Geçenlerde karanlık bir yolda,bir ağacın altında küçük bir çocuğa
rastladım. Ellerini dizlerinin üstüne koymuş,kara kara düşünüyordu.
Sanki dünya batmış da o altında kalmış. Ve sadece biraz daha nefes
almak istiyordu; biraz daha yaşamak, eğlenmek, hoplamak,
zıplamak... Acelesi vardı sanki; eksik bir şeyler,tamamlamaya
çalıştığı yarım kalan işler... Onun için önemliydi tamamlanmak,
yarım kalmamak...
Ona dedim ki; "Sen zaten yarımsın,eksiksin;eksik kalacaksın. Sakin
ol,kendini sağlam bir yere çek ve bırak,hayat aksın... Sen zaten
hayatın önemli bir parçasısın. Sen kımıldadığında, küçük bir çakıl
tanesi gibi yuvarlandıkça uygun bir yerde duracaksın. Bazen akan
duru sular gibi yolunu bulacaksın ve başka eksik olanın diğer
yarısı olup, hayata ahenk katıp yaşam bulacaksın. Aradığın neyse...
Ve anlayacaksın;sen başkasının hayal ettiği özleneni
olacaksın..
Ümidini kaybetme. Nefes aldığın sürece yaşamın sana ihtiyacı var.
Sen önemlisin,bir bütünün eşit parçalarından birisin. Senin de
tamamlanman için önce eksilmen lazım. Ve fark et;mutluluğun evresi
yok,zamanı yok, mekanı yok. Ömür dediğin,metreyle ya da kiloyla
değil;sadece şimdi... Ara, bul; sakın başkasınınkine göz
koyma,çünkü herkes farklı şeylerle mutlu olur. Dene lütfen
başkasını mutlu etmeyi... Onun gözlerine bak,o gülümsemeyi gör ve
oluştur sevgiyi,dostluğu... Kuru kalabalığı boş ver. Sen hep
yağmuru sev, yağmurda ıslan;kederlerinden arın.
Bazen yalnızlığı tercih et. Yenilen... Geliş... Oku... Seyret...
Düşün... Empati yap... Affet... Özür dile... Ve yaşamı renksiz
bırakma... Kendine şans ver. Alçak gönüllü ve merhametli ol. Bu
donanım sende oluştukça sen bile sana hayran olacaksın. Ama
unutma;hatalarınla yaşam boyu yoğrulacaksın ve sen en sonunda o kul
olacaksın. Sen,'okul'un ekseninde döneceksin ve o kullarda senin...
Eğiteceksin,eğitileceğiz. Bizler Yaradan'ın yarattığı o
kullarız,biz dünyayız...".
Tülay Özdemir