«Müftü Nikâhı» ya da Lozan’ın dişini kırmak..
Nikâhsız birlikte yaşamanın kanunen serbest kılındığı bir İslâm ülkesinde yapılan “Müftü Nikâhı” tartışmasını garipsemekle birlikte, “ehemmiyetine binaen” devam etmesinde yarar olduğu kanaatindeyim.
Onlar işi biliyor, bunları mühimsiyor, tartışıyor, aleyhimize çevirmek için çabalıyor ve kafa karıştırma faaliyetleri de hiç inkıtaya uğramıyor!.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar Paşa’nın yanına üç kuvvet komutanını da alarak Millet Camiinde (tarihî) sabah namazı kılması, derin (!) düşüncelere sevketti bunları...
Lâkin ne gariptir ki, mesele bizim camianın medyasında pek yer bulmadı. Oysa halkı sokağa döküp, “Millî ordu, Peygamber Ocağı çok yaşa” diye çocuklar gibi coşturmak gerekirdi..
* * *
Bunları takip ediniz, göreceksiniz ki, hiçbir şeyi kaçırmıyorlar:
Diyanet Başkanının değişmesi, 15 Temmuz sanıklarının yargılanmaları, ifadeleri, tarihî namaz, hattâ Kudüs... Mıncıklıyor, iktidarı şaşırtmak ve halkın kafasını karıştırmak istiyorlar..
Bugünlerde kadîm İslâm düşmanlarıyla “Müftü Nikâhı”nı tartışmaktayız..
Tartışalım ama lütfen... Bu tartışmalarda mütemadiyen nal toplayan taraf biz olmayalım... Böylesi mühim konularda inisiyatif bizde olsun..
“Müftü Nikâhı” işini; bütün İslâmî cemaatler ve tarikatler, hep birlikte ve en güzel, en isabetli, en şahane şekilde neden önce biz ele alamadık?
Oysa dört büyük komutanın Millet Camiinde kıldığı «tarihî namaz» kadar mühim sıçrayışlardan biridir bu.. Lozan’ın azı dişini kırmaktır..
“Müftü Nikâhı” ile, Lâikçilik de büyük darbe alacak. Başörtüsü serbestliği gibi bu mesele... Boğazımızdaki kementlerden biri daha çıkacak...
Lâikçi çevrelerin (lâisizm); vesayetçi, İslâm alerjili, Moiz Kohen Kemalisti lâikçilerin çanlarına ot tıkayacak bir mesele..
Yahu boğazını sıkan eli itekleyemeyecek misin?.. Öl o zaman...
* * *
Malezya başkenti Kuala Lumpur'un başörtülü Büyükelçisi Merve Kavakçı hanımefendinin 1 Ağustos tarihli «CHP İngiltere’de olsa ne yapacak?» başlıklı yazısında meseleyi ele almasına çok sevindim.
Alerji duyanlara inat, sosyal medyada da paylaştım...
Büyükelçimiz “Müftü Nikâhı”nı ele aldığı yazısında; CHP rahatsızlığının «dinî nikâh» değil, «uygulamanın Türkiye’de benimsenecek olması» olduğunu vurgulamıştı:
“Kılıçdaroğlu Edirne’de CHP’li belediye başkanının himayesinde kilisede kıyılan nikâha katılıyor, şahitlik yapıyor... Ama konu müslüman olunca CHP özüne dönüyor, dişini gösteriyor.. » diyordu.
* * *
Milletin meselelerine duyarsız futbolsever İslâmcı yazar-çizer takımı... Size hacmi küçük, muhtevası büyük, bir kitabı tavsiye edeyim: Eşref Edip’in (Fergan) «KARA KİTAP»ını mutlaka okuyun!..
«Konu müslüman olunca CHP özüne dönüyor, dişini gösteriyor» cümlesinin derin mánâsını; Lozan’ı imzalayanların gizli protokolleri neden kabul ettiğini, “Kudüs’ün ehemmiyeti”ni, “Tarihî Namaz”ı ve “Müftü Nikâhı”nın ehemmiyetini belki o zaman idrâk edersiniz..
#harbiden: Ve umulur ki, siz de kendi özünüze dönüp, mü’min olmanın, İslâm’ın izzetini, satvetini gösteresiniz.