Türkçenin uydurukça dil salgını ile zayıflatılması, ikinci büyük dil yol kazasına damgasını vurmuş, bunu edebiyatçı ve  dil bilim adamlarımızdan   Prof. Dr.  Necmettin Hacıeminoğlu  şöyle dile getirmiştir: “Uydurukça ile Türkçenin zayıflatılması,  sınırlarımızda fırsat kollayan Avrupa dillerinin istilasına kapı acımıştır.” ( Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Türkçenin Karanlık Günleri, Ankara, 1972. s. 54)

İKİNÇİ BÜYÜK DİL YOL KAZASI 1980 - 2023

İkinci Bölüm

Türkçenin uydurukça dil salgını ile zayıflatılması, ikinci büyük dil yol kazasına damgasını vurmuş, bunu edebiyatçı ve dil bilim adamlarımızdan Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu şöyle dile getirmiştir: 'Uydurukça ile Türkçenin zayıflatılması, sınırlarımızda fırsat kollayan Avrupa dillerinin istilasına kapı acımıştır.' ( Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Türkçenin Karanlık Günleri, Ankara, 1972. s. 54)

İkinci Büyük Dil Yol Kazası' ndan olarak, dilimiz üzerinde 1980- 2023 zaman diliminde İngilizcenin aşırı ve istenilmeyen etkileşimini maddeler halinde, özellikle de, bütün olup bitenleri herkesin yaşayarak ve görerek şahidi oldukları halde daha iyi anlaşılması için şehirlerimizin caddelerinde yaşanan işyerleri isimlerinin İngilizce oluşları üzerinden hareketle anlatacağız.

1-Dünyada 'saf dil, arı dil' yoktur. Saf dil, dillerin en ilkeli olup 'kabile' dilidir. Bütün milli diller birbirlerinden etkilenerek kelimeler ve terimler alırlar. Bunları kendi imla kuralları ve ses uyumlarına göre uyarlayarak kendi milli kelimeleri ve milli terimleri haline getirirler. Bu akli ve normaldir. Akli ve normal olmayan, bir dilde karşılıkları ola ola bunları yok sayarak yabancı dillerden bunların yerine kelimeler almaktır ki, bu o dilin hem milli faklılıkları ve ayrıcalıklarını bozar ve hem de fikir ve düşünce gücünü zayıflatır.

Bizde yeni bir 'dil haslığı' olarak Türkçe karşılıkları ola ola dilimizdeki toptan (toptan satış) yerine İngilizcesi gross kullanılmaya başlanması, merkez yerine center alınması, tütün yerine tobocco kullanılması doğru değildir veya tartışılabilir. Tartışmalardan olarak İngilizceden bu kelimeler dilimize eşanlamlı olarak da girmiştir ama, dilimizde kendisine yabancılaşma artarak devam edecek alımlarla Türkçemizin milli kelimeler kimliğini iyice zayıflatacağından kabul edilebilir bir durum olarak görülemez.

Caddelerimizdeki işeri isimlerinden olarak bunların şu örneklerini verebiliriz: Akdeniz Gross (Türkçe doğrusu Akdeniz Toptan Satış olacaktır), Simit Center (Simit Merkezi), Tobocco Shop (Tütün Dükkanı)

2-Dil ilim adamlarımız ve edebiyatçı yazarlarımızın görüşlerine göre, bir dilin başka dillerden hiç alamayacağı ve alınmasına da başvurulamayacağı alım, bir milli dilin başka milli dilerden en başta gelen farklılıkları ve ayrıcalıklarını gösteren ve simgeleyen dil kaide ve usullerinin alınamayacağıdır. Bunların alınması, alan dilin 'ölümü' ne yol açacağına yorumlanmıştır.

