ABD için stratejik bir piyon olan Fetö örgütünün neler yapabileceğini gördük. Bu satrançta piyonlar oynandı ama arkada daha fil var at var vezir var...
Evet sevgili dostlar 15 Temmuz’da yaşanan alçakça darbe girişimi sonucunda paralel yapının tehlikesi bir kez daha anlaşıldı. Bu bağlamda bundan sonra atılacak adımlar çok önemlidir. Kurumlarda bu örgütün izleri silinirken, yerlerine gelecek kişilere de çok dikkat etmek gerekmektedir.
Bazı aldığım duyumlar bu paralel teşkilatın Ordu içinde hala çok güçlü olduğu kanısını ortaya koymaktadır. Hâlâ askeriyenin içinde bu paralel örgütün büyük bir varlığı var. Özellikle Kripto adamlara kafadaki adamlara dikkat!
Bu yapılan darbe girişiminde paralel örgütü piyon gibi sahaya süren Küreselciler, yeni hamlelere hazırlanıyor. Gölge CIA kuruluşları B plansız hareket etmez. Bu bağlamda bir kaos ortamı yaratmak için yeni planlarını devreye sokabilirler. Neo-Conların uydu örgütü olan paralel örgütün siyasi kanadının da bir an önce çökertilmesi lazımdır.
Özellikle bazı belediye başkanlarına dikkat! Darbe girişimi olmadan önce ABD’de olan belediye başkanlarına da çok dikkat edilmeli ve bu husus iyi irdelenmelidir.
Ayrıca bazı kurumlara çok dikkat edilmelidir. Stratejik olarak önem taşıyan kurumlarda da temizlik yaparken kripto adamları da mutlaka analiz etmeliyiz. Mesela "Kamu Düzeni Ve Güvenliği Müsteşarlığı" diye bir birim var. Bu birimin kuruluş amacı ve kuruluş aşamasında kısmen de olsa rol oynayan eski Ak Partili olan paralel örgüt ilişkileri ön planda olan siyasetçiler var? Bu siyasetçiler zamanında kuruma alınan kişilere dikkat!
Bu bağlamda bu birimin Fetö örgütü tarafından Kumpas davaları olduğu iyice anlaşılan Ergenekon ve Balyoz davalarında oynadığı rolü iyi analiz etmek lazımdır. Bu birimin neden bu süreçte hiç esamesi okunmuyor? Bu hususu şuan benden başka dile getiren yok! Buna da dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum. Benim temennim "Kamu Düzeni Ve Güvenliği Müsteşarlığı"nın bu güzel kurumun içindeki pislikleri iyice ayıklamasıdır. Şahsi kanaatim olarak "Kamu Düzeni Ve Güvenliği Müsteşarlığı", Devletimizin sinir uçlarından biridir ve daha faydalı olması için bu temizliği yapması lazımdır.
Unutmamak gerekir ki bizler her ne olursa olsun uyanık olmalıyız. ABD için stratejik bir piyon olan Fetö örgütünün neler yapabileceğini gördük. Bu satrançta piyonlar oynandı ama arkada daha fil var at var vezir var... Küreselcilerin her hamlesi bizler için artık çok önemlidir. NATO toplantısının bağlantısını daha önce yazdık. Bu darbe girişimini küresel boyutu ve bölgede oluşabilecek yeni dengeler açısından da değerlendirmemiz lazım...
Özellikle baktığımız zaman Suriye’nin kuzeyi ve Fırat’ın batısı konusu bu bağlamda daha bir öne çıkıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da NATO toplantısında; Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK kuvvetleri ile beraber Türk Ordusunun operasyon yapması ve Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak sözde Kürdistan için defacto yönetimin oluşumunu tanıması istenildi. Bu istek karşısında Milli bir duruş sergileyen Cumhurbaşkanımız daha önce de söylediği gibi Fırat’ın batısını kırmızı çizgimiz olarak belirledi. Gelinen süreçte paralelciler ve küreselcilerin giriştiği bu ortak operasyon sonucunda Türk Milleti ve onun kahraman polisi büyük bir mücadele ile hainlerin planını başlarına çaldı.
Peki, şimdi neler olacak? Asıl savaş şimdi başlıyor. Dengelerin değişimi için düğmeye basan Derin Dünya İhtilalcilerinin mutlaka bir B Planı vardır ve onu yakın zamanda devreye sokmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu bağlamda ne olursa olsun DHKP-C ve Pkk gibi taşeron örgütlere de dikkat etmek gerekir. İç savaş senaryoları bu örgütler üzerinden planlanıyor.
Tam da bu zamanda Millet olarak kenetlenmeliyiz ve tek vücut olmalıyız. Bu oyunu geçmişte nasıl bozduysak bu seferde bozabiliriz. Unutmayın Türkiye bu toprakların yegane umududur ve Türk-İslam Dünyasının da son kalesidir. Bu kale Allah’ın izniyle düşmeyecektir ve sonuna kadar Batıl’a karşı Hak’kı söylemeye devam edecektir. Bu Haçlı-Siyonist uşaklarına karşı verdiğimiz mücadele devam edecektir. Unutmayın: Türkiye Türk ve İslam dünyasının yegane umududur. Bu umut sönmeyecek ve ebediyen davasından dönmeyecektir.
Ve son söz: ‘’ Türkiye er yada geç bölgenin lideri ve Türk-İslam dünyasının da geçmişte olduğu gibi hamisi olacaktır’’