Son 31 Mart Vak’ası..
Seçim sonuçları bana göre yeni bir «31 Mart Vak’ası»dır.
Gerçi tarihimizdeki meşhur 31 Mart Vak’ası, milâdî değil Rumî takvime göredir lâkin biz yalnızca isim benzerliğinden ilham aldık..
Malûmâlileri «31 Mart Vak’ası» Rûmi takvime göre 31 Mart 1325’de, Milâdî takvime göre ise 13 Nisan 1909 tarihinde gerçekleşmiştir.
Pekâlâ ne olmuştu «31 Mart Vak’ası» ile? Bize neden ilham verdi bu talihsiz hadise?
Hadise (vak’a), II. Meşrutiyet ilânı ardından çıkan ve Hareket Ordusu adı verilen İttihat ve Terakki nam (Yahudi ve Rumların ekseriyette bulunduğu) yağmacı asker müsveddelerinin gûya İstanbul’da çıkan bir ayaklanmayı bastırması olarak tarihe geçti...
Hadiseyi mühim kılan, sürecin Sultan II. Abdülhamid Han’ı iktidardan devirmeye teşne olmasıydı... Abdü'l-Ḥamīd-i sânî rahmetullahi aleyh hazretleri vak’adan iki hafta sonra vatan ve milletimizin düşmanlarınca; 27 Nisan 1909'da tahttan indirilmişti..
Gûya II. Abdülhamid Han’ın baskı siyasetine tepki olarak zuhur etmiş, İttihat ve Terakki nam fitne cemiyeti güç sahibi olduktan sonra rakiplerini yok etmek için Cennetmekân II. Abdülhamid Han dönemini mumla aratan bir baskı siyaseti uyguladı, her taraf kan gölüne döndü...
* * *
Yüzon (110) yıl önce gerçekleşen hadiseyi herkes kendi işine geldiği gibi çekiyor, çeviriyor ve münasib bir yere koyuyor...
Biz böyle bir şey yapmayacağız. Zira armutlarla elmalar toplanmaz.. 31 Mart 2019 seçimleri, mazide kalmış (13 Nisan 1909) ve mahiyeti tamamen farklı bir hadise ile «31 Mart» ismi dışında pek ilişkilendirilemez..
Lâkin belki tersten bir kıyas yahut karşılaştırma yapılabilir..
Zira 31 Mart 1325 Rumî ve 13 Nisan 1909 milâdî tarihli bu hadisede mağdur olan Padişah ve ikinci Meşrutiyet gâvurlaştırma hareketine karşı ayaklanan samimi Müslüman halk olmuştu.
Oysa bugün 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında mağdur olan yok. Belki seçim yenilgisini mağduriyet telakki edenler olabilir ancak kimseye silah zoruyla rey verdirilmemiştir..
Ve seçimler sonrasında başkan Erdoğan kimseye yem olmamıştır. Yerini, makamını ve kendine güvenini şükür ki sürdürüyor.
Halk herşeye rağmen kendisine 24 Haziran ve hattâ öncesinde verdiği desteği sürdürmüş, onu belki de «ebedî reis» olarak bağrına basmıştır...
«31 Mart Vak’ası» ile Osmanlı payitahtı ciddî bir yara almış ve düşmanlarımız hayli sevinmişti.
Aynı odaklar 31 Mart Seçimleriyle de sevindi. Zira malesef arzu edilen olmadı. Ankara’nın CHP’ye geçmesi ve İstanbul'daki başabaş durum fevkalâde kötü olmuştur.
Üstelik tartışmalar devam ediyor belki de YSK resmî sonuçları ile CHP bile alabilir İstanbul'u... Ak Parti 3-5 bin oy farkıyla alsa bile, CHP’li Belediye meclis encümenleri belediyeyi çalıştırmayacak ve olan İstanbullulara olacaktır...
Seçimlerin en kârlısı MHP, en zararlısı İP (Akşenerin MHP’den aldığı fitnecilerle kurduğu parti) olmuştur...
Allah millet ve ümmetimizi akl-ı selim sahibi kılsın, bu son kez düşman oyununa gelişimiz olsun inşá’allah...