Sizinkilere “özel” bizimkilere?
Soner Yalçın son yazısında Fransız yazar ve düşünür Stendal’ı ele alarak bir göndermede bulundu:
“Yazarların eserlerine bakmak lazım, özel hayatlarına değil...” Eyvallah, hakka doğrudur.. Lâkin bu doğru ne hikmetse zátıâlilerinin cephesindekiler için doğrudur, bizim tarafta işletilmez..
Meselâ... Mehmet Şevket Eygi ile neden uğraşıyorlar acaba? Daha yeni sayılır, asılsız bir haber de yaptılar üstadın hakkında...
Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı E. Korg. İsmail Hakkı Pekin’in «Fethullah Gülen ve Mehmet Şevket Eygi’nin 1959’da Özel Harp Dairesi içinde görevlendirildiği» iddiası, bunların üstad ile F. Gülen’i bir fotoğraf karesine yan yana yerleştirmesi için yetmişti!..
O yıllarda basit bir memur olan ve henüz 26 yaşında olan üstadı (F. Gülen de 16 yaşında... dikkat) istihbarat teşkilâtında vazifelendiriyorlar!..
Haberin içinde sadece bir cümle var üstad ile alâkalı... Kendi adamların her haltı yesinler, bütün Türkiye’nin (hattâ tanıdığım kimi solcu kalemlerin bile) sevip saydığı Mehmet Şevket Eygi üstada atabildiğin kadar üstelik iftira at... Özel hayat imiş, pöhh... Kimi kandırıyorsunuz?
* * *
Milliyet’in bir haberine dayandırmışlardı karalamayı. Gûya üstad ve F. G., 1959’da Özel Harp Dairesi içinde −Yeşil Kuşak projesi− çerçevesinde komünizmle mücadele için görevlendirilmişler...
Üstadı çok üzdüler ve o da mecbur kalıp işin doğrusunu yazdı: “Yalancılar Benimle Niçin Uğraşıyor?“ başlıklı yazısında rezil etti onları. Yüzsüzler, beynelmilel destekçileri olan bu adi müfteriler rezil olur mu? Olur ama olmaz..
Üstad yazıları ve eylemleriyle ciddî surette komünizmle mücadele ettiği için bu yerli malı komünistler ona sürü sepet iftiralar attılar, en adi hakaretleri kustular yıllarca. Okuyun o yazının tamamını bakalım neler hissedeceksiniz...
Siz yine okuyun ama yazının can alıcı kısmını buraya da alıyorum ki bunların rezilliklerini görmeyen, bilmeyen kalmasın. Allah için rica ediyorum sizler de bunu sosyal medyada falan yayın.
“Türkiyeyi Sovyet Birliğinin uydusu yapmak isteyen anarşistleri (o zamanın GEZİ’cilerini) alkışlayanlar, tehlikeye karşı sokağa inen vatansever Müslümanlara düşmanlık kusmuşlardı. Sokak solculara serbest, Müslümanlara yasak, hürriyet anlayışlarını sevsinler!
İftiracılar, yalancılar Müslümanlar Altıncı Filoyu kıble yaptılar iftirasını ortaya attılar. Neymiş, Dolmabahçe camiine sokulmayan dindarlar, sahilde namaz kılmışlar, Boğaz’da da Amerikan gemileri varmış. Bunlar o kadar beyinsiz ve kötü niyetli kimselerdi ki, namaz kılan bir Müslümanın önünde bir ağaç olsa, onu ağacı kıble yapmakla suçlamaktan geri durmazlar.
En son, “1959’da Mehmet Şevket Eygi (ve 16 yaşındaki FG) Genelkurmay Özel Harp Dairesine alındılar” yalan ve iftirasını yumurtladılar.
O tarihte bendeniz 26 yaşında silik genç bir memurum, gazetecilik yapmıyorum, çevrem yok, nasıl olur da Genelkurmay beni alır, bu ne aptalca senaryodur...”
İşte böyle muhterem okurlarım... Bunlarda ne utanacak bir yüz, ne asalet, ne haysiyet var... O yüzden de kendi hamlelerimizi isabetli yapmak için bütün vecheleriyle düşmanlarımızı iyi tanımalıyız.
Bazı kardeşlerimiz soruyorlar. “ağabey neden Odatv'leri, SÖZCÜ'leri falan takip ediyor canını sıkıp duruyorsun?” diye. İşte bu yüzden canım kardeşim, bu yüzden... Yoksa “it ürür kervan yürür” der geçerdim...