TBMM Genel Kurulu'nda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören teklifin birinci bölümü görüşülerek tamamlandı. Gelecek-Saadet Grubu Grup Başkanı Selçuk Özdağ, SGK borçlarının yalnızca belirli bir kısmının silinmesinin adaletsiz bir durum yaratacağını belirterek bu konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gece geçirilen görüşmelerde Selçuk Özdağ, 1 Ocak 2015 öncesindeki GSS borçlarının faiziyle birlikte silineceğini belirten teklife karşı çıktı. 2014 yılı öncesindeki borçların silinmesi ile ilgili açıklamada bulunan Özdağ, 2014’ten bugüne kadar borcu olan vatandaşların hala hastanelerde mağdur olduklarını ifade etti.

Özdağ, "Teklifle, 1 Ocak 2015 öncesinde genel sağlık sigortası prim borcunu ödemeyenlerin tüm borçlarının faiziyle silineceği, böylece devletin 2 milyar Türk lirası değerindeki Sosyal Güvenlik Kurumu prim borcundan vazgeçeceği belirtilmektedir. Bundan önce görüşülen memurlar yasası nedeniyle, onun içerisine konularak orada bu madde geçirildi ve bu maddeden dolayı da 2014 yılı içerisinde borcu olanlar bu borçlardan kurtulmuş oldular ama 2014'ten bugüne kadar da borcu olanlar yine hastanelere giderek orada perişan oluyorlar." dedi. "2025 yılı itibarıyla 781 lira olan, hiç de az olmayan bir miktar parayı işi gücü olmayan vatandaşlarımıza zorla ödetmek ne insani ne vicdani ne de sosyal devlet anlayışına yakışan bir uygulamadır. Zaten uygulamada faiz ve cezalarla da biriken bu borçların ödenemediğini görüyoruz. Yandaşlara sağladığı milyarlarca dolarlık vergi afları, hibe ve teşvikler, ihaleler, aktarılan kamu kaynakları gariban vatandaşa gelince bir anda gözünün üstünde kaşın var vergisine dönüşmektedir."

Özdağ ifadelerinde şu sözlere yer verdi:

"2025 yılı itibarıyla 781 lira olan, hiç de az olmayan bir miktar parayı işi gücü olmayan vatandaşlarımıza zorla ödetmek ne insani ne vicdani ne de sosyal devlet anlayışına yakışan bir uygulamadır. Zaten uygulamada faiz ve cezalarla da biriken bu borçların ödenemediğini görüyoruz.

Yandaşlara sağladığı milyarlarca dolarlık vergi afları, hibe ve teşvikler, ihaleler, aktarılan kamu kaynakları gariban vatandaşa gelince bir anda gözünün üstünde kaşın var vergisine dönüşmektedir.

Kurtarıcı Mehmet Şimşek'e verilen bir görev var. Nedir o? 'Seçimlere belli bir süre kalıncaya kadar vatandaşın boğazını mı sıkarsın kafasını mı ezersin mutfağındaki tenceresine mi göz dikersin sofrasındaki ekmeğine mi ortak olursun beni ilgilendirmez, seçim sathı mahalline girmeden evvel toplayabildiğin kadar parayı milletten topla. Bunun için iki kere motorlu taşıtlar vergisi de alabilirsin; harçları, vergileri, memurlara yaptığınız zammın 4-5 katından fazla mı artırırsın, asgari ücretliyi ve emekliyi süründüren bir maaş zammını mı layık görürsün, umurumda bile değil. Yeter ki seçimlerde güya bol kepçe dağıtabileceğim bir parayı hazineye depo et. O zaman geldiğinde ben seni kötü adam ilan eder, kapının önüne koyarım.

Tekrar nas ekonomisine mi geçerim, pas ekonomisine mi o zaman düşünürüz.' Aslında Mehmet Şimşek, kötü polis rolünü oynayan ve kendisine verilen görevi yerine getiren bir tahsildardır; zamanı gelince yaptıklarının karşılığı olarak kendisine güzel bir emeklilik ve imkân verilecek bir haciz memurudur."

Kaynak: HABER MERKEZİ