Kış aylarının başlamasıyla birlikte grip, nezle gibi üst solunum yolları hastalıklarının arttığı bugünlerde eczanelerde ilaç krizi yaşanmaya başladığını görsel ve yazılı medyada hayretle izliyor ve okuyoruz.

Kış aylarının başlamasıyla birlikte grip, nezle gibi üst solunum yolları hastalıklarının arttığı bugünlerde eczanelerde ilaç krizi yaşanmaya başladığını görsel ve yazılı medyada hayretle izliyor ve okuyoruz. Birçok eczanede ağrı kesici, ateş düşürücü, antibiyotik gibi temel ilaçlar bulunmazken, elinde ilaç bulunduran eczanelerde ise stokların giderek erimeye başladığı öğreniyoruz.

Eczanelerde ilaç yokluğu yüzde 30'lara ulaştı.

Türkiye'de mevcut ecza depoları envanterinde 700 kaleme yakın ilaçların bulunmadığı biliniyor. İnsanlar hastanede veya evlerinde gecenin geç saatlerinde çocuklarına antibiyotik bulabilmek için eczane eczane geziyor, bulamayınca eczacı ile vatandaş karşı karşıya geliyor. Hasta sayılarının arttığı, yoğun salgınların olduğu bir dönemde ilaç yoklukları halk sağlığını tehdit eder duruma geldi. Yüzlerce ilaç ya hiç yok ya da ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Gece acillerden çıkan vatandaş önce telefonla eczaneleri arıyor, ilaç varsa gidiyor.

'Sağlıkta çağ atladık' diyen Sağlık Bakanı nerede?

Birçok antibiyotik, ateş düşürücü, soğuk algınlığı gibi salgın dönemlerinde sıklıkla kullanılan ilaçlar piyasada yok. Kendi eczanemde bile birçok hastayı sadece antibiyotik yok diye geri göndermek zorunda kaldım. Şu anda depolarda ilaç yok, elimizdeki stoklar da eriyor.

Hastalar mağdur, eczacılar mağdur, doktorlar mağdur. Acilen önlem alınmazsa durum çok daha vahim bir hal alacak. Yetkililere en yakın nöbetçi eczaneye gidip içinde yaşadığımız kaosu görmeye davet ediyoruz.

Her zam döneminde kriz

İlaca yönelik her zam döneminde bir kriz yaşanmaktadır. Bugün sağlık sistemini yönetenlerin ortaya bir siyasi irade koyması lazım. 'Başka sektörler mi teşvik alacak eğitim ve sağlık mı?' diye düşünülmesi lazım. Ben birinci sıraya sağlığı yazarım. Çünkü ben her gün insanların içindeyim. İnsanların neler yaşadığını görüyorum. Ülkenin dört bir yanında binlerce doktor, binlerce eczacı her gün vatandaşın bu çaresizliğini, mağduriyetini görüyor. Bu işi çözmek de zor değil. İnşaat sektörüne aktarılan kaynağın, teşvikin yüzde 5'i sağlık sektörüne aktarılsa sağlık sektörü hiç sıkıntısız bir hale gelir. Sağlıkla ilgili bir tasarruf, her zamankinden düşük sağlık harcamalarıyla ilgili bir politika ile ithal ilaçların olmadığı, birçok ilaca ulaşılamayan her zam döneminde kriz yaşanan bir ülkeye dönüştük. Bizim insanımız bunu hak etmiyor.

Yeni nesil ilaçlar Türkiye'ye gelmiyor

Dünyanın birçok ülkesinde olan yeni nesil kanser ilaçları ülkemize ithal edilmemektedir. Biz daha yeni nesil kanser ilaçlarının kutusunu bile görmedik. Yan tesiri çok az, insanların yaşam kalitesini yükselten yeni ilaçları üreten firmalar, fiyat politikası nedeniyle bizim ülkemizi tercih etmiyor. 19 TL'ye mal ettiği ilacı 7.86 TL'den satar mı? Yaşlı ilaçlar ülkemizde var ama yeni nesil ilaçlar fiyat politikası nedeniyle gelmiyor. Yaşlı ilaçlarda karlılık arttığı ve maliyetleri kurtardığı için Türkiye yaşlı ilaç cenneti haline geldi. Bizim insanlarımız sıfır yan tesirli kanser ilacı kullanmayı hak etmiyor mu? Hemen yanı başımızdaki Yunanistan'daki insanlar yeni nesil ilaçları kullanarak daha hızlı sağlığına kavuşurken bizim insanımız niye yaşlı ilaçlara mahkûm olsun?

Birçok ilaç yok'a girdi

Türkiye'de ilaç fiyatlarını belirleme sistemi liyakatsiz ellere bırakılmıştır. Uygulanan sistem tamamen yanlış ve bilinçsizliğin sonucudur. 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanununun 39 uncu maddesine dayanılarak, TEB tarafından bastırılmış ve her sayfası eczacı tarafından imzalanmış 'Tip Sözleşmesini' (EK-1) ve 'Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerle yapılan protokolle belirlenir. İlaç Euro'ya bağlı olarak alım yapılmaktadır.

2022 yılı Şubat ayında euro 7,86 TL olarak belirlenmiş. Bugün geldiğimiz noktada ise euro kuru 19 liranın üzerinde ama devletin ilaç için belirlediği euro kuru 7,86 lira , devletin ödediğinden 2,5 kat daha fazla bu da çok büyük bir ilaç sıkışıklığına neden oluyor. İlaçlar ithal edilemiyor, var olanlar satılamıyor. Depolar, eczane rafları bomboş. Vatandaş ilaç bulamıyor, eczane odaları her gün uyarıyorlar. Eczaneler neredeyse her gelen reçetenin üçte birine cevap veremiyorlar. Sektör kuruma noktasına gelmiş durumda. Bir an evvel bu duruma el atılması lazım.

Sevgilerimle