Erdoğan-Papa Görüşmesinin Şifreleri
Evet sevgili dostlar malum son zamanlarda üstünde çok gizem
olmasına rağmen, doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmayan Tarsus
kazısı hala gizemini korumaktadır. Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın Papa I. Francis’in daveti ile tam da bu zamanda 59 yıl
sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde Vatikan’a gitmesinin de altında
görünmeyen sebep olarak Tarsus kazısı yatmaktadır.
Takvimler 13 Kasım 2016’yı gösterdiğinde Tarsus 82 Evler
Mahallesi’nde bulunan 3103 Sokak’ta başlayan ve uzun zaman süren
kazı, epeydir kamuoyunu meşgul etti. Büyük gizlilik içinde
başlatılan kazıda Mit başta olmak üzere Ankara’dan özel bir ekibin
bizzat görevli olduğu bilinmekteydi. Hiçbir yetkilinin kazıyla
ilgili açıklama yapmaması, olayın gizemini daha da artırdı. Üstelik
Milletvekilleri vs. hiç kimse kazı alanına sokulmuyordu.
Tarsus Hristiyanlık tarihi içinde çok önemli bir yere sahiptir.
Türkiye’nin tarihiyle ünlü bir bölgesi olan Tarsus, geçmişte
Güneydoğu Anadolu’da Kilikya bölgesinin en büyük kentiydi. Aziz
Pavlus’un yaşadığı zamanda bu kent Roma’nın Suriye Kilikyası
başkentiydi. Roma’nın vergilerinden muaf olan, zengin, ayrıcalıklı
ve okullarıyla ün salmış bir kentti. Aziz Pavlus işte böyle bir
kentte doğmuştu ve tüm bu ayrıcalıklara sahipti.
Aziz Pavlus’a da ayrı bir parantez açmak gerekir. Pavlus sadece doğuştan bir İbrani değildi, aynı zamanda devamlı vurguladığı üzere (Elç. 26:5; Galatyalılar 1:14; Filipililer 3:5-6) ciddi ve gayretli bir Yahudi idi. Ve Yahudiliğin en titiz mezhebi olan Ferisilik mezhebindeydi. Ferisiler yazılı olan Kutsal yasayı yorumlamak ve ona ek olmak için geliştirilen sözlü yasaya, ataların töresine çok önem verirlerdi. Kendisinin de itiraf ettiği gibi Pavlus’un Yahudilik konusundaki bu gayretleri onun ilk dönem Hristiyanlarına zulmetmesine sebep olmuştu. Hristiyanlara zulmeden kişi, Şam yolunda diri olan Hz.İsa ile birden bire karşılaşınca Hz. İsa’nın en önde gelen vaizi haline geldi.
Bu süreçten sonra Aziz PavlusTarsus’da en önemli öğretileri yazdı ve Hristiyanlık ile ilgili çok önemli sırları Tarsus şehrinde gizledi. Bunlar arasında Kilisenin reddettiği bir takım hususlar da vardı. Lakin bu hususlar Pavlus’un Hz. İsa’dan bizzat duyup yazdığı ve gizlediği önemli sırlar idi.
Tarsus’da yapılan kazıda da bu hususla alakalı kanaatimce önemli
belgeler ve sırlar açığa çıkartılmıştır. Lakin bu sırlar Türkiye
tarafından özellikle korunurken, kazı esnasında Vatikan’a bazı
bilgiler sızdığı kanaatindeyim. Bu bilgileri içeriden sızma yoluyla
Vatikan’ın elde ettiği muhakkaktır. Vatikan'ın özel temcilerinin
sırf bu kazı ile ilgili İstanbul'a gelip özel görüşmeler yapmasını
da takip ediyoruz. Şuyu vukuundan beter bir hadise.
Tarsus kazılarında özel ekibin içinde kimler vardı? Bu ekibin
içinden bazı kişilerin Vatikan ile ne gibi bir bağı vardı? Tarsus
kazısı ile ilgili Vatikan'a giden önemli bilgi ne idi? Bütün bu
soruların cevabı çok önemlidir. Vatikan'ın Sn. Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ı davet etmesi boşuna değil... 59 yıl sonra ilk defa
bir Cumhurbaşkanı Vatikan'a gidip Papa ile görüşecektir.
Bu görüşme Türkiye-Vatikan ilişkileri bağlamında kendi içinde çok önemli Sırlar barındırmaktadır... Her ne kadar görüşme konusu için Kudüs konusunda Sn. Cumhurbaşkanı’nın teşekkür edeceği vs. gibi konular ön plana çıksa da asıl neden Tarsus kazsısında saklıdır. Bu bağlamda Vatikan’ın bizzat daveti ile görüşmenin olacağını unutmamak lazımdır.
Bir kere asla aklımızla alay edilmemesi lazım. Hristiyanlık
inancı için ayrı bir öneme sahip olan Tarsus'da Aziz Pavlus’un
şehrinde kazı yapacaksın hiçbir şey bulamayacaksın... Buna ancak
kargalar güler. Cumhurbaşkanının Vatikan ziyaretinde ki görüşme de
bir pazarlık görüşmesi olabilir. Bu konunun üstünde özellikle
durulmalı ve Türkiye her ne olursa olsun bu konudan taviz
vermemelidir. Elimize geçen bilgi/belge iyi korunmalı ve Vatikan
ile bir pazarlık yapılacaksa lehimize yönelik bir anlaşma
yapılmalıdır. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu
gezide çok dikkatli olmalıdır. Papa I. Francis büyük bir planın
aracı olarak önemli hazırlıklar içinde olması muhtemeldir. Özelikle
dikkat edilmesi lazımdır.Unutmamak gerekir ki, dünyada en kadim
zehirleme ustası iki Devlet: İsrail ve Vatikan'dır. Bunun örnekleri
Tarihte çoktur… Gerçi biz biliyoruz ki Sn. Cumhurbaşkanı Metafizik
anlamda da güçlü bir şekilde korunmaktadır. Lakin bu konuda tedbiri
elden bırakmamak lazımdır.
Bu yazdıklarımıza bazıları komplo teorisi vs. diyecekler, ama bazen
gerçek hayaelden daha gariptir. Benim demek istediklerimi anlayan
mutlaka anlayacaktır. Bu hakikati birilerinin yazması şarttır. Biz
de bildiklerimizin yarısını yazmaya çalıştık. Gelecek dönem kadim
bilgilerin ve sırların belli taraflar arasında savaşılacağı
dönemdir.
Ve son söz: ‘’Her ne olursa olsun 3. bin yıl Vatikan'ın Kutsal Haç’ı değil, İslam’ın Hilali ve Türk'ün Yıldızının parlama zamanı olacaktır.”