Sovyet Ceza Kanunu...


Sosyal medyadan bir haber... “Arapça yazılmış Sovyet Ceza Kanunu’nu yıllarca Kur’ân-ı Kerîm diye okumuşlar..” Verilen linki açtım ve aşağıda hülasa ettiğim haberi okudum:
“Rusya Federasyonu'na bağlıBaşkurdistan Cumhuriyeti'ndeyaşayan bir âileninKur’ân-ı Kerîm sandıkları (zannettikleri) 1926 tarihli Arapça Sovyet Ceza Kanunu'nu nesilden nesile aktardığı ortaya çıktı. (.......)Olay, âilenin söz konusu kitabı Başkurdistan başkenti Ufa'dakiRusya İçişleri Bakanlığı Müzesine hediye etmesiyle kamuoyuna yansıdı.Kitabın müzenin ziyaretçileri tarafından büyük ilgi gördüğü belirtiliyor...”
Oldukça ilginç ve düşündürücüydü haber... Tahlillerimi sizinle de paylaşayım: Rus İmparatorluğuda, Bolşeviklerce 1917 Ekim Devrimi sonrasında (1922’de) kurulup 1991 yılına kadar süren halefi SSCB kadar İslâm düşmanı imiş...
Ve o hristiyan Rusya dahi, CHP kadar İslâm harflerine düşmanlık yapmamış... (Öğrenilsin diye kanunun arapça nüshaları da yayınlanmış...)
Devam edelim: Haberi yeniymiş gibi yayınlayan sputniknews.com’un amacı neydi? Zira haber metni iyi okunur ve akıllıca tahlili yapılırsa görülür ki haber oldukça eskidir... Baksanıza kitap yıllardır müzedeymiş...
Eski bir haberi seçim sath-ı mailinde olduğumuz ve tek hedefleri Erdoğan ve Ak Parti’yi düşürmek olan, azmanlaştırılmış bir kinin sürekli pompalandığı bu günlerde vermenin esbab-ı mucibesimâsum olabilir mi?
HARF DEVRİMİ’ne telmihle, okurlara, “Erdoğan’lı Ak Parti iktidarı devam ederse Türkiye Başkurdistan'daki bu insanlar gibi cahilleşecek”subliminal mesajı veriyor adamlar... Tehlikenin farkında mısın?
Subliminal bir başka mesaj da Rusya ile yakınlaşmamızdan (S-400’lerin alımı vs.) ABD'nin rahatsızlığıdır ki, bu da paylaşımların Atlantik ötesi merkezlerce hazırlanıp servis edildiğine kanıttır...
***
Yeri gelmişken... 1930’lu yıllardaTürkiye’yi bir auto-colonie gibi idare eden CHP diktatörlüğü, ezan yasağından sonra Kur’ân’ı da meriyetten kaldırmak üzere bir inkılâb daha tasarlamış; orijinal (Arapça)Kur’ân-ı Kerîm yerine tercümesini koymak teşebbüsüne girişmişti...
Hattâbazı câmilerde ve Dolmabahçe Sarayı’nda meşhur hâfızlara bunun tecrübelerini de yaptırmışlardı... Gûya“bak, nasıl da kolay ve doğru okunabiliyor” safsatasıyla Arapça Kur’ân’ı ortadan kaldıracaklardı...
Arapça değil Rab’ça olan kutsal kitabımız Kur’ân’a yapılan bu suikast Türkiye kadar, İslâm dünyasında da nefret ve lâ’netle karşılanmış; âlim, mütefekkir ve ziyâlı muharrirlerce tenkid edilmişti...
Tercüme suikasdine iki muhterem mü’min şahsiyet álet edilmek istenmiş, şair Mehmed Akif (Ersoy) meâl, Elmalılı Hamdi (Yazır) merhum da tefsir yazmakla vazifelendirilmişti...
Her iki işe de Allah (c.c) başarı vermedi...
Akif, aldığı telif avansını iade edip türcümesini geri aldı. Elmalılı devam etti fakat Kur’ân kendisini korudu, rejimin hazırlattırdığı malûm ve meşhur tefsir dinsizliğin başına balyoz gibi indi!..
#HARBİDEN: Merhum Şeyhülislâm Tokadî Mustafa Sabri’nin telifi, Bedir Yayınevinin 1993’te ilk baskısını yaptığı «Mes’eletüTercümeti’lKur’ân»ı mutlaka okuyunuz. 146 sayfa, kolayca okursunuz ama kolayca unutamayacağınız dehşetli bilgiler edinirsiniz... 09.06.2018