Bir ülkede, çalışma çağında (yani 15 yaş ve üzerinde) olan, istihdam edilenler ile işsizlerin toplamı “işgücü” olarak tanımlanmaktadır. Mevcut dönemde istihdam edilenlerin yanı sıra, istihdam edilmek arzusunda olan işsizler de işgücünden sayılmaktadır.
Bir ülkede, çalışma çağında (yani 15 yaş ve üzerinde) olan, istihdam edilenler ile işsizlerin toplamı 'işgücü' olarak tanımlanmaktadır. Mevcut dönemde istihdam edilenlerin yanı sıra, istihdam edilmek arzusunda olan işsizler de işgücünden sayılmaktadır. İşgücü, referans dönemi içinde ekonomik mal ve hizmetlerin üretimi için emek arzında bulunan çalışma çağındaki nüfusu kapsar. İşgücü, istihdamda olanlar ile işsizlerin toplamı olarak da ifade edilmektedir. Bir ülkedeki nüfusun üretici durumda bulunan yani iktisadi faaliyete katılan kısmına da işgücü denilmektedir. Başka bir tanımla; bir ülkede emek arzını insan sayısı yönünden ifade eden bir kavramdır.
İşgücüne, 15-64 yaş arasındaki maaş ve ücretliler, bağımsız olarak çalışanlar, işverenler ve işsizler girmektedir. Çalışmak istemeyenler ile çalışma yeteneği olmayanlar işgücüne dahil değildiler. Çoğu zaman aktif nüfus ile işgücü eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak aktif nüfusun belirtilebilmesi için işgücü miktarından geçici çalışanlar ile çalışmak isteyip de iş bulamayan işsizlerin toplam sayısının düşülmesi gerekmektedir.
İşsizlik ve Kadın İşsizliği
Ocak 2015 dönemine ilişkin olarak kadınlarda işsizlik oranı %12,6, erkeklerdeki işsizlik oranına %10,2 göre daha fazladır. Bu durumun tam tersi olarak kadınlarda işgücüne katılma oranı %29,9 ise erkeklerde işgücüne katılma oranına %70,5 göre oldukça düşüktür. Yani kadınlar arasında erkeklere göre daha fazla işsiz nüfus olmasına rağmen, kadınlara daha az işgücüne katılma olanakları sunulmakta iken, Mart 2021 dönemine ilişkin HİA verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı toplamda 4 milyon 236 bin kişidir. DİSK-AR tarafından yapılan hesaplamaya göre geniş tanımlı işsiz sayısı 9 milyon 204 bin olarak gerçekleşmiştir. Cinsiyete göre işsizlik oranlarına bakıldığında kadın işsizliğinin tüm türlerde erkeklerden yüksek olduğu görülmektedir. Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde %11,5 iken kadınlarda %16,5'tir. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde %16,8 iken kadınlarda %21,2'dir. İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı erkeklerde %16,6 iken kadınlarda 13,5 puan yüksek olarak %30,1 seviyesindedir. Dar işsizlikte kadınlar erkeklerden 5 puan yüksek iken, geniş tanımlı işsizlikte kadınlar erkeklerden 12,4 puan daha yüksektir. Tüm işsizlik türlerinde kadın işsizliğinin çok daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. İşsizlik, ülkelerin en önemli sosyo-ekonomik sorunlarının basında gelmektedir. Bu nedenledir ki; istihdamı artırıcı politikalar her dönem ülkelerin ekonomi politikalarının vazgeçilmez bir unsuru olmaktadır. İşsizlik, günümüz toplumlarının ekonomik, toplumsal ve siyasal sonuçlarıyla, en önemli sorunlarından birisidir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, 2021'in ilk çeyreğinde küresel çapta çalışma saatlerinde %4,8 kayıp yaşandığı, bunun da 140 milyon kişinin Covid-19 nedeniyle tam zamanlı işini kaybettiğini anlamına geldiğini bildirdi. Kadınların istihdama katılımlarını etkileyen en önemli unsur işsizliktir. Türkiye'de kadınların iş hayatına dahil olmaları noktasında mesleki eğitim kursları ve programları daha yoğun olarak organize edilmelidir (…devamı bir sonraki köşe yazımda.)