Sırasız eğitim veren okul projesi (sıkıcı okullara karşı)
“Okulsuz toplum” kitabının yazarı Ivan İllich kadar karşıtlığım olmasa da günümüz kurumsal eğitim okulların sıralı eğitimine karşıyım. Çünkü çocuklar bu okullardan memnun değiller. Hizmeti alan çocukların okullardan memnun olmadığı, tatil olduğu çok sevinmelerinden anlıyorum. Onlar için en iyi okul kapalı okuldur. Çocukların, okullar tatil olunca üzüldüğü, eğitim verilince sevdiği zaman bizim kurmuş olduğumuz eğitim sisteminin başarılı olduğunu düşünebilirim. Biz büyükler; kendimiz; sevmediğimiz işlerde çalışmak istemiyoruz. Fakat çocuklarımızın sevmediği şekilde eğitim hayatının olmasını ve istemediği bir okulda istemediği sıralarda oturmasını istiyoruz. Bu durum kuranı kerim okumasını bilmeyen anne babanın çocuğunu kuran kursuna göndermesi kadar çelişkili bir durumdur. Kendimiz için istediğimizi, çocuklarımız için istemiyoruz. Eğitim sistemi velileri değil, çocukları memnun etme üzerine olmalıdır. Çünkü okulların müşterisi yani hizmetten faydalanan son kullanıcı veliler değil, çocuklardır.
***
Sıralı okullarda çocuklara eğitim vermek, Çin işkencesi gibi. Acaba hangi büyük insan tam kırk da sevmediği bir ortamda oturabiliyor ve bunu her gün yapabiliyor. Çocukların en hareketli olduğu yaşlarda 40 dakika oturması, çocukların kişiliklerini mutlaka olumsuz etkiler. O yüzden kar tatili olunca bütün çocuklar, vali açıklamalarına kilitleniyor. İlkokul ikinci sınıf giden oğluma, kar tatili nedeni ile sevinince, “yavrum neden bu kadar çok seviniyorsun, okulu sevmiyor musun? Sen!” dedim. “Tatili seviyorum” dedi, öyle ise “hiç okula gitme, okula gitmek zorundan değilsin” diye tuzak bir teklif de bulundum. “Kar tatili olunca hiçbir öğrenci okula gitmiyor, ben okula gitmezsem diğer çocuklardan geri kalırım” diye cevap verdi. Oysaki anaokuluna koşarak gidiyorlardı. Çünkü hem eğleniyor, hem de öğreniyorlardı.
***
Özellikle ilkokulları; sıralardan arındırarak, eğitim verebiliriz. Sınıfı oyuncaklarla eğlenceli hale getirebiliriz. Ayrıca dersleri 40 dakika yapmak yerine, 20 dakika yapabiliriz. Böylece çocukların canları sıkılmaz. Topu topu 10 dakika olan, hatta bazı okullarda 5 dakika olan teneffüsleri en az 20 dakika yapmalıyız. Teneffüsler; en az okuma-yazmanın ve matematiğin öğretildiği zaman kadar önemli bir eğitim ve öğretim zamanıdır. Çünkü çocuklar teneffüsteki serbest zamanda, birbirleri ile bir öğretmenin kontrolü olmadan iletişim kurmayı ve bir birlerinin haklarına saygı göstermeyi öğrenir. Hem teneffüslerin yapıldığı alanlarda, çocukların sevdiği oyuncaklar konularak okullar daha da çekici yapılabilir. Ben bu zamana kadar bir istisna dışında bahçesinde çocuk parkı olan ilkokul görmedim. O da zengin muhit okulu idi. Belki bir zengin yaptırmıştır. Bence büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyeleri okul bahçelerine çocuk park yaparlarsa büyük bir hayır işlerler. Hatta camilerin bahçelerine bile lazım bir iki salıncak.
***
Sınıflarda sıra yerine oyuncaklar olunca, bazen sınıftan çıkmadan da teneffüs yapılabilir. Belki minderler ve birkaç sıra olabilir. Bir kısım öğrenciler sınıf dışına çıkarken, bir kısmıda sınıf içinde özgürce oyun oynayabilirler. Böylece çocuklar, sıkılmadan okuma yazmayı ve matematiği öğrenebilirler. Oynayarak eğitim vermek daima daha çekicidir. Ayrıca ilkokulda, müzik, resim, beden gibi dersler daha serbest bir şekilde yapılabilir. Örneğin beden dersi yapmak isteyenler spor salonuna; resim dersi yapmak isteyenler resim atölyesine, müzik dersi yapmak isteyenler müzik odasına giderek daha özgür bir seçimler okul eğitimini tamamlayabilirler. Dil sınıflarında, sıkıcı gramer ve yazım kuralları olmadan, sadece günlük hayatta kullanabileceği pratik konuşma bilgisini öğrenebilir. Daha sonra konuşabildiği dilin okuma yazmasını öğrenir. Kısacası öğrenme ve sıkıcı bir disiplin ağırlıklı bir okul yerine; eğitim ve eğlence ağırlıklı bir ilkokul sistemi olmalıdır. Çocuklar okullar tatil olduğu zaman üzülmeli, hatta ağlamalıdır ki ancak o zaman biz başarılı bir eğitimden bahsedebiliriz. Çocukların bilgiden daha çok eğitime, ahlaka, terbiyeye ihtiyacı vardır. Çocuklar eğlence ortamında arkadaşları ile paylaşmayı ve birbirine saygı duymayı öğrenecektir. Haberiniz olsun! çocuklar okulları sıkıcı buluyor.
***
Peki diyeceksiniz ki; müfredat nasıl yetişecek? Müfredattaki bilgi veren konular azaltılmalıdır. İlkokuldaki konular, okuma-yazma, dört işlem, basit temizlik ve sağlık bilgileri, basit trafik kuralları, bilgisayar, tablet kullanımları, eğitici oyunları oynamayı öğrenmelidir Bayağı kesirler, ülke başkentleri gibi o yaşlarda işine yaramayacak bilgiler verilmemelidir. Zaten ileri ki yaşlarda işine yaracak bilgileri çok kısa bir süre içinde öğrenir. Bir ilkokul öğrencisinin dört yılda öğreneceği en zor matematik konularını ortaokuldaki öğren 6 ayda, bir lise öğrencisi 1 ayda öğrenir. İleri yaşlarda kısa sürede yapabileceği bir konuyu ilkokulda yıllarca, sıkıcı bir şekilde vermek doğru değildir. Zekası gelişsin diyorsanız, Matematik tek zeka geliştirici yöntem değildir. Çocukların zekâsı matematik yerine oyunlarla da geliştirilebilir. Zeka geliştiren birçok sanal ve gerçek oyunlar var.
Sırasız okullar görmek duası ile hoşcakalın.