İngiltere Dışişleri Bakanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden Boris Johnson Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik’le görüşürken “Osmanlı’dan gelen iki kişi olarak yapacak çok işimiz var. Osmanlıdan bu yana gelen ilişkilerimizi devam ettireceğiz ” dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden Boris Johnson Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik’le görüşürken “Osmanlı’dan gelen iki kişi olarak yapacak çok işimiz var. Osmanlıdan bu yana gelen ilişkilerimizi devam ettireceğiz ” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi karşısında Türk Milletinin demokrasiye sahip çıkmasını takdir ettiğini ifade ederken İngiliz destekli yeni bir darbe iddialarını ise yalanladı.
Boris Johnson dün Başbakan Binali Yıldırım’ın ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerde de bu görüşlerini tekrarladı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilen Johnson’un, Çavuşoğlu ile görüşmesinden sonra FETÖ ile ilgili soruya verdiği cevap dikkat çekiciydi:
“Gülenizm bizim için karşı karşıya olduğumuz yeni ve farklı bir hareket. Silahlı gücün kullanıldığı darbe girişimine ciddi bakmalıyız. Bu hareketle bağlantılı unsurlardan kurtulmak için gerekli çalışmaları yapacağız.”
Türk bulaşık makinesi kullandığını, çocukluğundan beri Türkiye’den gelen ürünlerle beslendiğini söyleyerek iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesini söyleyen Johnson’un Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı sorumluluğunu üstlendikten sonra açıklamalarında daha özenli davrandığını görüyoruz.
***
Boris Johnson Dışişleri Bakanı ile görüşmesinden sonra
açıklamalarına başlarken de Osmanlı geçmişine atıfta bulundu ve
kuzeninin Dışişleri mensubu olduğunu hatırlattı.
Boris Johnson, İzmit’te linç edilerek öldürülen Ali Kemal’in
İngiliz eşi Winifred Brun’den doğan İngiliz Kraliyet Ordusunda
pilot subay olarak görev yapan Osman’ın torunu.
Ali Kemal, ilginç bir sima.
Mülkiyede okudu, yarım bıraktığı tahsilini yurt dışında
tamamladı..
Edebiyatla uğraştı. İki Hemşire, Çölde Bir Sergüzeşt gibi romanları
var.
Paris’te iken önceleri Jön Türklerle beraber. Mizan Dergisine
yazılar gönderiyor. Bu arada padişah II.Abdülhamit’e jurnaller
göndermeyi de ihmal etmiyor.
Brüksel’de bulunduğu sırada elçilikte ikinci katip olarak görev
yapıyor. Bu arada bazı gazetelere yazılar gönderiyor. İntihal
iddiaları yüzünden yazı hayatına ara vermek durumunda kalıyor.
Bir süre Mısır’da yaşıyor. Daha sonra konsolosluk teklifini kabul
etmeyerek İstanbul’da İkdam’da gazeteciliğe dönüyor. İttihat
Terakki karşıtı yazıları, Hüseyin Cahit’le polemikleriyle dikkat
çekiyor.
Ahrar Fırkasından siyasete atıldıysa da başarılı olamıyor. 31 Mart
vak’ası ile bağlantılı olduğu ileri sürülünce İngiltere’ye
kaçıyor.
İttihat ve Terakki’nin ayrılmasından sonra İstanbul’a dönüyor.
Sabah gazetesinde başyazarlık yapıyor. Daha sonra Peyam-ı Sabah
isimli gazeteyi çıkarıyor.
İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin kurucularından olan Ali Kemal,
Peyam-ı Sabah’ta Milli Mücadele aleyhindeki yazıları ile dikkat
çekiyor.
Bir ara Damat Ferit Hükümetinde İçişleri Bakanlığı yapıyor.
Anadolu’da milli mücadeleyi başlatan Gazi Mustafa Kemal’in
yakalanarak İstanbul’a gönderilmesi talimatının altındaki imza
onun. Bakanlıktan sonra yine gazeteciliğe dönüyor ve sert yazılara
devam ediyor.
Her ne kadar, Yunan ordusunun İzmir’de denize dökülmesinden ve
Milli Mücadelenin başarıya uğramasından sonra pişmanlık gösterip, “
Türk’ün Bayrağı” ve “ Gayelerimiz Bir İdi” başlıklı yazılarıyla
zafere saygı gösterse de Ankara’nın tepkisinden kurtulamıyor.
İstiklal Mahkemesinde yargılanmak üzere yakalanıp Ankara’ya
gönderilirken İzmit’te Bölge Komutanı Sakallı Nurettin Paşa’nın
talimatı ile halka linç ettirilerek öldürülüyor ve cesedi trenle
Lozan görüşmelerine giderken İsmet Paşa görsün diye İzmit Garı’na
asılıyor.
İsmet Paşa bu vahşete tepki gösteriyor. Ali Kemal’e karşı tutumuna
rağmen Gazi Mustafa Kemal de bu hazin sonu tasvip etmiyor.
***
İsmet Paşa, Ali Kemal’in oğlu Zeki Kuneralp’in oğlunun tahsiliyle bizzat ilgilendi. Dışişlerinde Büyükelçilik ve Müsteşarlık yaptı. Zeki Kuneralp’in oğullarından Boris Johnson’un “kuzenim” diye söz ettiği Selim Kuneralp de Dışişlerinde Büyükelçi olarak görev yaptı. Diğer oğlu Sinan Kuneralp ise yayıncı.
Boris Johnson’un Osmanlılığı böyle.
Dramatik bir öykü.
Londra Belediye başkanlığı sırasında yaptığı espriler ve uçuk
açıklamalarla hatırladığımız Johnson umarız dedesinin
topraklarından ayrıldıktan sonra Türkiye’de yaptığı olumlu
açıklamalara sadık kalır ve üslubunu değiştirmez.