Son dönemde, dünya siyasetinde önemli bir dönüşümün habercisi olan Filistin-İsrail ateşkesi gündeme oturdu. Bu ateşkes, sadece bölgesel bir barış sürecini değil, küresel siyasetin de yeni bir yüzünü gözler önüne seriyor. 

İsrail ile Hamas arasında 15 ay süren çatışmaların ardından varılan ateşkes anlaşması, Katar’ın arabuluculuğunda gerçekleştirildi. Anlaşmanın ilk aşamasında, Hamas’ın 33 İsrailli esiri serbest bırakması ve karşılığında İsrail’in bazı Filistinlinin salıvermesi öngörülüyor.  

İsrail'in ateşkes isteyen taraf olması, bir zamanlar "yenilmez" sanılan bu ülkenin imajını ciddi şekilde sarstı. Hamas, İsrail'in aslında kâğıttan kaplan olduğunu gösterdi. Bu psikolojik zafer, İsrail'in altı gün savaşlarındaki zaferini düşündüğümüzde, ne kadar aciz durumda olduğunu ortaya koydu. İsrail sadece askeri gücünü değil, dünyadaki itibarını da kaybetti. Özellikle istihbarat zaafiyetleri konusunda eleştiriler, uluslararası arenada İsrail'in alay konusu olmasına yol açtı. Mossad da, bir zamanlar ne kadar övüldüyse, şimdi o kadar küçümseniyor. 

Gazze'de yaşananlar, sadece bir kahramanlık destanı değil, aynı zamanda dünyayı saran Siyonist etkinin sorgulanmasına yol açtı. Dünya çapında, vicdan sahibi insanlar İsrail'e karşı güçlü bir tepki gösterdi. Bu tepki, Hamas'ın İsrail’in sadece imajını değil, Yahudi esaretindeki dünyanın zincirlerini de kırdığını gösterdi. 

Dünya genelindeki insan hakları raporları ve demokrasi baskılarının artık yok hükmünde olduğu bir döneme girildi. Yıllarca Türkiye ve diğer ülkelere dayatılan bu raporların aslında Yahudi çıkarlarını koruduğu anlaşıldı. Bu gerçek, Avrupa değerlerinin sorgulanmasına yol açtı, Batı’nın ikiyüzlülüğünü ve çifte standartlarını bir kez daha gözler önüne serdi. 

Filistin’in devlet olarak tanınması için baskının artması gerektiği bir diğer önemli nokta. Türkiye’nin Filistin'e resmi statü ile çağrılması, Mahmud Abbas'ın değişmesi ve Türkiye'nin Suriye ile birlikte Gazze ve Filistin'e odaklanması gerektiği önemli adımlar arasında. Bu, Türkiye’nin bölgedeki rolünü ve etkisini artırarak, Filistin meselesinde daha aktif bir oyuncu olmasını sağlayabilir. 

Kültürel ve medya alanlarında Yahudilerin ele geçirdiği yerlerin geri alınması da bir diğer kritik konu. Kendi sanatçılarımızı ve medya profesyonellerimizi yetiştirmemiz, medya okuryazarlığını artırmamız gerektiği üzerinde duruluyor. Bu, Yahudilerin mağdur edebiyatı yaparak öldürmeyi kendilerine hak görmelerini engelleyebilir. Bu süreçte, İsrail'in ekonomik, sanatsal, kültürel ve bilimsel etkisinide sorgulamak zorundayız. Mesela Hollywood, Sigmund Freud yada Darwin 

Bu zafer, İslam dünyasının ayağa kalkması için büyük bir sebep. Türkiye’nin bu süreçte gösterdiği hassasiyet, dünyanın vicdanı olup doğru tarafta olmanın gururunu yaşattı. Cumhurbaşkanımiz Sayin Recep Tayyip Erdoğan ve ona inananların, tarihin insanlık tarafında yer aldığı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. 

Ekonomik boykotun önemi de unutulmamalı. Yahudi ekonomisine ve ürünlerine karşı boykot, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek ve yerli üretimi desteklemek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Bu, ekonomik bağımsızlığımızı pekiştirecek bir adım olabilir. 

Trump'ın azil sürecinden kurtulmak için Siyonistlere destek verdiği görünse de, Pentagon ve yargıda kritik yerleri aldıktan sonra İsrail’e desteği gözle görülür ölçüde azaltabilir. Bu, Amerika'nın iç sorunlarına ve Çin'e odaklanmasını gerektirebilir. 

Hamas, Ortadoğu'da Müslüman kılığında Yahudilerin de maskesini düşürdü, İran ile İsrail arasındaki gerilimin bir aldatmaca olduğunu ve bu gerilimin Ortadoğu'yu İsrail işgaline hazırladığını ortaya koydu. 

Yahudilerin gerçek yüzünü gören dünya, Siyonist büyünün kalkmasıyla tarihi sorgulamaya başlayacak. Milyonlarca kitap yazsanız Yahudilerin gerçek yüzünü dünyaya anlatamazdınız. Tarih boyunca neden istenmediğini, neden sürüldüklerini, faiz ve fuhuşu nasıl kullandıklarını ve takiye yaptıklarını anlatacaklar, anlatacağız.  

Son olarak, Filistin meselesinin 7 Ekim’de başlamadığını ve İsrail’in kendi vatandaşlarını öldürdüğünü her platformda anlatmak zorundayız. Filistin için İstanbul’dan çıkacak bir ordunun hiç bu kadar özlenmediği bir dönemde, zulmün arttığı bu zamanlarda, eşyanın bile konuşma vakti yaklaşıyor. Rabbim, eşya dile gelmeden İsrail’in yok oluşunu göstersin.  

Unutmayın İsrail fethedilmeyecek, İsrail yok edilecek.