Din ıstılah anlamı ile; “Yüce Allah'ın, kullarının kendisi vasıtası
ile hakka ulaşmaları için peygamberleri aracılığı ile akıl sahibi
insanlara tebliğ ettiği, onları dünya ve âhiret mutluluğuna
kavuşturan sistem, Allah'ın koyduğu hükümler” anlamındadır.
Günümüzde ise din genel bir anlam olarak tüm inançları kapsayan bir
mana içermektedir. Yani din deyince dünya üzerindeki tüm inançlar
(İslâmiyet, Hıristiyanlık, Yahudilik vb.) kastedilmektedir.
Bilim de genel bir ifade olup matematik, tarih, coğrafya, felsefe,
astronomi, antropoloji, genetik, botanik, mekanik yani aklınıza
gelen her türlü alanı kapsayan bir ifadedir. Bilimi bilgi
içeriğiyle; doğru ve yanlı olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Doğru
bilgi herkesin kabul ettiği ve reddedemeyeceği bilgidir. 2x2=4
gibi. Yanlı bilgi ise ideolojiktir. Yanlış veya yalan olsa bile
devam ettirilen bilgidir. Evrim veya materyalizm gibi.
Bunlara kısaca değindikten sonra sorumuza geçebiliriz. Dünya
Değerler Araştırması Derneği (WVSA)’nın 2011 yılına ilişkin elde
edilen sonuçlardan biri Türkiye’nin % 77’si “Bilim ile din çelişir
ise her zaman din doğrudur görüşüne katılmaktadır” denilmektedir.
Bu sonucu değerlendirme ihtiyacı duyduk. Bu araştırma ile
ulaşılmaya çalışılan sonuç ise dinin bilimden uzak olduğu, dogmalar
bütünü olduğu ve müntesiplerinin bunun dışına çıkmadığının, bunun
ise bilim ve gelişmenin önündeki bir engel olduğu imajının
verilmesidir. Bu bağlamda böyle bir araştırmada sorulan soru tuzak
bir sorudur. Ne yazık ki bu tuzağa da düşüldüğü görülmektedir.
Yukarıda da değindiğimiz üzere din ve bilim genel ifadelerdir.
Burada din ile kastedilen hangi din olduğu ve bilim ile
kastedilenin ne tür bilim olduğu çok önemlidir. Örneğin Karl Marx
“Dinler toplumların afyonudur” anlayışını içinde yaşadığı
hıristiyan toplumun değerlerine göre söylemiştir. Hıristiyanlık
dininin uygulamalarına baktığımızda bu söylem bu din için doğrudur.
Ama din diyerek genelleme hatası yapmıştır. Bugün birçok insan ne
yazık ki bilerek veya bilmeyerek bu hataya hala düşmektedir. İslâm
dini için böyle bir şey söz konusu değildir. Bilim ile kastedilen
evrim gibi çürütülmüş ideolojik tabular ise verilecek cevap buna
göre olacaktır.
Evet, din ve bilim çelişir ise hangisini kabul edersiniz diye bir
soru ile karşılaşır isek İslâm dininin bir müntesibi olarak
vereceğimiz cevap; “İslam ile Bilim Çelişmez” olacaktır.
İnce Bir Detay:
Dünya Değerler Araştırması Derneği (WVSA) Yönetim Kurulu Üyesi
Prof. Dr. Yılmaz ESMER, Türkiye’de “Kadının Konumuna İlişkin Kadın
ve Erkeklerin Görüşleri (kesin kabul+kabul) 2011 yılı araştırma
sonuçlarında Erkeklerin % 27’si ve Kadınların da % 19’u erkeklerin
birden fazla eşi olabilir dediği sonucunu elde etmiştir. Bu sonuçla
ilgili olarak; “İki konuda meydana gelen değişiklik ise insana
‘umarım ciddi bir ölçüm hatasıdır’ dedirtiyor. Bu düzeylerde bir
ölçüm hatası, bir araştırmacının isteyebileceği son şeydir ama
imkânsız da değildir. Üstelik yukarıda belirtilen iki sorudaki son
derece tutarlı ölçümler, hata olasılığını azaltıyor ama kuşkusuz
tamamen ortadan kaldırmıyor. ‘Bir erkeğin birden fazla eşinin kabul
edilebilir’ sözüne katılanların oranı 1996’da % 10, 2009’da ise %
11’di. 2011’de bu oran % 23 olarak ölçülmüştür. Üstelik
örneklemdeki kadınların % 19’u da (yani her beş kadından biri) bu
görüşe katıldıklarını belirtmişlerdir. Ben bu noktada bir ölçüm
hatası yaptığımız umudunu muhafaza etmek istiyorum” görüşünü
belirtmiştir. Bu görüşle ilgili kanımızı anlatmadan önce şu
noktalara dikkat çekmek istiyorum. Bu sonucu hazmedemeyen sayın
Esmer acaba aynı tarihte “Evlilik Modası Geçmiş Bir Kurumdur”
görüşüne katılanlar Türkiye’de % 8; ayrıca “Bir Kadının Evlenmeden
veya Sürekli Bir İlişkisi Olmadan Çocuk Sahibi Olmasını Onayların
Oranı” Türkiye’de % 7 yani yaklaşık 5 milyon insan gayri meşru
çocuk doğrulmasına evet derken acaba bu bulgular için neden;
‘umarım ciddi bir ölçüm hatasıdır, bu noktada bir ölçüm hatası
yaptığımız umudunu muhafaza etmek istiyorum’ demiyor çok merak
ediyorum. Tabii konu İslâm dini ise ve 4 kadına kadar evlenme izni
varsa bu gericilik oluyor ama gayri meşru ilişkiler ve çocuklar
oldu mu her halde bu medeniyet ölçüsü olarak addediliyor.
Evet, İslâm dini 4 kadına kadar olan evliliklere şartlar uygun
olması halinde izin vermiştir. Bu illa 4 kadınla evlenilecek diye
bir emir değil izindir. Tek eşlilik önerilmiştir. Hatta gerekleri
yerine getirilemeyecek ise evlilik dahi yasaklanmıştır. Bu bağlamda
böyle bir şeyi inkâr veya buna isyan etmek kişiyi İslâm dairesinden
çıkaracak bir tutumdur.
Yine aynı araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de kendisini dindar
olarak tanımlayanların oranı % 81 olan Türkiye’de birden fazla
evliliğe evet diyenlerin çıması gayet doğaldır, lakin belirtilen
oran İslâm’a iman edenler açısından tehlikeli diyebileceğimiz
boyutlarda azdır.