Bizde son 10 -15 yıl içinde İngilizceden bu kaideler ve usuller alımların da başlaması 'büyük bir talihsizlik' olarak karşımıza çıkmıştır. Bunların işyerleri isimlerimize de yansıtılması örneklerinden olarak şunlar verilebilir: : Erciyes Et & Süt Ürünleri (Türkçe doğrusu Erciyes Et ve Süt Ürünleri olacaktır), 'Nohut of Pilav's ( Nohutlu Pilavlar)), Ali's İnşaat (Aliler İnşaat), Güneş Kuru Yemiş Since 1953 ( Güneş Kuruyemiş 1953'den beri), The Akdeniz AVM ( Akdeniz Avm) vb. Bunlarda geçen & Türkçede ve anlamında, of -nin, -nın, -li anlamında edat, 's ,İngilizcede çoğul eki olup bizde –ler, -lar anlamında, The İngilizcede pekiştirme sıfatıdır.

3-Bir dil başka dillerden kelimeler alırken bunu kendi imla yazım kuralları ve ses uyumuna göre uyarlayarak onu yabancı dil kelime kökeninden millileştirmek haliyle alır. Alının bu kelime, alınan dilin ayrıcalıklı ve farklılık özelliklerini simgelediği için aslı gibi yazılmaz. Aslı gibi alınıp yazılması halinde, bunu alan dilin milli dil kimliğini bozar. Bizde son 10-15 yıldan beri artarak devam eden bu olumsuz alımları yine özellikle de caddelerimizdeki işyeri isimlerinde görmek mümkündür. Orta Anadolu Group (Türkçe doğrusu Orta Anadolu Grup, ses uyumumuza böyle uyarlanarak alınmıştır), Enes Auto ( Enes Oto), System Hospital (Sistem Hastanesi)

4-İngilizceden dilimizde yabancılaşma ve kimlik kaybına daha büyük boyutlarda yol açmaktan olarak zorunlu alımlardan olmayıp özentili ve modalaşma alımlarıyla kendisini gösteren özellikle de caddelerimizdeki işyerleri isimleri olarak, Türkçe karşılıkları olduğu halde, Türkçe –İngilizce karışımı, Türkçe –İngilizce melezlemesi, Türkçe kelimeleri İngilizce kelimelere benzeterek kullanmak ve daha da istenilmeyeni, Türkiye bir İngiliz ülkesiymiş gibi, içinde hiçbir Türkçe kelime bulunmaksızın tümüyle İngilizce kelimelerden işyeri isimlerinin işyerlerinin alınlarına asılması, şehirlerimiz ve caddelerimizi neredeyse tümüyle Müslüman - Türk kimliğinden sıyırarak Hıristiyan - İngiliz şehri ve caddeleri görünümüne büründürmüştür. Bu, Peygamberimizin 'Müslümanlar, Hıristiyanlara benzemeyin' hadisine de aykırıdır. Ancak İngiltere ve onun sömürge ülkelerinde olabilecek bu alımları, kendilerinde gerçekten Türklük gurur ve şuuru, İslam iman, inanç, ahlak ve fazileti bulunan insanlarımız yapamazlar; milli dilimiz ve milli - dini kimliğimize aykırı olduğu için yapmak istemezler. Cumhuriyetin ilanının 100'üncü yılında yapılabiliyorlarsa, demek ki bu süreç içinde milletimize milli –dini kimliğini koruma şuur ve bilinci iyice ve yeteri kadar verilememiş, insanın kanındaki akyuvarları gibi tabii milli tepkiden olması gereken milli reflekslerimiz ve duyarlılıklarımız budanmış, neredeyse tamamen yok edilmiştir. Bunları yok olan milletler, özentisine kapıldıkları ve çok kötü modalaşmış taklidini yaptıkları miletlerin içinde giderek sosyal asimilasyona uğrayacaklarından 'tarihin milletler mezarlığı' na gömülmeye mahkumdurlar.

Bu işyeri isimlerine isimlere birkaç örnek verilecek olunursa şunlardan verebiliriz:

Türkçe- İngilizce karışımından olarak: The Yaprak Döner House, Simit Center, Erdal Shoes, The Berber's Shop, New Yok Kuaför.

