Kudüs Acısı Çekmek...

Mü’minler şu meşhur hadîs-i şerîf’i hiçbir zaman unutmamalı (ve tüm sünnet gibi) bununla amel etmelidirler: “Ancak üç mescide (İbadet maksadı ile) gitmek üzere yolculuğa çıkabilir. Benim mescidim (Medinen’deki Mescid-i Nebevî), el-Mescid-i Haram (Kâbe) ve Mescid-i Aksâ..”

Bu hadîs-i şerîf’le amel etmek, gücü yetenlerin bu mekânlara yapacakları seyahatlerle, Hac ve umrelerle sınırlı değildir. Aynı zamanda bu üç mescidin ehemmiyetini unutmamak, gerekirse bu üç mescid için, vatan gibi, savaşmak ve uğruna canını seve seve verebilmektir.

Maalesef Müslümanlar, son asırda bir hayli şirazeden çıkmış; cihadı ve İslâmî diğer alanları unutmuş, “şunun yüz gram bunun on ton sevabı var” diye diye asıl meseleyi savsaklamış, hattâ neredeyse Muharref İncil ve muharref Tevrat ile amel edenler gibi Cennet’ten yer satışına kadar işi getirmişlerdir.

Müslümanların bu hali (geçen akşam Ebûbekir Sifil hoca ile bir şarlatan fasafisörün tartışmasında da alenen görüldüğü gibi İslâm ile İslâm düşmanlarının savaşında aleyhimize hayli alan açmıştır.

Müslüman kendine gel... Tesbihata kurban olayım, lâkin ne tesbihatla ne de farz namazlardan sonra en kıymetli (en sevabı yüksek) nafile namaz olduğu bizzat sadık’ul vâ’dül emîn Peygamberimizce (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirilmiş teheccüdlerle Cennet’e giremezsin...

Niye mi? Onu idrâk edebilsen zaten İslâm dünyası bu halde olmazdı. O yüzden temel akaid bilgilerinden başla itikadını düzelt, sonra ilmihalle devam et, sonra da «İslâmî cihad ile İslâm soytarısı, kâfir kuklası DAEŞ’in yaptığı arasındaki farkları» öğrenebileceğin sahih kitapları oku, kendine gel, yoksa bugün Kudüs, yarın sen yok edileceksin...

Yok edilecek ve doğrudan Cehennem’e sürüleceksin...

* * *

Siyonist terör devleti İsrail'in Filistinli Müslümanları yurtlarından çıkarıp topraklarına 1948’den bu yana yerleşebilmesinin, işgalinin üç meşhur ayağı, sebebi var:

1) Altın ile bazı paragöz Müslümanların topraklarını satın alması

2) Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesi ile oluşan siyasî boşluk, yeni kurulan kemalist TC’nin de böyle bir derdinin olmayışı

3) İslâm dünyasının başsız (halifesiz) oluşu temel sebebi ile bir araya gelemeyişi ve maalesef artık Kudüs diye bir dâvasının da olmayışı....

Ve bu durumda Filistin’de hâkimiyetini resmen ilân etmiş olan İsrail için yapılması gereken tek iş kalıyor:

Dünya’ya gûya “bakın Kudüs’ü hakkaniyetle kullandırıyorum, üç dinin mensuplarına da açık” diyebileceği sembolik sayıda Filistinli Müslüman bırakıp, gerisini soykırıma tabi tutarak yok etmek!..

* * *

Evvelemirde Arz-ı Mev’ûd (muharref Tevrat’a göre Yahudilere vadedilmiş, topraklar) coğrafyasında güçlü tek bir İslâm ülkesi bulunmasını istemeyen İsrail, Irak’ı ABD dayısına işgal ettirmiş, İran’a ambargo uygulattırmış ve nihayet Suriye’ye de sözde Arap Baharı yangınını bulaştrmak suretiyle yine ABD’yi bu ülkeye de sokmuştur..

Bizzat ABD başkanlığından yapılan açıklamalarla da sabittir ki, “ABD Ortadoğu’da İsrail’in güvenliği (!) için operasyonlar yapmaktadır...” Bundan böyle de yapacaktır...

Fakat asla unutulmasın ve söylediklerimiz yanlış anlaşılmasın: Terörist siyonist İsrail devleti Filistin’e sadece ABD dayısı sayesinde değil, asıl Müslümanların (İslâm âleminin) tevhid olamayışı, büyük dâvayı unutması sayesinde hükümferma olabilmiştir...

Bir zamalar aynı gazetede yazdığım Sabri Gültekin kardeşim dünkü yazısına fevkalâde güzel bir sonuç cümlesi ile son vermişti:

“Geçen hafta hiçbir meşru bir gerekçe olmadan 1967 yılından bu yana ilk defa Mescid-i Aksa'da Siyonistlerin engellemesiyle Cuma namazı kılınamadı. Bu hafta da... Bu günah bize yeter!..”

Evet, yerden göğe haklısın Sabri kardeşim... Merhum ninemin deyişiyle «burnunda namus olana» (haysiyeti, şerefi olana) bu utanç, bu günah yeter!..

Muhterem devlet başkanımız Recep Tayyip Erdoğan da Sağlık kongresinde “Müslüman, bir sokulduğu delikten bir daha sokulmamalı..” sözüyle bir hadîs-i şerîf’i hatırlatarak şöyle devam etti: “Sonuna kadar biz, hakkımızın ve haklarımızın savunucusu olacağız, kim olursa olsun her yerde, her dem. Biz, zalim hükümdarlar karşısında susmayı kesinlikle zulüm addediyoruz. Buna da asla katlanamayız.” dedi.

Fakat katlanıyoruz... Yok yok bu sözler yanlış muhterem başkanım... Katlanmak, acı çekenin sabretmesini ifade eder... Bizde Kudüs acısı kaldı mı ki “katlanıyoruz” ya da “katlanamayız” diyelim?

#harbiden: Kahırla ifade edeyim ki, bugün İslâm âleminde fevkalade az sayıda KUDÜS ACISI ÇEKEN MÜ’MİN olduğu kanaatindeyim... Kimse kusura bakmasın. Kudüs acısı da, Ayasofya acısı da göstermelik, riyakârca, rol icabı... İslâm dünyasına asırlarca halifelik (imamet) etmiş bir milletin ahfadına bakın: Neredeyse toptan Kemalist zındıklar olup çıkmışız... Şu karının kıyafetine bak.. Lâ’net olsun... 23 Temmuz 2017