ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail’in Gazze Şeridi’ni savaşın sonunda ABD’ye devredeceğini söylemesi, uluslararası kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Gazze’de etnik temizlik iddiaları ve ardından bölgeye Amerikan askerlerinin gönderilerek Filistin topraklarına el konulacağı iddiası ise dünya genelinde tepkilere neden oldu. Peki Trump’ın Gazze’ye çökme planının arkasında hangi etkenler yatıyor?
ABD Başkanı Donald Trump, son günlerde dikkat çeken açıklamalarıyla kamuoyunu ikiye böldü. Yalnızca Gazze’nin değil Batı Şeria’nın da ilhak edilmesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu. Bir gazetecinin, “Sayın Başkan, Yahudiye ve Samarya bölgelerinin İsrail’in egemenliğine geçmesini destekliyor musunuz?” sorusuna, bu konuda bir ay içinde resmi bir duyuru yapacaklarını söyleyerek, bölgeye dair tartışmalı planlarını gözler önüne sermişti.
Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ilk resmi konuk olarak ağırlaması ve yaptığı açıklamalar, Siyonist lobinin ABD üzerindeki etkisini bir kez daha kanıtladı. Tıpkı Biden döneminde olduğu gibi, Washington’daki siyasi karar mekanizmalarının Siyonist çıkarlar doğrultusunda şekillendiği gerçeği yeniden gündeme geldi.
ABD’NİN KÜRESEL STRATEJİSİNDE KİMLER SÖZ SAHİBİ?
Netanyahu’ya gösterilen aşırı bağlılık ve Trump’ın duyurduğu planlar, ABD siyasetinden medyasına, iş dünyasından bürokrasisine kadar Siyonizm’in nüfuzunu gözler önüne serdi. Trump’ın İsrail politikalarına karşı sergilediği koşulsuz destek ise ABD’nin küresel stratejisinde kimlerin söz sahibi olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Trump’ın “Gazze’de ateşkesin süreceğini garanti edemem” sözleri, İsrail’in ABD ile birlikte Filistin topraklarını işgal ve ilhak etme planından vazgeçmediğini açıkça ortaya koydu. Bir önceki “İsrail, Gazze’yi ABD’ye devredecek” açıklaması ise gerçeklikten ve hukuktan tamamen kopuk bir söylem olmanın ötesinde, siyaset, ulusal çıkarlar ve jeopolitik gibi kavramlarla dahi açıklanamayacak kadar çarpık bir bakış açısını bir kez daha yansıttı.
Bu tür iddiaların arkasında yatan temel motivasyonları anlamak için meseleyi yalnızca siyasi veya stratejik bir perspektiften ele almak yeterli olmayacağı aşikar ortada. Yahudi ve Hristiyan Siyonizminin teopolitik hedefleri çerçevesinde değerlendirilebilecek kısımda yer alan Trump’ın bu kirli planları, bölgedeki tarihi gerçekleri göz ardı eden bir bakış açısının ürünü olmaktan öteye geçmiyor.
Trump, Netanyahu ile İş Birliği mi Sağladı? Yoksa Yeni Savaş ABD ile İsrail Arasında mı Çıkacak?
İsrail ve ABD arasındaki ilişkiler genellikle güçlü bir iş birliği ve stratejik ortaklık üzerine kurulu olduğu görülüyor. Ancak, bazen bu ilişkilerdeki gerilimler, bölgesel krizler ya da farklı politikadaki sapmalar, gerilimin artmasına sebep olabilir. Bu nedenle, "yeni bir savaş" olasılığı, özellikle Orta Doğu'daki hassas dengeler düşünüldüğünde, bir ihtimal olarak gündeme gelebileceği aşikar.
Netanyahu'nun politikaları ve ABD'nin Orta Doğu'ya yaklaşımı da bu denklemi şekillendiriyor. Hem iş birliği hem de olası bir çatışma senaryosu, bölgedeki gelişmelere bağlı olarak şekillenebilir.
Trump'ın Gazze Planına Dünyadan Sert Tepkiler!
ABD Başkanı Donald Trump'ın, Gazze Şeridi'ni ABD kontrolüne alarak bölgedeki yaklaşık 2 milyon Filistinliyi komşu ülkelere yerleştirme önerisi, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı. "Ortadoğu’nun Rivierası" olarak adlandırılan bu plan, geniş çaplı eleştirilerle karşılandı.
BM ve Uluslararası Kuruluşlardan Eleştiriler
Birleşmiş Milletler, Trump’ın önerisini uluslararası hukuka aykırı bularak, zorunlu göçün savaş suçu teşkil edebileceği uyarısında bulundu. İnsan hakları örgütleri de plana sert tepki gösterdi. Uluslararası Af Örgütü, bu girişimi “sorumsuz ve tehlikeli” olarak nitelendirdi.
Avrupa Birliği'nin Tavrı
Avrupa Birliği, Gazze’nin gelecekte bağımsız bir Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti. AB yetkilileri, bölgedeki halkın iradesi dışında alınacak kararların uluslararası hukuka aykırı olacağını ve kabul edilemez bulunduğunu vurguladı.
Arap Dünyasından Ret
Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkeleri, Trump’ın planını kesin bir dille reddetti. Arap Birliği, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine yönelik her türlü girişimin uluslararası hukuk ihlali anlamına geleceğini ifade ederek, Trump yönetiminin bu tür planlardan vazgeçmesi gerektiğini belirtti.
Çin ve Rusya’dan Uyarılar
Çin ve Rusya, Trump’ın önerisini bölgede istikrarı tehlikeye atan bir girişim olarak değerlendirdi. İki ülke de Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini ve dış müdahalelerin krizi daha da derinleştireceğini dile getirdi.
Filistin Yönetimi ve Hamas’tan Keskin Tepkiler
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, ABD’nin böyle bir planı uygulama hakkı olmadığını belirtti. Hamas ise Trump’ın önerisini “gülünç ve gerçek dışı” olarak nitelendirerek, bu tür projelerin bölgedeki tansiyonu artırmaktan başka bir işe yaramayacağını ifade etti.
İsrail’den Karışık Tepkiler
İsrail hükümeti içinde Trump’ın planına ilişkin farklı görüşler mevcut. Bazı yetkililer öneriye sıcak bakarken, diğerleri Gazze’nin yeniden inşasının ancak mevcut halkın yerinde kalmasıyla mümkün olacağını savunuyor.
Genel olarak, Trump’ın Gazze’ye dair planı, uluslararası arenada büyük tepki çekerek geniş çaplı bir kınamayla karşılaştı.