Suriyeli bir delikanlı, sokağa çıkma yasağını ihlal ederek dışarı çıktı. Polisin geldiğini görünce 3 binliralık cezayı vermemek için kaçtı. Çünkü zaten elde avuçta da yoktu. Polis, sanki bir düşman askeriymiş gibi silahını çekti vurdu...
Suriyeli bir delikanlı, sokağa çıkma yasağını ihlal ederek dışarı çıktı. Polisin geldiğini görünce 3 binliralık cezayı vermemek için kaçtı. Çünkü zaten elde avuçta da yoktu. Polis, sanki bir düşman askeriymiş gibi silahını çekti vurdu.
Gencecik 17 yaşındaki taze delikanlıyı kalbinden vurdu. İsmi önemli değildir bu gencin... bu hepimizin evladıdır...
Vurduğu kalp, ümmetin kalbiydi..
Bizim kalbimizdi..
Bize vurmuştu aslında.
Polis, tüm değerlerimize sıkmıştı.
Nasıl ve hangi vicdanla silah çekebildin.
Şimdi olayı örtbas etme girişimi yapılıyor. Yok kaza, yok kasıt yok..
Bir kere silah çekmesi ile kasıt oluşmuştur.
Silahsız bir genç delikanlıya silahını çekebiliyorsa artık kasıt olmuştur.
Bırakın polisi temize çıkarma çalışmasını. Bu polis taammuden adam öldürmekten en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Bu polise en ağırından ceza verilmesse hiçbirimizin çocukları güvende olmayacaktır. Bugün zulme karşı çıkmazsak yarın zulüm bizi de içine katacaktır.
Bu ülkenin bir vicdanı, dini varsa bu konuda mağdurdan yana olmalıdır.
Suriyeli değil de eşraftan ve ileri gelen ailelerden birisinin çocuğu olsaydı, bu şekilde duyarsız kalınır mıydı? Adalet bazıları için tecelli ederken zayıf ve mustaaflar için uygulanmayacak mıydı? Kızım Fatıma bile hırsızlık yapsa elini keserim diyen bir nebinin ümmetinin mensupları böyle mi davranacaklardı?
İçişleri bakanlığını, adalet bakanlığını ve sayın Cumhurbaşkanımızı göreve davet ediyorum.