Türklere Anadolu’nun kapısının açıldığı 26 Ağustos Malazgirt Zaferi’nden sonra 17 Eylül 1176’da gerçekleşen ve Anadolu’nun tapusunun alındığı Miryokefalon Zaferi’nin 848. Yıldönümü Isparta’da törenlerle kutlandı. TÜM İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği (TİNGADER) organize ettiği etkinlik çerçevesinde Miryokefalon Zaferi’nin Başkomutanı 2.Kılıçarslan ve aziz şehitleri için Mevlid-i Şerif programı düzenlenerek okunan 848 Hatm-i Şerif’in duası yapıldı,
Isparta Belediyesi Mehter Takımı’nın konseri eşliğinde helva ikramında bulunuldu.
TİNGADER Genel Başkanı Mehmet Ali Çelik, Mimar Sinan Camii’de düzenlenen programda yaptığı açıklamada, Malazgirt Zaferi’nin Türklere Anadolu’nun kapısını açtığını Miryokefalon Savaşı ile de Anadolu’nun tapusunun alındığını söyledi. Miryokefalon Zaferi’nin kazanılmaması halinde İstanbul'un fethinin asla mümkün olamayacağını belirten Çelik şöyle devam etti: “Miryokefalon Zaferi’nin 848. yıldönümü vesilesiyle Isparta müftülüğü 848 adet Hatmi Şerif indirdi. Mimar Sinan Cemisinde Mevlidi Şerif okunarak hatim duası yapıldı ve şehitlerimizin ruhlarına hediye edildi. Bu programa katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Bilhassa İYAŞ AVM 1500-2000 kişilik helva ikramında bulunup destek verdiği için, hayır duası aldığı için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
TESCİL EDİLMEYİŞİ BİZLERİ ÜZMEKTEDİR
17 Eylül 1176 yılında kazandığımız savaşın yerinin tescil edilmeyişi bizleri üzmektedir ve bu üzücü durumu ortadan kaldırmak için kaç seneden beri kesintisiz bir şekilde mücadele etmekteyiz. Siyasi partilerimizin il başkanları, milletvekilleri nezdinde konuya ilişkin röportajlar yayınladık. Emekli tarih öğretmeniyim ve aynı zamanda gazetecilik yapmaktayım. Dolayısıyla bu iki sıfatı birleştirerek savaşın ne burada ne şurada kavgasına girmeden bir çalıştayla Türk Tarih Kurumu uzmanlarını bir araya getirerek bu zaferin kazanıldığı yerin tescil edilmesini istiyoruz.
17Eylül 1176 tarihinde ilimizde kazanılan Miryokefalon savaşını 16 Eylül 2019 tarihinden itibaren TTD (Türk Tarih Kurumu) nezdinde tescil edilmesi için yapmış olduğumuz girişimlerin sonuç vermesi için ne gerekiyorsa yaptık. 3 yılda 4 defa Türk Tarih Kurumu başkanları değişti. Biz bunlara gidip dertlerimizi anlattık. Miryokefalon Savaşı’nın Isparta’da olduğunu, bu önemli zaferin Gelendost Yenice Sivrisi topraklarında kazanıldığını ifade ettik.
Türkiye'nin ve Isparta’nın kanayan yarası haline gelen Miryokefalon zaferinin 848 yıldır nerede kazanıldığının belirlenmesi ve TTK nezdinde tescil edilmesi için hem Isparta Belediye Meclisinin oy birliğiyle aldığı karar için vermiş olduğumuz 32 maddelik raporun yanı sıra 14 Kasım 2019 tarihinde İl Genel Meclisine sunmuş olduğumuz ve resmi kayıtlara geçen raporun üzerinden geçen yıllara rağmen istenilen sonuca ulaşılamaması bizleri kahretmiştir.
Sultan Kılıçarslan'ın kazandığı muhteşem zaferin yerinin tescili için topyekün ayaklanma ve üzerimizdeki ölü toprağı atma zamanı gelmiştir.
MİLLETÇE BÜYÜK BİR AYIBIMIZDIR
848 senedir Sultan Kılıçarslan'nın Bizans İmparatoru Manuel'i 100 binlik ordusu ile birlikte yenip, esir aldığı Miryokefalon savaşının kazanıldığı yerin hala tartışma konusu yapılması milletçe büyük bir ayıbımızdır.
O nedenle Selçuklu Sultanı Kılıçarslan ve şehitlerimizin ruhunu şad etmek için Isparta olarak Türkiye ve Dünyada adını duyurarak soyso-kültürel ve sosyo- ekonomik bir fayda ve paydada yerimizi almak istiyorsak yapmamız gereken sorumluluklarımız bulunmaktadır. 849. Zafer kutlamalarını ‘DEVLET TÖRENİ'yle yapmamız için mutlaka tescil sorununu gündemimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz.”
HİÇ KİMSE BU GÖREVDEN KAÇAMAZ
Malazgirt ve Miryokefalon Zaferlerinin İstanbul'un fethinin sebebi olduğunu unutmamamız lazımdır. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi kazanılmasaydı Miryokefalon savaşı kazanılmazdı. 17 Eylül 1176 Miryokefalon Zaferi kazanılmasaydı 29 Mayıs 1453 İstanbul'un fethi asla mümkün olmazdı.
O nedenle Miryokefalon zaferinin kazanılmasıyla Ortaçağın kapanıp Yeniçağın açılmasına sebep olan Doğu Roma İmparatorluğunun yok olmasına beşiklik ettiğini hatırlamamız gerekmektedir.
Kimse, ne TTK, ne üniversitelerimiz, siyasiler ile seçilmişler ve atanmışlar bu uğurda görevden kaçamazlar. Bu görev, kutsal bir görevdir. Ekmek, su ve hava kadar önemlidir.”
