Irak’ın kuzeyindeki referandum süreci ve bölgeye etkisi
Ortadoğu’daki güçler dengesi iyice değişmeye devam ederken, bu değişim ve gelişim sürecinde Türkiye hala anahtar konumunda olmaya devam ediyor. Suriye’deki olaylar bu değişim ve yeni düzen projesinin en önemli ayağı idi! Irak’taki süreç ise az çok tahmin edilen ve bu zamana kadar ince ince çizilen Büyük Ortadoğu Projesinin en önemli adımı olan sözde Kürdistan’ın geleceğini sağlamak içindi… Nitekim projenin aslı ise Büyük İsrail Projesidir. Bu proje bütün bölgeyi ilgilendiren ve yıllardır planlanan bir olaydır. Derin Dünya Yöneticilerinin en önemli amacı da budur!
Bu proje kapsamında en önemli anahtar ise şüphesiz Türkiye’dir. 15 Temmuz’da bu planlar dahilinde yapılmaya çalışıldı ama neyse ki başarılı olamadı. Eğer olsaydı bu anahtar ile bu projenin kilidini açacaklardı. Şimdi ise Irak’ın Kuzeyinde Barzani tarafından yapılması planlanan referandum süreci ile bu kilidi zorlamaya çalışacaklar. Sözde Kuzey Irak’ın bağımsızlık referandumu 25 Eylül tarihinde yapılacak. Barzani’nin de bu konuda açıklamaları önemlidir. Çünkü Barzani ne olursa olsun bu kararından vazgeçmeyeceklerini söyledi. Bölge ülkeleri de özellikle İran bu yapılması planlanan referanduma şiddetle karşı çıktı. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bu konuya karşı çıktı ve bölgenin istikrarına ve bütünlüğüne zarar vereceğini söyledi. Uluslararası alanda da en çok karşı çıkan ülke ise Almanya olmuştur. Almanya hükümet sözcüsü Erbil’in kararını “ateşle oynamak” olarak yorumladı. Tabii ki Almanya kendi çıkarları bünyesinde böyle bir hamle yapılmasını istemiyor. Ancak özellikle baktığımız zaman İsrail bu referandumu destekliyor. İsrail olası bir Kürdistan’dan yana… Çünkü Büyük İsrail Projesi için bu referandum hayati bir öneme sahiptir. İsrail, her zaman Kürt devletinin oluşumunu ve isteklerini destekledi. İsrail’in Peşmerge güçlerinin ve iç güvenlik kuvvetlerinin oluşturulmasında yardım ettiği zaten bilinen bir gerçek. Bölge uzun zamandır buna hazırlanıyor. ABD’nin ise özellikle Suriye’nin kuzeyindeki PYD ve YPG terör örgütüne ağır silah vermesi ve onlara destek olması Irak’ın Kuzeyindeki referandum ile direk bağlantılıdır. Irak’ın kuzeyindeki referandum bölgedeki diğer Kürt unsurlarında bundan etkilenmesi demektir. Irak’ın kuzeyinden sonra, Suriye’nin kuzeyindeki ayrılıkçı Kürtler de bu oluşuma katılmak için benzer uygulamaya başvurabilir. Aynı şekilde Türkiye’nin Güneydoğusu da bu şekilde Küresel güçler tarafından kaşınabilir ve olasın bir ayaklanma çıkartılabilir. Bu konuda özellikle uyanık olmalıyız.
İşin bir de diğer bir boyutu, Barzani bu referandumdan sonra İsrail’e daha çok yeşil ışık yakacaktır. İsrail’in bir nevi bir parçası olacaktır. Bunu Barzani istediği zaman arkasına İsrail’in gücünü ve Siyonist lobinin gücünü alınca kim buna karşı çıkabilecek? Zaten Barzani ailesinin İsrail’in on ikinci kayıp kavmi olduğu ile alakalı önemli bilgiler var. Bizde ‘’Derin Dünya Devleti ve Ortadoğu’’ adlı kitabımızda bu hususu da ele alıp ayrıntılı bir şekilde incelemiştik. Onun için merak edenler buradan da bu hususu inceleyebilir.
Evet sevgili dostlar bölge son derece tarihi bir referandumun eşiğinde. Bu referandum domino taşı etkisi yapabilecek bir referandum. Bu referandum asla yapılmamalıdır. Buna şimdiden sert önlemler ve tedbirler alınmalıdır. Küresel kaoscular şimdiden Barzani’nin elini güçlendirmek için Musul’u geçenlerde IŞİD unsurlarından temizledi. Aslında IŞİD altın tepside burayı onlara sundu. Zaten bölgedeki Türkmenler büyük bir nüfus temizliğine uğradı. Türkmenlerin tapu kayıtları yakıldı, bölgeden tek tek sürüldüler ve birçoğu öldürüldü ve de öldürülmeye devam ediyor.
Bölgedeki Türkmenler Türkiye’nin oradaki derin kökleridir. Biz bu köklerin koparılmasına izin verirsek eğer, yarın oralarda ne sözümüz olur ne de bir yapılanmamız olur. Türkiye ne olursa olsun Misak-ı Milli hedeflerinden asla taviz vermemelidir. Musul ve Kerkük kadim Türk yurtlarıdır. Burada yapılması planlanan İsrail’in en çok arzuladığı husus olan referanduma asla ama asla izin verilmemelidir. Umuyorum ki Türkiye bu konuda sağlam bir karşıt hamle geliştirir ve iyi bir psikolojik savaş ile buna izin vermez. Rusya’yı da bu konuda iyice yanımıza almamız önemlidir. Orada bir sözde Kürdistan kurulması Rusya’nın da çıkarlarına aykırıdır.
Bu referandum ile ilgili yazılacak çok şey var. Umuyorum ki dengeler 25 Eylül’e kadar değişir ve referandum yapılmasına izin verilmez. Türkiye artık bölgede dengeler kuran ve dengeler değiştiren bir pozisyonda. Son yapılan G20 toplantısındaki toplu fotoğraf anlayanlar için çok şey ifade ediyor. Çin, Rusya ve Türkiye’nin yan yana poz vermesi tesadüf değildir…
Ve son söz:
‘’Dengeler yeniden kuruluyor. Dünya’da da dünyanın merkezinde de Türkiye’de de…’’