Satılık ruhlar kol geziyor. Kimi bir ideolojiye kimi arzularına kimisi menfaatlerine kimisi de günübirlik savaşlara satılık.

Hissediyor musunuz şöyle derin derin? Düşüncelerinizi duyabileceğiniz bir mekan
arzuluyor musunuz? Yoksa düşünmüyor musunuz?

"Düşünülmüşü var fazlasıyla.." deyip beyninizi boşuna yormuyor musunuz? Kesin rahatladınız. Şöyle içinizden bir oh çektiniz. Prangalarınızdan kurtulduğunuza bayram,kutlama,vs..

Anlamıyor insan;hissettiğimiz mutluluklar,hiç sevmediğimiz sıkıntıların ürünü. Gerçekten anlamıyor,belki de kolayımıza geliyor sağır numarası yapmak..

Kırmışız,dökmüşüz;silmişiz. Sözüm ona,elimizdekileri korumak adına.. Anlamamışız bir türlü.. Küçücük bir fidan bile yerini bulup;güneşini,suyunu almadan serpilmez. Aklımız sıra incinmişiz. Haklılık uğruna reddetmişiz gerçeği. Hepimiz çekilmişiz kendi kabuğumuza..

Batan geminin malları bunlar, dercesine; elimize ne geçtiyse sahiplenip şekil vermişiz.Sonra bencilce, benlik duygusuyla; "Ben yaptım!", "Benim eserim!".. Öyle pişkin pişkin,yüzümüzde zavallı bir gülücükle bir bütün olmayı asla becerememişiz.

Şimdi soruyorum; muhatabı kimse.. Ey doğa! İhanet sana mı? Üstünde her türlü nimetle karşıladığın güzelliği; ince ince, nakış nakış sunduğun ruhlara bu kadar verici olurken,geri dönüşümü olur mu, diye sordun mu hiç kendine? Ruhların doğaya nankörlüğü.. Aldıkları, hiç vermediklerinden kat kat fazla. Yine soruyorum; bu kadar nankörlüğe, vurdumduymazlığa karşı nasıl da gözleri kör bakarken, sen köşende oturup fıtratın gereği yağmurlarını yağdırır, şimşeklerini çaktırırsın. Sonra durulup kapılarını; bir türlü giymemiş, giyinememiş ruhlara yine sonuna kadar açarsın.

Hangi arzu,istek yumurtadan çıkıp kabuğunu paramparça etmeye değer? Pişkin ruhlar..

Ama onlar ner'de? Lay lay lom depresyonda..

Tülay Özdemir