KAMP-ANYA

Referandum takvimi Cumhurbaşkanın Meclis’in kabul ettiği Anayasa Değişiklik teklifini onaylaması ile başlıyor.

Ancak kampanya sürecine YSK’nın kesin tarihi ilan etmesinden önce girildi.

“Evet” cephesi, video-mesaj zinciriyle özellikle sosyal medyaya dönük bir kampanya yürütüyor.

“Hayır” cephesi de sosyal medyada onlardan geri kalmıyor.

“Evet”çiler “Güçlü Türkiye için varım, sen de var mısın” şeklinde belirli bir slogan üzerinden zincir oluştururken “Hayır”cılar, olayı amacından saptırıp bir rejim meselesi haline dönüştürme gayretinde.

Başta CHP lideri olmak üzere.

İstediği kadar Cumhurbaşkanı “bu sistem değişikliğidir, rejim değişikliği değil” diyedursun, Başbakan “Türkiye’de rejimin adı 1923’de konuldu. Nokta” diyerek tartışmayı kesmeye çalışsın, “Hayır” cephesi konuyu saptırmakta kararlı.

***

Türkiye Tanzimat’tan bu yana rejim tartışmaları yapıyor.

  1. Abdülhamid’in 1876’da meşrutiyeti ilan etmesi rejim değişikliğidir.

Yürümüş, yürümemiş; başarılı olmuş, olmamış o ayrı konu.

Rejim değişikliğinin ardından Osmanlı’nın kendini Birinci Dünya Savaşının içinde bulması, Meşrutiyet rejiminin yarar sağlayıp sağlamadığı; hayırlı olup olmadığı yönünde objektif bir karar vermeyi güçleştirir.

O yüzden Milli Mücadele sonrasında Mustafa Kemal, daha Erzurum Kongresinden itibaren “Cumhuriyet”i kafasına koymuş, bütün siyasi stratejisini rejim değişikliği üzerine oturtmuştur.

Bunu da şartlar el verdiği ölçüde, aşama aşama uygulamaya koymuş; 1920’de Meclisi toplarken “Cumhuriyeti ilan ettik dememiş”; üç buçuk yıl beklemiştir.

1920-1923 arasında uygulanan Meclis hükümeti, Türkiye’ye özgü bir sistemdir.

Hukukçu-Siyasetçi Mahmut Goloğlu bu ara dönemi “Üçüncü Meşrutiyet” olarak adlandırır.

Tezi hiç de dayanaksız değildir.

Ona göre 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanan Büyük Millet Meclisi, İngiliz baskınıyla dağıtılan ve İstanbul’da toplanamaz hale gelen Osmanlı Meclis-i Mebusanının devamı mahiyetindedir. Üyelerinin önemli bir bölümü Meclis-i Mebusan üyesidir.

Meclis, sıfırdan başlamamış, ilk toplantısını Osmanlı Meclis-i Mebusanının gündemine göre yapmıştır.

İşgal sırasında Meclis-i Mebusanın gündeminde olan küçükbaş hayvanlarla ilgili “Ağnam Vergisi” Büyük Millet Meclisinin ilk gündem maddesidir ve çıkardığı ilk kanundur.

Bir devamlılık vardır.

Saltanat kaldırılana kadar ‘İstanbul’da esir” olarak nitelenen Padişahı dışlayan bir durum söz konusu değildir, tersine ilk dönemde bağlılık sunulmuştur.

Asıl rejim sorunu saltanatın kaldırılmasından sonra ortaya çıkmış, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek, Başbakan’ın ifadesiyle rejim tartışmalarını bitiren nokta konulmuştur.

***

Yapılan Anayasa değişikliğinin bir rejim değişikliği olmadığı apaçık ortada iken CHP neden ısrarla bu tezi işliyor?

Anayasa’nın rejimin niteliklerini ortaya koyan ilk 4 maddesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı halde neden “laiklik elden gidiyor” naraları atılıyor?

Sistemin adı “Cumhurbaşkanlığı” olduğu halde neden “Cumhuriyetin kökü kazınıyor” şeklinde bir ters algı oluşturulmaya çalışılıyor?

Anayasanın 148. maddesinde “olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz”, “Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır” denildiği halde neden Anayasa Mahkemesi’nin kapısını çalmaya hazırlanıyor?

Amaç, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürebilmek için “Tüm hukuk yollarını denedik” şeklinde bir gerekçe oluşturmak.

Bir diğer amaç da rejim değişikliği safsatası konusunda bir algı oluşmasını sağlamak.

Laiklikle ilgili bir değişiklik öngörülmemişken son zamanlarda futbol müsabakalarında tribünlerden yükselen “Türkiye laiktir laik kalacak” şeklinde sloganlara bakılırsa bu algı oluşturmada bayağı mesafe kat edilmiş.

Referandum kampanyası, tehlikeli bir kamplaşmaya doğru götürülmeye çalışılıyor.

Aman dikkat.