Türkçe-İngilizce melezlemesinden olarak: Narinlife Perde, Therepabuç

Türkçe kelimeleri İngilizceye benzeterek verilen işyeri isimleri: Look Man Barbour (Berber) Shop, Barber (Berber) Shop Sclass, Mahall Düğün Salonu ( mahali İngilizce Shell'e benzetmekten) Düğün Salonu.

Türkçeyi yok sayarcasına, mahallede oturanların tamamı İngiliz imiş gibi tümüyle İngilizce kelimelerden olarak: Mackbear Coffee Co., Mıxy Occessoire , Patron's Lounge, Rokka Pizza & Cafe, My Man Hair Desing, System Hospiital, Medical Palace, Bristo & Cafe, Rent a Car, İtalian & Pizza, Domino's Pizza, Robin Hood Cafe

İşte caddelerimizi birer Türk caddeleri olmaktan çıkarıp İngiliz caddeleri görünümüne büründürenler bu işyeri isimleri görüntüleridir. Hem de mahallelerimizde neredeyse hiçbir İngiliz' in yaşamadığı, yaşayan Müslüman halkımızın da hiç İngilizce bilmediği ve bir İngiliz'in gelip buralardan alışveriş yapmadığı böyle bir ülkeye ve topluma İngilizce anlamıyla 'absurt', Türkçe anlamıyla ise 'saçma –sapan ülke ve toplum' denilmez mi?

Bu vatanı bize İstiklal Harbimizde kanlarını dökerek şehit olan atalarımız mezarlarından çıkıp bu istenilmeyen cadde görüntüleri karşısından biz torunlarına neler söylerlerdi acaba? Her halde şunları söylerlerdi: 'Biz bu şehirleri ve caddeleri sizlere böyle mi, böyle olsun diye mi teslim ettik! Biz caddelerimizden kovduğumuz işgalci düşman askerlerinin yerine sizler, bizim kelimelerinizden karşılıkları ola ola onların kelimelerinden işyeri isimleri vererek bu yolla caddelerimizi yeniden onlara işgal ettirmişiniz. Yazıklar olsun size! Bu yaptıklarınızdan dönmez, düşman işyerleri kelimelerini de caddelerimizden kovmazsanız sizlere hakkımızı helal etmeyiz.'

5-Yine dilimizi yabancı dillerin işgallerinden olarak, bölge ve şehir isimlerimizin Roma, Bizans ve İngilizce asılları ve ona benzetmelerinden yazılmaya başlanması da, ülkemizin tapusunu başkalarına takdim etmekten gibi bir çağrışımı akla getirir. Bu kullanımlara birkaç örnek : Kasseria Avm, Anatolia Sitesi, The Kayseri Form Residences, The Kayseri Loft Hotel. Daha da hoşa gitmeyeni ve istenilmeyeni Kayseri'yi iyice İngilizceye benzetmekten olarak Quyser yapılarak, bir otele de Quyser Hotel isminin verilmesi olmuştur. Kasseria, Kayseri'nin Roma-Bizans ismi, bizde Anadolu anlamın gelen Anatolia ise, Roma ismi olup, Roma İmparatorluğu yönetimi Anadolu'ya hakim olduğu yıllarda burasını 'Anatolia Eyaleti' ismi altında idare etmişti.

Atalarımız bütün bunları Türkleştirmek –Müslümanlaştırmak isimlerinden Kayseri ve Anadolu olarak yazmaya ve telaffuz etmeye başlamışlardı. Bugün itibariyle biz torunlarının bundan saparak asılları gibi kullanmaları, bunlarda milliyet ve din refleksleri -duygularının iyice zayıfladığı anlamına gelir.

