sömürü sistemi işverenin de işine bir hayli gelmekte. Daha çok para kazanma hırsıyla emeğin sömürülmesine diğer siyasi güçlerinde göz ardı etmeleri bunun ana kaynaklarındandır.
Geçenlerde Hak-iş genel başkanı Mahmut Bey asgari ücretin 2000 TL yeterli bile olamayacağını dair söylemleri oldu fiiliyata geçilir mi bu söylem sizce?
Çünkü işverenin işine gelmez kârdan zarar ederler. Peki sömürü düzeni olan asgari ücrete hangi siyasi hükümet dur der?
İşin doğrusu biz o babayiğidi bekliyoruz muhtemelen…
Sizce bu asgari ücreti patronlara versek bir ay geçinin desek yapabilirler mi? Ne mümkün bindikleri arabanın bir tekerini alamazsınız bu parayla…
3-Vergilendirme politikası: Asgari demek en alt ücret demektir.
Bir de bundan vergileri büyük şirketlere uygulandığından daha fazlasını uygularsak yoksulluğun önüne geçilmesi mümkün olmaz…
Mali yükümlülükler asgari ücretten alınmaması önem arz eder ancak alınacaksa da asgarisi alınması lazım hani alınan ücret asgari vergide asgari olması gerekmez mi?
Eğer büyük vergiler alacaksa hükümet büyük patronlara, holdinglere para baronlarına yönelmesi lazım değil mi?
Asgari Ücret 2018 Brüt (Aylık): 2.029,50 TL
Asgari Ücret 2018 Net: 1.603,12 TL
Asgari Ücret 2018 Brüt (Günlük): 67,65 TL olarak belirlenmiştir.
Bu ücretle geçinecek bir siyasetçi bir işveren varsa buyursun geçinsin…
Velhasıl ülkemizin geçtiği maddi buhrandan faydalanıp fırsata çevirenleri esefle kınıyorum.
Yılsonu enflasyonu işçiye memura fazla vermemek için düşük çıkartma gayreti içine girerseniz yanlışa düşersiniz…
Emeğin emekçinin sömürülmesini göz göre göre fırsat yapanlara derim ki işçi olmak emekçi olmak herkese nasip olmaz bir gün sizde olabilirsiniz belki de o zaman anlarsınız… Atalar boşa laf etmemiş “ne oldum dememeli, ne olacağım demeli”.
Sosyal devlet tanımına bakın der ki devletin vatandaşlarına maddi ve kültürel her konuda fertlerin huzur barış içerisinde yaşamalarını sağlayıp milli gelirden adaletli dağılım sağlamaktır. Çalışma hayatında adaleti hukuki her türlü çıkarını koruyup gözetmelidir.
Emek ve sermaye ilişkilerini düzenli özel teşebbüsün güvenliği ve istikrarlı çalışmasını sağlar.
Güçsüzü güçlüye karşı korumaktır sosyal devlet anlayışı.
Yani güçlü olan haklı değil, haklı olan güçlü olmalıdır.
Her vatandaşını onurlu bir şekilde insan gibi hayatını yaşamasında katkı sağlar sosyal devletin sorumluluğu bu minvaldedir…
Şunu da belirtmek lazım bizler siyasi hükümetlere yanlış politikalarından dolayı kıza biliriz.
Meydanlara çıkar işçilerin hakkını almak ve savunmak için yürüyüp slogan atabiliriz.
Ama bu şu demek değildir devlet bizim düşmanımız, devletle çatışırız asla demeyiz ve dedirtmeyiz… Vesselâm…