Göz kırpması, sıçrama, baş sallama ve benzeri istemsiz ve tekrarlayıcı hareketler olarak bilinen tikler, özellikle okul çağındaki çocukları etkileyebiliyor. Bu tikler, bazen çocuk gelişiminin normal bir parçası olarak kısa süreli olabilirken, bazı durumlarda bir yılı aşkın sürebilir. Yaklaşık olarak çocukların %20'si kısa süreli tiklerden etkilenirken, uzun süreli tikler daha nadir görülür ve genellikle %1 oranında kalır ve tedavi gerektirebilir.
Tiklerin türü, şiddeti ve sıklığı çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Tik bozuklukları, hem kız hem de erkek çocuklarda farklı seyirler gösterebilir. Örneğin, bir yıldan uzun süren tik bozuklukları arasında yer alan Tourette Sendromu, genellikle erkek çocuklarda daha sık görülür. Tik bozukluklarının tedavisi genellikle nöroloji ve psikiyatri uzmanlarının desteğini gerektirir.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Etlik Şehir Hastanesi, Çocuk Nöroloji Eğitim Kliniği Eğitim İdari Sorumlusu olan Prof. Dr. Deniz Yüksel ile tik bozuklukları ve tedavi yöntemleri üzerine açıklamalarda bulundu.
Tik bozukluğu nedir ve en çok hangi yaş aralığında görülüyor?
Tik bozuklukları genellikle 6-7 yaş civarında başlayan; kısa, hızlı veya ani, ağırlıklı olarak baş ve boyun bölgesinde ortaya çıkan göz kırpma, sıçrama, seğirme, başını sallama şeklinde olabilen istemsiz hareketlerdir. Çocukların yüzde 20 kadarında gelişimlerinin bir parçası olarak motor tikler görülebilir, ancak bunlar genellikle yalnızca birkaç haftadan aylara kadar sürer ve biter. Birden fazla motor tik ve bir veya daha fazla vokal tikin bir yıldan uzun süredir mevcut olduğu nörogelişimsel bir bozukluk olan Tourette sendromu ise erkek çocuklarda 3-4 kat daha sık görülür.
Tik bozukluğuna obsesif kompulsif davranışlar, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, depresyon, anksiyete, öğrenme güçlüğü eşlik edebilir.
Kronik tik bozukluğunun görülme sıklığı nedir?
Motor ve/veya vokal tikler nispeten yaygındır ve okul çağındaki çocukların yaklaşık yüzde 1'inde görülür. Tiklerin türü, sıklığı ve şiddeti zamanla değişir ve tipik olarak geç ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde azalır.
İstem dışı hareket çeşitleri neler ve ne gibi belirtiler verir?
Basit motor tikler; göz kırpma, göz devirme, burun veya yüz seğirmesi, ağız hareketleri (somurtmak, ağız açmak, ağzı yana doğru hareket ettirmek), yüz buruşturma, omuz silkme, dil hareketleri, baş sallama, boyun germe, karın kasılmaları, kol veya bacakta sıçrama tarzı atımlar şeklinde olabilir.
Basit vokal tikler ise homurtu, boğaz temizleme, öksürme, koklama, hayvan sesleri çıkarma, gıcırtı, çığlık atma, alçak veya tiz sesler, soluk soluğa kalma, gürültülü nefes alma, yutkunma, tıklama şeklinde ses çıkarmadır.
Kompleks motor tiklere örnek olarak; vurmak, zorla dokunmak, kendini/başkalarını öpmek, yalamak, koklamak, tükürmek, ayaklarını yere vurmak, zıplamak, atlamak, dönmek, eğilmek, tekmelemek, alışılmadık yürüyüş sayılabilir.
Kompleks vokal tikler; tekrarlanan kelime, ifade, cümleler; istemsiz küfürler, müstehcen olmayan ancak sosyal açıdan uygunsuz yorumlar veya istemsiz müstehcen hareketler; sosyal açıdan uygunsuz dokunma, diğer insanların hareketlerini kopyalamak veya tekrarlamak.
Tikler yer değiştirebilir mi ve atakların döngüsü nasıl olur?