6-Alfabemiz de 29 harf vardır. 1928'de çıkarılan Alfabe Yasası'na göre bunların dışında harfler kullanmak yasaktır. Ama gelin görün ki bu da İngilizcenin bir diğer işgalinden olarak işleri isimlerine de yansıtıldığı halde alfabemizde olmayan Q,W,X… harflerinin kullanılmasına başlanmıştır. Buna iki örnek: TNT Qent Yapı'dır. Türkçe doğrusu, TNT Kent Yapı olacaktır. Qümes Waffle. Doğrusu, Kümes Izgara Dürüm.

Olup Bitenlerin Anayasa'ya Aykırı Oluşu

Anlatmakta olduğumuz İkinci Büyük Dil Yol Kazasında yaşananların çoğu Anayasamıza aykırıdır. Bunun ilgili maddelerinde 'T.C. Devletinin dili Türkçedir', 'Eğitim dili Türkçedir' vardır. Şair ve yazlarımızın görüşlerin göre, her milletin milli dili, bağımsızlığının sembolü bez bayrağından sonra ikinci bir bayrağı olarak, yine istiklalimizin sembollerinden 'ses bayrağı' dır. Özellikle de yine işyerlerimize, Türkçeyi yok ve kabul etmiyor sayarcasına içinde hiçbir Türkçe kelime bulunmaksızın tümüyle İngilizce kelimelerden olan işyeri isimlerin işyerlerinin alınlarına asmak, İngilizlerin de ses bayrağı olan 'İngiliz ses bayrağı' nı asmak gibidir. Bu haliyle yapılanlar, hem istiklal ve istikbalimize aykırı hem de anayasamıza da uymayan yapılanmalardır.

1980'li yılların başlarından itibaren başlayarak her seviyedeki okullarımızda, eğitim dilinin Türkçe olmaktan çıkartılıp İngilizce ile eğitime çevrilmesi de Anayasamıza aykırıdır. Bilim adamlarımızın görüşlerine göre, yabancı dilde eğitim ancak sömürgelerde ve özellikle de İngiliz sömürge ülkelerinde olur. Türkiye bir sömürge ülkesi olmadığına göre, yabancı dille eğitimden vazgeçilmeli, en iyi ve verimli eğitimin ancak milli dille olabileceği de göz önüne alınarak Türkçe ile eğitime geri dönülmelidir.

Günümüzde Türkçenin Yaşatılmasının 'Milli Beka Sorunu' Haline Gelmesi

Yine dil ve tarih uzmanlarımızın görüşlerinden edindiğimize göre, milli diller içinde Türkçemiz tarihte tậ başından beri hep 'sahipsiz' kalmıştır. Bu sebepten kimse ilgilenmediği için ne tarihi ne grameri demek olan dil bilgisi yazılabilmiş ne de doğru dürüst bir lügati (sözlüğü) çıkarılabilmiştir. Bu sahipsizliği haliyle her önüne gelen kendine göre çeşitli imla ve kelime yapma kuralları üretmiş, üslubundan olarak da çok çeşitli konuşma örnekleri sergilenmiştir. Bu halleriyle de dilimizde istenilen birliktelik sağlanamamış, 'Türkçenin İyi Kullanılamaması ' problemi de sürekli şikayetler ve sızlanmalar konusu olmuştur. Bu sebeplerden günümüzde sık sık 'Türkçeyi Doğru Konuş, Doğru Yaz' kampanyaları ve ödülleri düzenlenmiştir. Bunun en son göstergesi, 2021 yılının 'Yunus Emre ve Türkçe Yılı' ilan edilmesinden de kaynaklanan, bunun ödüllerinden olarak 'Sosyal Medyada Türkçeyi En İyi Kullananlar' ödülleri sahiplerine 27 Ocak 2021 de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan törende verilmiştir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ödül töreninde yaptığı konuşmada, başlangıcından günümüze kadar Türkçenin önemini ve uğradığı büyük tehlikeleri dile getirmekten olarak, öncesinden de buna sı sık değindiği halde, 'Caddelerimizde Türkçe olmayan tabelalar var. Bu kabul edilmez' söylemine yeniden vurgu yaparak, dilimizin 100' üncü yıl itibariyle büyük tehlikelerle karşı karşıya gelmesinin 'Milli Beka Sorunu haline geldiği' ni bunun da 'Milli Mücadele ruhuyla aşılacağı' nı söyleyerek konuşmasını bitirmiş, ardından ödül alanların ödüllerini kendilerine vermiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızı dilimiz konusundaki bu duyarlılığını tebrik ediyor, dilimizin korunması için gerekli yasaların çok geç kalınmadan çıkarılmasını diliyoruz. Bu yapılmadan, 'milli ülkümüz' haline getirdiğimiz '21'inçi Yüzyılın Türk Yüzyılı' olamaz mümkün olamaz ve belki de giderek Türk milletinin 'tarihin mezarlığına gömüldüğü' bir yüz yıl olabilir.

