Bu coğrafya nice acılar gördü, nice felaketler yaşadı. Ama her seferinde, insanın içindeki dayanışma duygusunun en büyük iyileştirici güç olduğunu da kanıtladı. 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremin ardından, binalar ve içindeki hayatlar da yıkılmıştı.
Şimdi ise o topraklarda başlayan bir iyilik hareketinden bahsedeceğim size… Deprem bölgesinde hâlâ süren ihtiyaçlara bir çözüm sunuyordu.
18 Mart günü Unico Sigorta’nın davetlisi olarak Hatay İskenderun’daydım. Maviyle yeşilin buluştuğu İskenderun’da Ebru Baybara Demir’in deprem zamanından beri faaliyet gösterdiği Gönül Mutfağı’nın üretim yerini ve yemek hizmeti sundukları iki okulu ziyaret ettik. Çocuk kahkahalarının yankılandığı, umutların filizlendiği bir yerdi burası. 18 Mart sabahı güneş, ışıklarını Hatay’ın bu köşesine daha bir başka doğurdu sanki. Bana göre orada yapılan iş, geleceğe atılan sağlam bir imzaydı.
Ebru Baybara Demir öncülüğünde Unico Sigorta ve Gönül Mutfağı’nın bir araya gelerek başlattığı bu anlamlı proje, okul çağındaki çocukların sağlıklı gıdaya erişimini güvence altına almak için atılan büyük bir adım oldu. Mevlâna İlkokulu’nda 500, Kadınana İlkokulu’nda ise 300 öğrencinin sıcacık yemeklerle buluştuğu yemekhaneler, artık umut dolu sofraların kurulduğu yerler oldu. Aslında bu yemek sayısı şimdi 2.300 öğrenciye ulaşsa da yakında 15.000’e ulaşacak diye belirtiyor projenin mimarı Ebru Şef…
İşte tam da bu yüzden, bu projede basit bir yemek dağıtımı değil, yeniden ayağa kalkma mücadelesi vardı.
O gün orada olmak, çocukların gözlerindeki sevinci görmek bambaşkaydı. Küçük ellerin büyük bir merakla uzandığı tabaklarda, taze ekmek kokusuna karışan gülümsemeler, “Ben de buradayım” diyen minik sesler… Belki bir öğün yemek ama bir de gelecek vaadi vardı.
Sağlıklı bir öğün, açlığı doyurmakla kalmaz, çocukların düşlerini de besler.
Unico Sigorta CEO’su Ender Güzeler ve Ebru Baybara Demir’in öncülüğünde gerçekleşen bu açılış, iyiliğin çoğaldığı ve gittikçe büyüyecek bir başlangıçtı. Ve ben, bu anlamlı anın bir parçası olmanın gururunu yaşadım. Çünkü biliyorum ki çocuklarımız, geleceğimizin en güçlü sigortasıdır. Onların sağlıklı büyüdüğü, umutla beslendiği her an, yarının aydınlık yüzüne eklenen bir ışık olur.
O gün, okullarda sıradan yemekhaneler açılmıyor, iyiliğin, dayanışmanın ve umudun sofralara taşındığı bir başlangıca tanıklık ediliyordu. Mevlâna İlkokulu ve Kadınana İlkokulu’nun yemekhanesinde çocukların gözlerindeki merak, her zamankinden farklı bir güne işaret ederken, çatal bıçak sesleri iyiliğin fısıltısına karışıyordu.
Bir Tabaktan Daha Fazlası
Unico Sigorta CEO’su Ender Güzeler, bu projeyle sadece çocukların karnını doyurmak değil, onlara sıcak bir gelecek sunmak istediklerini vurgularken şu sözleri dile getirdi:
“Unico Sigorta olarak ülkemizin geleceğini çocuklarımız olarak görüyoruz. Onların sağlıklı beslenme hakkı, bizim de sorumluluğumuz. ‘Gönül Mutfağı Geleceğin Sofralarını Kuruyor’ projesi ile çocuklarımızın yalnızca beslenme ihtiyacını değil, umutlarını da büyütmeyi hedefliyoruz. Çünkü sağlıklı beslenen her çocuk, güçlü bir toplumun temel taşıdır.”
Güzeler’in sözleri, sadece bir kurumsal destek açıklaması değildi. Burada, bir sigorta şirketinin sorumluluğu yalnızca poliçelerle değil, toplumsal dayanışmaya olan katkısıyla da ölçülüyordu.
İyiliğin Mutfağı: Bir Sofrada Buluşan Kadınlar ve Çocuklar
Bu projenin en önemli isimlerinden biri, uzun yıllardır tanıdığım ve sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren Şef Ebru Baybara Demir’di. O, mutfağın yemek pişirilen bir yer olmasının yanında, aynı zamanda iyileştirici bir alan olduğuna inananlardan…
“Gastronominin iyileştirici gücünü hep savunduk. Bugün, bu gücü çocuklarımız için seferber etmenin gururunu yaşıyoruz,” diyen Demir, bu projenin sadece bir yemek servisi olmadığını, aynı zamanda kadın istihdamını da destekleyen bir model sunduğunu belirtti.
Proje kapsamında, çocuklar için yemek pişirilmesinin yanı sıra 50 kadına da iş imkânı sunuluyordu. Mutfağa giren her kadın yemek yapıyor ama aslında kendi geleceğini de şekillendiriyordu. Böylece iyilik, bir öğünlük bir katkıdan ibaret olmuyor, toplumun farklı kesimlerinde çarpan etkisiyle büyüyordu.
Bir Sofrada Buluşan Umutlar
Açılış günü, Unico Sigorta’nın gönüllü çalışanları, kravatlarını, ceketlerini bir kenara bırakıp önlüklerini giydi. O gün profesyonel çalışan beyaz yakalı değil, çocuklara yemek dağıtan, onların mutluluğunu paylaşan gönüllüler vardı. Çocukların masum gülümsemeleri, uzatılan her tabağın aslında bir iyilik hareketine dönüştüğünün en büyük kanıtıydı.
Bir çocuk, tabağındaki pilavdan bir kaşık alırken, başka bir çocuk çorbasına kaşık sallıyor; bu küçük anlar, bir şehrin, hatta bir ülkenin geleceğine dair en büyük umudu taşıyordu. Bu yemekhanelerin bugünü değil, geleceği de değiştireceği belliydi. Çünkü bir çocuğun karnını doyurmak, fiziksel bir gereksinimi karşılamanın yanında; ona “Sen değerlisin, sen önemlisin” demenin en güzel yoluydu.
İskenderun’un sokaklarında yankılanan çocuk kahkahaları, iyiliğin ve dayanışmanın büyüyerek çoğalacağını, en umutsuz anlarda bile bir şeylerin değişebileceğini gösteriyordu.
Çünkü bazen bir öğün yemek, bir çocuğun geleceğe bakışını değiştirir.
Bazen bir tabak sıcak çorba, bir toplumun iyileşmesini başlatan en önemli adım olur.
Ve bazen, sofraya konan bir lokma ekmek, yalnızca açlığı değil, umudu da doyurur.
Bugün İskenderun’da açılan bu yemekhaneler, bir hayır işi değil, geleceğe bırakılan kalıcı bir mirastı. Çünkü Unico Sigorta ve Gönül Mutfağı’nın kurduğu bu sofralar, yalnızca yemekleri değil, geleceği de paylaşmanın bir simgesiydi.
Ve iyilik, paylaşıldıkça çoğalırdı…