Arap Araştırmaları ve Politika Çalışmaları Merkezi Direktörü Dr. Azmi Bishara, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönmesinin, özellikle Arap bölgesi ve Filistin davası konusunda ilk döneminde görülenlerden daha da zararlı politikalar getirebileceğini öngörüyor.

Bishara, Trump'ın böyle bir hareketin gerçekleşmesi halinde İsrail'in Batı Şeria yerleşimlerini ilhak etmesini onaylayabileceğini iddia ett. Ayrıca Trump'ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı meşhur 'Yüzyılın Anlaşması'nı geliştirerek Filistin davasının geri kalanını daha da parçalayacağını öngörüşünde.

Bishara, Arap liderlerini Trump'ın ikinci döneminde uygulaması beklenen baskılara hazırlanmaya çağırdı. Trump'ın Arap, özellikle Körfez liderlerinden dört temel eylem talep edeceğini öngördü. Dr. Bishara daha fazla silah satın almak, petrol fiyatlarını düşürmek, ABD'nin İran'a karşı savunma taahhütlerini azaltmak için kendilerini silahlandırmak ve Filistin halkının haklarına değinmeden İsrail ile ilişkileri normalleştirmek.

B-5

TRUMP 2.0'DAN NE BEKLENMELİ?

Dün, Al-Arabi TV'de verdiği bir röportajda Bishara, Trump'ın geri dönüşünü, sebeplerini ve Amerika Birleşik Devletleri, dünya ve Arap bölgesi için çıkarımlarını analiz etti. Trump'ın 20 Ocak'ta başlayacak olan başkanlığının Filistin için zorlukları yoğunlaştıracağını savundu.

Trump’ın İlk Dönemi ve Biden’ın Devam Eden Politikaları

Analist Bishara, Donald Trump’ın ilk döneminin, Filistin meselesini tamamen devre dışı bırakmaya çalışması nedeniyle büyük bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Trump, İsrail ile barışı sağlamak için Filistin meselesinin gereksiz olduğunu savunduğunu, Başkan Joe Biden'ın da aynı düşünce ve politikayı büyük ölçüde devam ettirdiğini söyledi.

Bishara Biden'ın Trump’ın politikalarının bazı önemli unsurlarını değiştirmediğini vurgulayarak bunları şu şekilde sıraladı ve bu politikaların Trump tarafından da ikinci dönemde isteeneceğini ifade etti:

1. Kudüs’ün İsrail’in Başkenti Olarak Tanınması: Trump yönetimi sırasında ABD, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış ve büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımıştı. Bu politika Biden tarafından da sürdürüldü.
   
2. UNRWA Fonlarının Kesilmesi: Trump, Filistinli mültecilere destek sağlayan Birleşmiş Milletler Ajansı UNRWA’ya fonları kesmişti. Biden, bu kesintiyi kısmen tersine çevirmiş olsa da Trump’ın temel yaklaşımını değiştirmedi.

3. Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO) Ofisinin Kapatılması: Trump döneminde, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (PLO) Washington’daki ofisi kapatılmıştı. Biden bu kararı geri almadı.

4. Golan Tepeleri’nin İsrail’e Ait Olduğunun Tanınması: Trump, İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıyan ilk ABD Başkanı olmuştu. Biden yönetimi de bu politikayı değiştirmedi.

Bu politikaların, Filistin-İsrail meselesindeki dengeyi değiştirdiği ve bölgedeki dinamikler üzerinde uzun vadeli etkiler ortaya çıkardığın ifade eden Bishara, Biden’ın Trump’ın bıraktığı bu mirası korumasının, Filistin davasının uluslararası alandaki yerini daha da zayıflattığını savunuyor.

BİSHARA: TRUMP BATI ŞERİA’DA DAHA FAZLA İLHAKA DESTEK VEREBİLİR

Bishara, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Batı Şeria’da daha fazla İsrail ilhakını destekleme olasılığına dikkat çekti. Geçmişte Kudüs’ün 2017 sonunda ilhakı gibi hamlelerde Arap yetkililerin direnç göstermemesine vurgu yaparak, Trump’ın "Yüzyılın Anlaşması" planını daha da ileri götürüp götürmeyeceği üzerine duruyor analist Bishara.

Ünlü analist, özellikle Batı Şeria ve Gazze’de devam eden İsrail şiddeti ışığında, bu olasılığın göz ardı edilmemesi gerektiğini de belirtiyor.

Ekran Resmi 2024 11 18 15.13.51

ARAP LİDERLERE ÇAĞRI
  

Bishara, Trump’ın İsrail ile normalleşme için destek arayacağı Arap liderlerin kararlı bir yanıt vermeye hazır olmaları gerektiğini vurguladı. Gazze savaşında Arap liderlerin eylemsizliğini eleştirerek, Trump’ın normalleşme çabalarını zorlaması durumunda daha güçlü bir duruş benimsemeleri gerektiğini söyledi.

