Resmi lügatin Darb-ı Mesel faslı paçavra
Hep burnunun dikine giden TDK’nın hâl ve gidişi
hiç değişmeyecek gibi.
Niye acabâ?
Burnunun ucundan ilerisini mi görmüyor, yoksa burnunun yeli
harman mı savuruyor?..
***
2012’de hazırladığım “Dilin Tetiği
Bozuldu” kitabımda “TDK’nın Atasözleri
Çıkmazı” başlıklı fasıl 20 sayfa tutmuştu.
Bu sayfalarda TDK’nın, “kerâmeti kendinden
menkul ve kendince makbul” diğer lügatleriyle berâber
“Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”nün de
aslında sapır sapır döküldüğünü, delilleriyle birlikte isbât
etmiştim...
***
Aradan geçen beş yıl zarfında TDK’nın bu lügatinde
de pek bir şeyin değişmediğini görmek beni şaşırtmadı.
(“Dron” kelimesine bugünlerde bir “Türkçe
karşılık” bulmaya çalışan TDK, böyle gereksiz işlerle uğraşmayı
bırakıp şu lügatlerini adam etmeye niyet ve gayret etse ne iyi
olurdu...)
***
TDK daha “atasözü”nün doğru bir
târîfini bile yapamamış.
TDK’nın “atasözü”nü yanlış târîf
ettiğini beş altı sene önceden yazmıştım. O kazâlı ve ârızalı
târif, bağladığım çayırda otluyor.
Velhâsıl, TDK’nın “atasözü”nden
anlayıp anlattığı şu:
“Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal
olmuş, öğüt verici nitelikte söz...”
***
Hâlbuki ben atasözlerinde
“öğüt” bulunmasının şart olmadığını söylemiş ve bunu
örneklerle îzâh etmiştim. Nitekim atasözlerinin birçoğunda sosyal
ve psikolojik gerçekler, bir kısmında tabiat kaanunları,
kimilerinde halkın çeşitli fikir ve inançları, millî değerler vs.
dile getirilmiştir...
***
TDK’nın “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”
hatâları -bırakın bir makaaleyi- kitaplara sığacak gibi değil. Yeni
keşfettiğim birkaç hatâyı -yine en derin kaygılarımla-
dikkatlerinize sunuyorum.
***
TDK’mız kendi internet sitesindeki “Atasözleri ve
Deyimler Sözlüğü”nde bir atasözümüzü bakın ne hâle
getirmiş:
“mescite gerek olan meyhaneye
haramdır”
Evet, bu
atasözümüz TDK’nın “Atasözleri
ve Deyimler
Sözlüğü”nde aynen bu
şekilde yer alıyor. İmlâ ve noktalama hüvesi hüvesine böyle...
***
Hadi, buradaki imlâ ve noktalama hatâlarını -ki
TDK'nın kıstaslarına vurursak tam dört tâne
var- görmeyelim; peki bu atasözünü TDK
yanlışsız ve eksiksiz îzâh edebilmiş mi?
TDK'nın şu îzâhını masaya yatıralım da
görelim:
“insanın kendisine gerekli olan bir şeyi yabancıya vermesi
doğru değildir.” (Bunun da imlâ ve noktalaması hüvesi
hüvesine...)
***
TDK’nın bu îzâhı, Ö. Âsım
Aksoy’un (eski TDK’nın) kitabından
aktarılmış. Fakat yarım yamalak, şaşkın şavalak, çatlak
patlak...
Orijinal îzah şu:
“1) İnsanın kendisine ve benimsediği yere gerek olan şeyi
yabancıya vermesi doğru değildir.
2) Bir yer için gerekli olan şey, görevi onunki ile çelişen
yer için zararlıdır.”
***
Resmî lügatin darb-ı mesel faslı paçavra;
Mânâları kof, şekli ve imlâsı kadavra...