Klasik yayıncılıkla haber yapma ve haber almaya dayalı yazılı basın olarak gazete ve dergi yayınını esas alan “konvansiyonel medya” nın yerini, bugün büyük ölçüde, elektronik yayıncılığın ortaya çıkması ve bunun vasıtalarının ...
'Konvansiyonel Medya' dan 'Sosyal –Dijital Medya' ya
Klasik yayıncılıkla haber yapma ve haber almaya dayalı yazılı basın olarak gazete ve dergi yayınını esas alan 'konvansiyonel medya' nın yerini, bugün büyük ölçüde, elektronik yayıncılığın ortaya çıkması ve bunun vasıtalarının (radyo, televizyon e –posta, fesburg, yutup, akıllı telefon, sms, twittir vb.) iyice çeşitlenmesi ve herkesin bunlara kolayca sahip olması sonucu adına 'dijital medya' veya 'sosyal medya' denilen yeni bir medya çeşidi ortaya çıkmıştır.
Günümüz itibariyle, 'İletişim Devrimi' ile gelen ve büyük etkinliği sebebiyle çağımıza damgasını vurması sonucu, 'Atom Çağı'nın ardından 'Dijital Çağ' ın gelmesi kendisini gösterdi' yorumlarının yapıldığı günümüzde, yaygınlığı, kolay kullanım ve ulaşımı sebebiyle, 'Dijital –Sosyal Medya' nın iç ve dış birçok çıkar çevrelerinin, kendilerinin egoist veya benmezkezci çıkarlarının yıkıcılığı veya etik olmamaya yönelik 'yalan haberler' le hasımlarını linç etme biçimlerinin daha da atak yaptığı bütün bunlara bir çare bulmak için bütün devletlerin etkili tedbirler almaya yönelik harekete geçtikleri, Fransa ve Almanya gibi devletlerin bu yasaları çıkardıkları kendisini göstermiştir.
'Sosyal Medya Yasası' nın Lüzumu
Hele Türkiye gibi jeopolitik, ideolojik, stratejik, ekonomik ve teolojik açılardan dünyanın hedef alınan en merkezi ülkesini teşkil eden ülkemizin iç ve dış algı hainane operasyonlarına daha çok maruz kalması hükümetimizi de Sosyal Medya konusunda haklı olarak tedbirler almaya sevk etmiştir.
TBMM Dijital Mecralar Başkanı Hüseyin Yayman yaptığı açıklamada, ana ekseni 'yalan terörünü önlemek' yanında, kişilik haklarına saldırının, kadına yönelik şiddet, cinsel istismar ve çocuklara yönelik cinsel tacizin önüne geçilmesi vb. hususlarının yasada yer alacağını dile getirmiştir. Görülüyor ki, yalan terörünün önlemesi yanında 'ailenin korunması' na yönelik hususlar yasada ön plana çıkmıştır.
Yeni Bir 'Milli Beka Sorunumuz' ve Kaynakları
Bizim bu yazımızda özellikle üzerinde durmak istediğimiz husus, Ekim'de çıkarılacak yasanın 'sosyal – dijital medya' ile sınırlı kalmayarak 'konvansiyonel medya' ile neredeyse bir asrı aşkın bir süre içinde gazeteler ve dergilerde 'cinsel istismar, tahrik ve sapmalar' ı esas alan, ananevi milli aile yapımızın ve İslami hassasiyetler geleneklerimizin ve insanın cinsellik konusunda doğası veya fıtratına aykırı olarak yayınların yapılmasına da bir çekidüzen verilmesi ve 'sınırlama' getirilmesidir. Günümüz itibariyle, gazetelerin magazin ekleri ve son yıllarda cinsellik haberlerini manşetlerinden bile vermeye başlamalarıyla iyi aile yapımızı yıkmaya yönelik 'savaş ilanı bültenleri' gibi çıkmaya devam etmeleri, diğer 'MİLLİ BEKA SORUNLARIMIZ' yanında, sağlam aile yapımızı da tehdide yönelik 'MİLLİ BEKA' sorunumuzun da ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Toplumu meydana getiren, insan vücudunu oluşturan hücreler benzeri ailelerin varlığıdır. İnsan vücudunda hücrelerin çökmesi sonucu canlı insan bedeni nasıl ki ortadan kalkarsa, bir toplumda da iyi aile düzeni çökerse toplum da çökeceğinden, bunun da bir milli bir beka sorunu olarak algılanarak, ortadan kaldırılması günümüz itibariyle bir zorunluluk halini almıştır.