Arap dünyasının, Filistin davası da dahil olmak üzere ulusal çıkarlarını savunmak için birleşik bir cephe oluşturması gerektiğini savunan Bishara, özellikle Mısır ve Ürdün’ün Trump ve İsrail’in Filistinlileri yerinden etme çabalarına karşı daha savunmasız olabileceği uyarısında bulundu.

TRUMP’IN YETKİSİ VE POLİTİKALARI 

Bishara, başkanlık makamında Trump’ın ABD dış politikasında önemli bir otoriteye sahip olduğunu ve bu gücün, kendisini sadakatle destekleyen danışman ekibi tarafından daha da güçlendirildiğini açıkladı. Trump’ın "Önce Amerika" politikası, uluslararası taahhütlerden çok faydacı anlaşmalara öncelik veriyor ve bu yaklaşımın, ideolojik olarak daha uyumlu bir danışman ekibiyle ikinci döneminde daha agresif hale geleceğini belirtti.


İLK DÖNEM VE GELECEKTEKİ OLASI HAMLELER

Bishara, Trump’ın ilk döneminde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma, UNRWA fonlarını kesme ve Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO)’nun Washington ofisini kapatma gibi daha önce hayal bile edilemeyen politikaları hayata geçirdiğini hatırlattı. İkinci döneminde, Trump’ın daha sert bir gündem izlemesi olasılığını vurgulayan Bishara, Çin ve Avrupa mallarına yönelik gümrük tarifelerini artırma tehditlerini pazarlık aracı olarak kullanabileceğine dikkat çekti.  

Bu politikaların Trump’ın ikinci döneminde daha keskin hale gelmesi, yalnızca bölgesel dengeleri değil, küresel güç ilişkilerini de derinden etkileyebileceğini ifade etti. 

TRUMP NASIL KAZANDI?

Bishara, Trump’ın zaferini 2016’dakine benzer faktörlere bağladı: Kültürel ve demografik değişimlerden korkan, ağırlıklı olarak beyaz muhafazakâr tabanı harekete geçirme yeteneği. Ekonomik performansın belirleyici bir faktör olmadığını savunan Bishara, Biden yönetiminin ekonomik büyüme ve istihdam açısından Trump’tan daha iyi sonuçlar elde ettiğini belirtti. Ancak Trump’ın başarısını, göç karşıtı söylemleri ve ilerici cinsiyet ve sosyal konulara karşı duruşu gibi kültürel korkuları sömürmesine dayandırdı.

Ekran Resmi 2024 11 18 15.11.34

ARAP VE MÜSLÜMAN SEÇMENLERİN ETKİSİ

Bishara, Arap ve Müslüman seçmenlerin Trump’ın zaferi üzerinde kayda değer bir etkisi olduğu fikrini reddetti. Bu grupların örgütlenme ve kolektif sorunlar üzerinde birleşik bir pozisyon sergileyememesi nedeniyle etkilerinin sınırlı kaldığını belirtti. Arap ve Müslümanlara, genç üyeleri giderek İsrail’in işgaline karşı çıkan Demokrat Parti içinde uzun vadeli bir etki yaratmaya odaklanmalarını tavsiye etti.

TRUMP’IN TABANI

Bishara, Trump’ın tabanını, Protestan değerlerine özlem duyan ve kültürel değişimlerden korkan beyaz muhafazakârların oluşturduğu bir koalisyon olarak tanımladı. Trump’ın geleneksel bir muhafazakâr olmadığını belirten Bişara, onu fırsatçı bir figür olarak nitelendirdi ve Trump’ın zengin, çıkarcı elitlerle ittifak kurarak yükseldiğini savundu. Bu ittifakın Trump’ın politikalarını güçlendirdiğini ifade etti.

İKİNCİ DÖNEM UYARISI
 

Bishara, Trump’ın ikinci döneminin özellikle tehlikeli olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Trump’ın şimdi daha güçlü olduğunu ve kültür, eğitim ve vergilendirme gibi alanlarda radikal reformlar yapmaya daha hazır bir konumda bulunduğunu söyledi. Bishara, bu tür hamlelerin ciddi bir muhalefeti tetikleyebileceğini ve Trump karşıtı güçlerin kamu protestoları ve sivil direnişten başka bir seçenek bırakılmayacağını belirtti.

TOPLUMSAL ÇATIŞMA RİSKİ
 

Bishara, Trump’ın ilk yılının ardından gerçek bir toplumsal çatışmanın patlak verebileceği uyarısında bulunarak sözlerini tamamladı. Bu çatışmanın, Trump’ın agresif politikalarının bir sonucu olarak şekillenebileceğini ifade etti.

Editör: Yusuf EMİNİ