SUNUM: İnsanlık, dünya kurulduğundan beri 'insanlığa yakışmayan' saldırılara uğramıştır. Doğarak dünyaya gelen ilk insan Kabil, kıskandığı kardeşi Habil'i öldürmüş, ne yazık ki; akılla, vicdanla izah edemeyeceğimiz vahşetler o günden bu güne maalesef yaşanmaya devam etmektedir.
Elbette, 'Böyle gelmiş böyle gidecek, böyle gitsin' diyecek kadar aciz değiliz, olmamalıyız da.
Elbette, bu dünyada 'zalimler' kadar, 'haksızlığa karşı susup dilsiz şeytan' durumuna düşmemek için mücadele eden vicdan sahibi insanlar da var.
KASSAK (Karabağ Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu) işte bu düşüncedeki insanların bir araya gelmesiyle kuruldu.
Niyet halis olunca akibetin de halis bir şekilde gerçekleşeceği umuduyla çıkılan yolda KASSAK'ın tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkaracağına inanıyoruz.
KASSAK Başkanı Sayın Salih Kurt, KASSAK Başkanvekili Prof. Dr. Bayram Altan ve komisyonda gönüllü olarak görev alan bütün isimleri tebrik ediyoruz. Rabbim, yar ve yardımları olsun… (Müslüm Aktürk)
-Sayın Başkan, sizi tanıyabilir miyiz?
1980 Trabzon doğumlu bir kardeşinizim. Mesleki eğitmenlik başta olmak üzere, uluslararası ilişkiler alanında uzmanlığım ve tecrübe sahibiyim. (World Turkish Journalist Union), Dünya Türk Yazarlar Birliği Başkanlığı görevi yanı sıra ASİAD gibi birçok uluslararası sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik deneyimim var. 1997-1998 yılında terörist başı Öcalan'ın ilk yakalanma heyetini toplattım. Başbakanlık Yüksek Terör İstişare Kurulu'nda 1999 yılına kadar aktif görev aldım.
2020 yılında EAS Aqua Culture Başkan adaylığım olmuştu. Bir ajansım var. 2009 yılından itibaren basın sektörünün içerisindeyim.
-Karabağ Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu kurma fikri nasıl oluştu?
Bu konuda daha önce üst düzey bir deneyimim olduğundan 07-04-2021 tarihli, '31 Mart 1918 Ermeni Soykırımı' konulu konferansımıza, Zengilan bölgesinden Azerbaycan Tabi Kaynaklar Bakan Yardımcısı Sayın Firdovsi Əliyev Bey'in konuk olarak canlı yayına katılmasıyla, bölgede malum 2 Karabağ Savaşı sonrası Ermenilerin yapmış oldukları tahribatların araştırılmasını benden istedi. Bunun üzerine ben de böyle bir fikir uyandı. Sayın Firdovsi Əliyev Bey'le fikrimi paylaşınca 'Sizin Başkanlığınızda böyle bir çalışmanın çok verimli olacağına inanıyorum.' demesi üzerine, Dünya Türk Yazarlar Birliği'ni toplayarak çalışmalara başladık.
Komisyonumuzun adını 'Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonu' koyduk. Komisyonumuzun basında yer almasıyla Komisyonumuza çok ciddi, diplomasimizin önde gelen insanlarının katılım talepleri oldu. Üniversitelere, hocalarımıza bazı teklifler götürdük. Onlar da bunun zaruri bir ihtiyaç olduğunu dile getirmesi ile kendilerinin böyle bir komisyonda yer almasından onur duyacaklarını ifade etmeleri ile komisyonumuz kısa zamanda 36 ülkeden katılımlarla büyük bir 'Uluslararası Komisyon' haline geldi. Bu esnada tanıştığım çok kıymetli Hocam Prof. Dr. Bayram ALTAN Hocamız komisyonumuz için büyük bir talih oldu. Kendisine Başkan Vekilliğini teklif ettim. Memnuniyetle kabul etmesi üzerine bugünkü gücümüze kavuşmuş olduk. Sayın Prof. Dr. Bayram ALTAN Hocamızın güzel bir sözüne burada yer vermek istiyorum 'Bizim dostluğumuz günü birlik değil iki ömürlüktür'
-Komisyonda Türkiye ve Azerbaycan'ın dışında isimler var mı, varsa hangi ülkelerden katılım oldu ve isimleri hangi kriterlere göre listeye dahil ettiniz?