Kısa süreli de olsa istemli olarak bastırabilen tiklerin yeri veya türünde değişiklikler olabilir, bir tür tikin yerini diğer tikler alabilir. Stres ve kaygı durumunda tikler daha da kötüleşebilir. Genellikle tik bölgesinde bir esneme/gerilme veya karıncalanma şeklinde olan bir ön uyarı hissi veya tik gerçekleştirilince hafifleyen zihinsel bir dürtü oluşur. Tipik olarak tikler arası kısa bir süre rahatlama olur ardından tik dürtüsü geri gelir. Tikler saniyeler, dakikalar veya birkaç saat boyunca gönüllü olarak bastırılabilir (örneğin, bazı çocuklar bunları okulda bastırabilir) ancak bunu bir süre sonra yeniden ortaya çıkan ataklar takip eder.
İstem dışı hareketlerin şiddeti değişken midir?
Tiklerin türü, sıklığı ve şiddeti zamanla değişir. Tiklerin sıklığı genellikle çocuk rahatladığında, odaklandığında veya spor yaparken ya da müzik aleti çalarken olduğu gibi dikkati dağıldığında azalır. Tikler genellikle stres, kaygı, uyku eksikliği veya yorgunluk nedeniyle daha da kötüleşir.
Tik kendi kendine mi, tedavi ile mi geçer?
Geçici tik bozukluğu, 12 aydan kısa süren tiklerdir. Kronik veya kalıcı tik bozukluğu ise 1 yıldan uzun süredir var olan çoklu motor tikler veya vokal tikler olarak tanımlanır. Tourette Sendromu olarak tanı alan çocuklarda 1 yıldan uzun süren çoklu motor ve bir veya daha fazla vokal tike rastlanır.
Hiçbir sıkıntıya ya da işlev bozukluğuna yol açmayan basit tikler, dikkatlice beklemeden fayda görebilir, ancak tekrarlanan hareketlerden kaynaklanan ağrı, sıkıntı ya da işlev bozukluğu ortaya çıkarsa bu durumda bazı ilaç ve davranışsal müdahaleler uygulanabilir.
Hastada, eşlik eden hastalıklardan veya tiklerden kaynaklanan ve ilk müdahaleye rağmen problemli olmaya devam eden semptomlar mevcutsa bir uzmana (örneğin, çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatristi) başvurmaları önerilir.
Ani başlayan kore, ataksi veya distoni adı verilen istem dışı hareketleri olan çocuklar nörolojik değerlendirme için hemen bir çocuk nöroloji doktoruna yönlendirilmelidir. Anksiyete ruh hali veya obsesif durum gibi eşlik eden hastalıklar için bir çocuk ergen ruh sağlığı uzmanına başvurmak gerekebilir.
Aileler tik bozukluğu olan çocuğa nasıl yaklaşmalı?
Tikin çocuğun kontrolü dışında bir hareket olduğu ve bu nedenle eleştirilmemesi gerektiği unutulmamalı ve bozukluğu olan çocuğun okuluyla görüşülmelidir. Tiklerin sıklığı, türü, yeri ve doğası nedeniyle rahatsız ediciyse, ağrıya neden oluyorsa, istenmeyen ilgiye veya utanmaya neden oluyorsa ebeveynler tıbbi yardım alabilir. Aileler tiklerin önemi veya nedenleri hakkında tavsiyeler alabilirler.
Tik bozukluğu olan çocuk ve gençlere yardım etme stratejileri için; kişinin kendisinin, ailesinin, öğretmenlerinin ve akranlarının konu hakkında bilgilendirilmesi ve bir takım tutum önerilerinin planlanması gerekir. Bunlar arasında öncelikle tepkisel davranışlardan kaçınıp, destekleyici bir tutum içerisinde birtakım rutinler sağlamak önemlidir.
Örneğin kısa molalar ve fiziksel hareket açısından fırsat sağlamak için, tikler şiddetli olduğunda önceden kararlaştırılan gidilecek güvenli bir yer belirlemek; okulda molaya çıkabilmesi için sınıfın ön tarafında ve kapıya yakın oturmasını sağlamak, akran zorbalığını önlemeye yardımcı olabilsin diye sosyal destek için gönüllü bir arkadaş belirlemek, tikleri hakkında soru sorulduğunda nasıl yanıt verebileceğini sağlayacak kendini savunucu iletişim yöntemlerini önceden planlamak olabilir.
Aileler öncelikle tetikleyicileri belirleyip bunlardan kaçınmalı; stresi, kaygıyı veya can sıkıntısını yönetebilmeli. Rahatlatıcı aktiviteler teşvik edilip çocuğun özgüvenini artıran hobilere yönlenmesi sağlanmalı. Ayrıca deneyimleri paylaşmak ve kamp gibi faaliyetler veya etkinliklere katılmak için destek gruplarına katılmak da faydalı olabilir.