Ortadoğu ve Suudi Arabistan
Batı’nın düşünce tarihi akılla naklin mücadele tarihi. Cemil Meriç
Tüm oyunların oynandığı yer kuşkusuz İslam ülkeleridir. Her gün yeni haberlerle gündemde yerini koruyor. İslam dünyası kan, gözyaşı ve ölümlerden bıkmış, yorgun düşmüştür. Bu coğrafyada dökülen kanın kardeş kanı olduğunu bir türlü idrak edemediler. Bildikleri bir şey varsa da birbirini satmak, ihanet etmek oldu. Bu düşünce var olduğu sürece savaş ve gözyaşı eksik olmayacaktır. Örnekleri ortadadır: Filistin, Irak, Yemen, Suriye, Afganistan, Arakan ve en son Lübnan’ın da eklenmesiyle alan daha da gelişmiş durumda. Bu bölgelerde gün geçmesinki bir ölüm ve patlama haberi olmasın. Tüm bu süreçte, terör örgütlerine yer açılması dışında başka bir durum yaşanmıyor. Yaşanan durum kimin adına yapılmaktadır? Bu hesaplar kim ve kimler tarafında organize edilip, oynatılıyor. Oyunun arkasında hangi karanlık yapı mevcuttur? Bunu sorgulamak lazım, sorulmadığı takdirde aratarak devam edecek bir gerçektir.
Son zamanlarda Suud ailesi ne yaptığı tam olarak bilinmiyor. Darbe mi, yolsuzluk mu ve tasfiye mi belli değil. İplik yumağı gibi birbirinin içine geçmiş durumda. Baskı, tehdit ve mallara el konulmayla bir yere varılmaz. Kendi geleceğini garanti ve kontrol edebilmek için yapılan eylemlerin hiçbiri devlet yapısına yakışmayan durumdur. Bu vecize tam yerinde olacak: Zulüm ile abâd olanın, akıbeti berbat olur. Bunların akıbeti de er ya da geç hüsran olacaktır. Bu oyunun arkasında maalesef İsrail ve İngiltere çıkmaktadır. Amerika olmazsa olmazıdır. Böyle devam etmesi durumda Suud’un birçok eyalete bölünmesi gerçekleşebilir. Arkasında bulunan devletler, her biri, bir eyaleti kendisine bağlayıp yola devam edecektir. Hepsi ileride küçük bir İsrail olma yolunda ilerliyor.
Ilımlı İslam diye başlatılan kampanya zırvalıktan başka bir şey değildir. Acaba bu kavram İslam’la mı yoksa düşünce mi ile alakalıdır, ona bakmak lazımdır. Mesele İslam’ı itibarsızlaştırmak. Yoksa kuralları belli olan bir inancın ve her dönemin ihtiyaçlarına cevap veren bir din üzerinde İslam’la bağdaşmayan kavramları yüklemek haksızlıktır, vicdansızlıktır. Tüm yazılıp çizilenler siyasidir. Bunun başka bir açıklaması olamaz. Dinen yasak olan bir durumu veya eylemi helal yapılabilir mi? Olamaz. İşte yapılmak istenen tam da budur. Kişi kendine göre yaşamak isterse buyur istediği yaşasın, ama onun dışında yapılmak istenenler kabul edilmemesi gerekir. İslam dinin kuralları bellidir, aksisini düşünmek başka amaçlara hizmet etmektir.
Konuyla çok bağlantılı olmasa da değinmeden olmaz. Fenerbahçe köklü bir geçmişe sahip, bu buhranlı durumu bir an önce atlatmalıdır. Bu bir süreçtir, bu zaman diliminde bu tür puan kayıpları yaşanabilir. Önemli olan zor süreçten dimdik kalkabilmek ve silkinebilmektir. Hiç kimse Fenerbahçe’den daha değerlidir, onun için yaralı yere bir an önce neşter vurulup, yola devam etmelidir.
Vesselam!