36 ülkeden bilim adamı, tarihçi, profesörler, doktorlar, araştırmacılar ve askeri ateşeler, eski başbakanlar, hukukçular mahkeme başkanları, alanında madalya almış Büyükelçiler olmak üzere; sivil toplum kuruluşu liderlerinden, eski bakanlara, valilere kadar birçok alanda alanında uzman insanların yer aldığı komisyonumuz, tarihin en büyük uluslararası komisyonlarından biridir.
-Yol haritanız belli mi? Ne zaman, nasıl ve ne kadar sürecek bir çalışma programı planladınız?
Yol haritamızı belirlerdik, ancak komisyonumuz için bir diplomatik izin talebi gerekmektedir. Bunun için T.C Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Bey'in oluruna Komisyonumuzun taleplerini bildirdik. Şu an Sayın Cumhurbaşkanımızın vereceği nihai karardan sonra Komisyonumuz toplanarak, bölgede görevlendireceği uzman ve bilirkişileri Komisyon içerisinden tayin ederek çalışmalarına başlayacaktır.
-Faaliyetlerinizin sonunda elde edeceğiniz sonuçların dünya kamuoyunu etkileyeceğine, sunacağınız raporun Ermeniler hakkındaki sözde soykırım iddialarını çürüteceğine inanıyor musunuz?
İnanmanın da ötesinde, Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonumuza katılan ülke ve bu ülkeleri temsil eden insanlara baktığınızda, Ermenilerin iddialarının açıkça yalan olduğunu zaten bu Komisyonun varlığının ortaya koyduğunu göreceksiniz.
Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonu'na düşen ise ve Ermenilerin Diasporasına karşı sahada bilimsel çalışmalar yaparak dünya kamuoyunu bilgilendirmek; tarihi gerçeklerin gün yüzüne çıkartılarak önümüzdeki yüz yıl içerisinde Ermenilerin insanlığa vermiş olduğu tahribatın yaralarını sarmaktır. Uluslararası hukukun desteği ile bölgede yaşayan insanların sosyolojik, psikolojik ve ekonomik tedbirlerle kanayan yaralarına bir nebzede olsa merhem olmaktır.
Biz insan olarak sadece Karabağ'a değil insanlığa bunu borçlu olduğumuzu düşünüyoruz. Karabağ meselesi tek başına bölge halkının veya Kafkas ülkelerinin bir meselesi değildir.
Bir daha buna benzer vahşetlerin ve soykırımların yaşanmaması için yola çıktık. İnsanlığın ruhuna kazınmış bu derin yaraları sarmak ve Karabağ hadisesi gibi, bir soykırımın ve bir vahşetin yaşanmamasını arzu ediyoruz. Devletler, Karabağ vahşetini örnek göstererek yasalar çıkartmalı ve tedbirler almalılar, diye düşünüyorum.
-Ermeni Ordusu'nun Azerbaycan Türklerine yaptığı zulümleri somut bir şekilde ortaya çıkardığınızda ne olacak? Belgeler Ermenistan Devleti'ni nasıl etkileyecek, herhangi bir müeyyideye maruz bırakacak mı?
Tabii ki bu tür Komisyonların uluslararası hukuku nezdinde ve mahkemelerde yaptırım kararları çıkartma yetkisi var. Ermeniler bölgedeki insanları sadece soykırıma uğratmamıştır, yaşam için gereken yaşam kaynaklarını da tahrip edip, kültürel mirası ve ekosistemi de tahrip ederek soykırıma uğratmıştır.
Atatürk Üniversitesinden Sayın Prof. Dr. Kerem KARABULUT Hocamızın güzel bir tespitini hatırlatmak istiyorum. Bölgede sanal bir devlet oluşturulma cabası var.
Önümüzdeki yüz yıl boyunca Ermeniler, bırakın uluslararası mahkeme kararlarına veya yaptırımlarına uymalarını, bu tahribatı düzeltmek adına gönüllü olmalıdırlar.
Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonumuz ve Türk medyası ve Dünya medyası Ermeni Devleti'ne ve Ermeni halkına yakıp yıktıkları, tahrip ettikleri ve işledikleri cinayetleri sürekli göstererek, bu büyük insanlık suçunun bilincinde olmalarını sağlayarak Ermenilerin, gelecek nesillerini de bilinçlendirmelidir.
Rahmetli Eşref BİTLİS Paşamız derki; 'Mücadelemiz üste kalanlar için değil altta yatanlar içindir.'
Bölgedeki manevi değerlerimizi de göz ardı edemeyiz.
Ermeni devleti özür dilemeli, gasp ettikleri sivil yaşam alanlarını boşaltarak Karabağ Savaş Suçları Araştırma Komisyonunun aldığı her resmi kararları gönüllü olarak tanımalıdır.
RÖPORTAJ: MÜSLÜM AKTÜRK