ROCKEFELLER VAKFI VE KATİL SPERMLER(!)

Değerli okuyucu;Bu makale de yer alan yazılar “BİYOLOJİK TERÖR : CHEMTRAİL” kitabımızdan alınmış küçük bir bölümdür. Daha geniş bilgi için lütfen kitabımıza göz atabilirsiniz.

Biyotik ve Biyogüvenlik kuruluşu olan Edmonds Enstitüsü başkanı Devinder Sharma Silvia Ribeora’ya destek çıkıyor ve “Kirli sanayiciler küresel planlarının bir parçası olarak Afrika ve Güneydoğu Asya’da ki gelişmekte olan ülkelere zehirli ve endüstriyel biyokimyasal tarım ürünleri gönderdiler. Bu ürünler ise bugün genetiği ile oynanmış mısır ve soya yememize sebep oluyor. Şayet bu ürünlerin içerisinde gerçekten sprem katili biyolojik etkenler var ise ABD’nin bu kirli teknolojiyi üretenler hesap sorması gerekir. “

Epicyte şirketi Eylül 2001’de yürüttüğü proje ile ilgili olarak kadınlarda gebeliği, erkeklerde ise spermde ki üretimi engelleyen GDO’lu mısır mahsülleri oluşturmayı başardıklarını söylüyordu. Gebe olan pek çok kadından antikorlar aldıklarını ve bu antikorları baz alarak kısırlaştırıcı antikorlar üretilmesini düzenleyen genleri ayırdıklarını ve katılım mühendisliği yöntemleri ile mısır bitkisinin oluşmasını sağlayan mısır tohumlarına bu genleri iliştirdiklerini ifade etmişlerdi.

Epicyte Başkanı Mitch yaptığı basın toplantısında övünerek kameralar karşısında “Artık spermleri öldürme özelliği bulunan yeni antikorların üretildiği mısırlarla dolu seraların sahibiyiz. Dünyanın nüfus kontrolü sorununa daha etik çözümler bulduğumuza inanıyoruz” açıklaması yapıyordu.

Bu nasıl olabilirdi? İnsanlar onlara güvenerek marketlerden mısır alıp tüketiyor veya seralarından aldıkları ürünleri tüketiyorlardı ama hem kadınlar hem erkekler haberleri olmadan kısırlaştırılıyorlardı ve doğacak çocuklarının katili bu firmaydı.

Bu biyolojik terörden başkası değildi ancak egemen basın tarafından hiçbir zaman üzerinde durulmadı ve Epicyte şirketi hakkında yasal işlem başlatmak yerine şirket büyümeye devam etti ve ABD’de ki üç büyük tarım şirketinden biri olan Dow Agro Sciences ile “Genetik Mühendislik” adına anlaşmalar yaptı.

Daha da fenası, daha önceleri bu konu hakkında kooperatiflere, tarlalara baskınlar düzenleyen ABD tarım bakanlığı sperm öldürücü mısır üretiminin test sonuçlarını ABD Savunma Bakanlığında görevli bilim adamlarına Marylan’de ki Edgevvood Kimya ve Biyoloji Merkezi gibi biyolojik araştırma merkezleri üzerinden raporlar eşliğinde sunar olmuştu.

Neler oluyordu böyle?

Aslında her şey Epicyte şirketinin yöneticisinin basın açıklamasında ki sihirli sözcükte saklıydı…. “Dünya Nüfusunu Kontrol Etmek”

Daha sonra ise CBS haber kanalı ABD tarım bakanlığının ilaç ve ilaç bileşikleri yetiştirmek üzere ülke çapında 32 deneme tarlasını parasal anlamda desteklediğini iddia etmişti ve bu iddianın ardından Tarım bakanlığından hiçbir zaman yalanlama gelmemişti.

Durum gösteriyordu ki ABD tarım bakanlığı da bu tehlikeli projenin destekçisi olmuştu. Peki ne zaman ? Ne için? Yoksa şirket yetkilisi o sihirli cümleyi söyledikten sonra mı?

Epicyte şirketi küresel baronların aranılan ismi olmuştu…

Nasıl olmasın ki?

Daha önce gebelik engelleyici, sperm öldürücü antikorların üretimi, ultra steril, özel fermantasyon koşullarını oluşturabilmek için 400 milyon dolara çıkabilen çok pahalı özel laboratuarlar kurmak gerekiyordu.

Ama Epicyte şirketi sperm öldürücü antikorların üretimi için 40 hektarlık bir alanın yeterli olduğunu ve bilinen maliyetlerin %90 kadar düşeceğini iddia ediyordu ve açıklamasının hemen arkasından asıl amaçlarını açıklıyordu.

Şöyle diyordu Epicyte sözcüsü;

“Dünyanın artan aşırı nüfus sorununa ticari bir çözüm bulunduğunu açıkça ifade etmek isteriz. 2006 ya da 2007 yılında ticari piyasaya sürülebileceğini tahmin ediyoruz.”

Boyunuz devrilsin bay Mitch(!)

Yahu bu ne rahatlıktı ? Dünya nüfusunun artışına çözüm bulmak adına insanların haberi olmadan insanları kısırlaştıracaklarını gözümüzün içine baka baka söylüyorlar ve üstelik yetmiyor bunu ticari piyasa da kullanacaklarını ifade ediyorlardı.

Yani hem sizi kısır yapacağız, hem haberiniz olmayacak birde üzerine paşa paşa bize para ödeyeceksiniz. Epicyte şirketi daha sonra Mayıs 2004 yılında Kuzey Caroline’da bulunan bir biyo-teknoloji şirketi olan Pittsboro tarafından satın alındı.

Epicyte şirketi daha önce her fırsatta sperm öldürücü genetik kombinasyonlar ürettiğini bangır, bangır haykırıyor, mühendisleri bilim adamları ile dünya nüfusunu azaltabilecek çareler bulduğunu duyuruyordu.

Ne zaman ki Pittsboro firması tarafından Epicyte şirketi satın alındı, bu tür konuların hepsinin üzerine bir çizgi çekildi ve sperm öldürme konusunda ayyuka çıkmış konular adeta bıçak kesmiş gibi kesildi ve kamuoyunda birden unutuluverdi.

Hayırdır hocam? Üretmeyi mi durdurmuştu tesisler ? HAYIR!

Peki ne oldu o zaman?

Kamuoyunun tepkisini çekmemek için kısırlaştırıcı mısırlar, soyalar veya daha hangilerinin dna yapıları değişti bilemiyoruz ama pek çok bitki türüne enjekte edilen antikorlar hayatımızda giriverdi, marketlerde yerini, sofralarda yerini, midelerimizde, hücrelerimizde yerini aldı ve hepimiz de afiyetle yemeye devam ettik.

Oh olsun bize….

Kur’an’ın dediği gibi “Düşünmez misiniz?”

Yok Rabbim, biz böyle iyiyiz düşünmüyoruz…

Son olarak size çok daha ilginç birkaç bilgi vereyim ve bu konuyu kapatayım;

John D. Rockefeller “Amerikan Soy Arıtım Cemaati” isimli bir yapılanma kurmuştu, bu yapılanmanın temel esaslarını benimseyen başka küçük şirketlerde kuruldu ve amaçları dünya nüfusunu kontrol etmekti.

Kellogg’s Mısır Gevreği şirketini de Rockefeller kurmuştu.

Ve son bomba…

Sperm öldürücü ürünleri üreten Epicyte şirketini satın alan Pittsboro şirketini kuran da Rockefeller’di…