Müttefikim bir katil !
İdlib adında bir şehir var. Belki duymuşsunuzdur. Bir süre önce halep'te vardı, Lazkiye, Hama ve Humus... Şehirler birer birer düşerken, geriye kadınların ve çocukların cesetleri kalıyordu. Dünya ise teröristler temizleniyor diye yayılan propagandalarla uyutuluyordu. Sadece son 12 günde Müttefikimiz Rusya ölüm yağdıran savaş uçaklarıyla Suriye'de 580 hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılar da 11 mescid, 10 hastane, 8 okul, 3 çadır kent hedef alındı. 200 kişi öldü 350 kişi yaralandı. Siz bu satırları okurken Rusya yeni hava operasyonlarıyla "5-6 yaşlarındaki" sözüm ona teröristleri ve onların annelerini öldürüyor olacak.
Kimse ne işiniz var? diye soramadı. Sıcak denizlere inmeyi tarih boyunca en kutsal amaç olarak gören Rusya, Avrasya jeopolitiğinde liderliğini pekiştirmek, Ortadoğu'daki ABD hegemonyasına son vermek, ve ABD'nin “Büyük Ortadoğu Projesi” adını verdiği, arap baharı, renkli devrimler söylemleriyle ulus devletleri yok etme projesinde, Suriye'den sonra sıranın kendisine gelebileceği endişesiyle, Suriye konusunda olayı bir "Rus Milli Mücadele" anlayışına dönüştürdü ve esed'in yanında savaşmak üzere birliklerini Suriye'ye sevk etti.
Esasında Esed hükümeti, Ruslara pek yabancı değildir. Ortadoğu'nun en eski ve en köklü silah tüccarı olan Ruslar, pazarı batının şımarık çocuklarına bırakmaya da niyetli değildir. Rusya ile Suriye arasında 2005'den bu yana yapılan silah sözleşmelerinin toplam değeri 5,5 milyar dolar düzeyinde. Rusya'nın dünya silah ihracatında Suriye'yeye ayırdığı pay yüzde 37 düzeyinde olsa da, Suriye'nin gerçekleştirdiği silah ithalatında Rusya'nın payı ise yüzde 71 oranındadır.
Ruslar 30 Eylül 2015'te Suriye'deki ilk hava saldırısını gerçekleştirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi bu güne kadar yapılan Rus hava saldırılarında çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 10.000'in üzerinde sivilin katledildiği açıkladı. Yerel kaynaklarsa mevcut sayının 50.000'in üzerinde olduğunu ifade ediyor.
S-400 alıyoruz. Susalım. Kimse konuşmasın. Ruslarla anlaşmalarımız artsın. Diplomasimiz tadından yenmesin. Komşuluğumuz pekişsin. Ruslarla ithalat ve ihracatımız üst seviyelere taşınsın. Susalım. Bebekler kundaklarında kurşunlanırken susalım. 80 yaşında açlıktan ve soğuktan tekerlekli sandalyede can veren masum insanları cadde ortasında parçalayan kedi ve köpekleri izleyelim. İbadet ettikleri sırada camilerine füze isabet eden, ve cami enkazında parça parça olan garipleri görüp susalım. Annesinin saçlarını tarayıp okula yolladığı evlatlarını, okul sırasında katleden Müttefikimiz Rusya ile olan dostluğumuz gereği susalım.
Ben bir yazarım. Ben bir aktivistim. Her şeyden önce "Ben bir İnsanım." ve Ben bu katliamlara susmayı İnsanlık onuruma yediremiyorum. Bütün gazeteci arkadaşlarıma sesleniyorum. Reel politik gözlemleriniz ve siyasi dengeleriniz gereği susmayı bir kazanım olarak görmeye devam ettiğiniz sürece, Suriye'de katledilen her sivilin vicdani sorumluluğu da suskun olan sizlerin üzerine olacaktır.