Benim bir teklifim de Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünde her konuda bir 'milli slogan' belirlenecek olunacaksa Türkçe konusunda da bu 'Türkçeyi Yaşat ki Türk Milleti Yaşasın!' olmalıdır. Bir milletin varlığına sebep olan en başta gelen bağlayıcı ve birleştirici ortak kültür unsuru milli dilidir. Her milli dil bir millet, her millet bir milli dil demektir.. Milli dillerini kaybeden milli varlıklarını da kaybederler. Bu cümleden olarak, birçok filozof, edebiyatçı yazar, dil bilgini, milli dilin önemini dile getirmek yanında,bir milleti yıkmak için öncelikle dilinin yıkılmasıyla ilgili olarak şunları dile getirmişlerdir:

Aristo: 'Bir milletin dili, hukuku ve musikisi onun ruhudur. Bir milletin ruhunu ve değerlerini yok etmek için onun diline, hukukuna ve musikisine dokununuz.'

Konfüçyüs: 'Bir ülkeyi idare etmeye çalışanların önce dilini düzeltirdim. Dil düzgün olmazsa, kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz.'

Walter Lanoor: 'Bir milletin kanunlarının çiğnenmesinden sonra en büyük suç, dilinin çiğnenmesidir.'

Bernard Shaw. 'Kendi dilini tam olarak bilmeyen başka dilleri de bilmez.'

Heideger: 'Dil insanın evidir.'

Humbult: 'Bir milletin ancak kendi dilinin gelişmesi gerekli bir dereceye ulaştığı zaman büyük ve dahiyane bir fikri ilerleme olur.'

I.Napolyon: 'Benim kelimelerim ve kültürümün girdiği bir memlekete askerlerimi sokmaya ve orada silah patlatmaya lüzum yoktur.'

Leibniz: 'Bana mükemmel bir dil ver, sana büyük bir millet teşkil edeyim.'

Albert Camus: 'İnsanın iki yurdu vardır: Biri üzerinde doğduğu topraklar, diğeri de o topraklarda konuşulan dil. Benim anadilim Fransızcadır ve bir yazar olarak ilk görevim, onun hududunda nöbet tutmaktadır.'

Süleyman Nazif: 'Dil milletimizin iskeletidir.'

Yahya Kemal: 'Dil ağzımda ana sütümdür.'

Cemil Meriç: 'Kamusuma dokunan namusuma dokunmuştur.'

Fazıl Hüsnü Dağlarca: 'Türkçe benim ses bayrağımdır.'

Mustafa Kemal Atatürk: 'Dilde ve musikide inkılap olmaz.'

Cumhuriyetin ilanının ikinci 100 yılına girilirken, milli dilimiz Türkçemizin yaşatılması için bütün yanlışlıklar, hatalar ve yabancı dillerin işgallerinden kurtulmayı dileyerek, Cumhuriyetimizin ilanının 100'üncü yıl dönümünü kutluyorum. 5 Ekim 2023