Amerika ve Batı' da iyi aile yapısı çökmüş, ortada aile diye bir şey kalmamıştır. Bunun yansıması bizde de görülmeye başlamış, Batı medeniyetinin insanın doğası ve fıtratına uymayan cinselliğini taklitçilik yanında, dış ve iç hainane algı operasyonlarıyla da 'kültürel savaş' tan olarak aile yapımızı çökertmeye yönelmiş ve kurgulanmış yapılanmaların varlığı da bir asrı aşkın bir zamandır kendisini göstermektedir.
Son günlerde içimizdeki birçok sivil toplum örgütü, gazetelerin ve yazarlarının, dışarının çıkarlarına hizmet için fonlandığı haberleri basınımızda yoğun olarak yer almıştır. Bu fonlamaların aile yapımızı da 'cinsel istismarlar, tahrikler - sapmalar' la yıkmaya yönelik kullanılıp kullanılmadığı konusu da ciddi olarak araştırılmalıdır. Çeşitli dış ve iç emeller ve çıkarlar amaçlı fonlamalar olmadan maliyetleri çok yüksek gazetelerin 1 lira veya 2 liralık satışlarla yaşamayacağı da dikkate alınırsa, böyle, le bir araştırmanın önemi daha da artmaktadır..
Sayın Cumhurbaşkanımız ve TBMM'den İsteğimiz
Tatillerini genelde Bodrum'da yaptıkları için adları 'sanatçı' ya çıkmış, birçoğu sanatçı bozuntusu (gerçek ve etik sanatçılara saygımız vardır) genç kızlarımız ve genç erkeklerimiz yetişme çağında oldukları ve kendilerine imrendikleri, üstat tanıdıkları için bunlara özenti ile, cinsellik açısından etik olmayan hallerinden olarak, kimin kiminle nikahsız gizli ve yasak aşk ilişkilerinden olarak birlikte oldukları, çorap değiştirir gibi sık sık sevgili deştirdikleri, kimin kimin kaçıncı karısı oldu, sık sık boşanmalara dayalı olarak bozuk aile düzeni ilişkileri ve etik olmayan daha neler neler, adlarına toplu olarak 'Bodrum Sendromları' da denilen ve gazetelerin magazin eklerinde yer alan 'cinsel istismar, tahrik –cinsel sapma' haberleri yanında, pornomsu pozlarının yayınlanmasına da, bunlar televizyonların magazin programlarında da yer aldığı halde, bu olup bitenlere bir çekidüzen verilmez ve sınırlamalar getirilmezse 'Sosyal Medya Yasası' nın eksik çıkacağı kanaatindeyiz.
Bu eksikliğin giderilmesi başta Sayım Cumhurbaşkanımız olmaz üzere, bütün parti liderlerimiz ve TBMM'den en halisane isteğimizdir.
Not: Milli geleneklerimize ve İslami hassasiyetlerimize aykırı olarak, cinsel istismar, tahrik ve sapmalarla ilgili olarak, gazetelerin magazin eklerinin 'Türk ailesi varlığına karşı savaş ilanı bültenleri' gibi çıkışlarıyla ilgili daha geniş bilgi edinmek için şu kitabımı okumanızı tavsiye ederim: 'Ülkemizde 15 Temmuz 2016 Darbesinden Daha Tehlikeli Olan Nedir?, Vatan Yayınları, İstanbul, 2016, s. 8 – 44) . 1 9 2021