Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Teşkilatı iftar programına katıldı.
Buradaki konuşmasında Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ve ekibine, mübarek ramazan akşamında kendilerini bir araya getirdiği, hasret gidermelerine, hasbihal etmelerine imkan sağladığı için şükranlarını sundu.
"Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, muhabbetsiz muhabbetten ne hasıl?" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize bu akşam bunu yaşattınız. Bir kez daha İstanbul İl Teşkilatında birlikte yol yürüdüğümüz ama artık aramızda bulunmayan, ebediyete irtihal etmiş kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum. Başta Kadir Topbaş abimiz olmak üzere hepsini hayırla yad ediyoruz. Rabbim hepsinin ruhunu şad, mekânlarını cennet eylesin diyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bu mukaddes günlerin Gazze ve Filistin başta olmak üzere hayat ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Siyonist Netanyahu yönetimi ateşkesi bozarak Gazze'deki soykırımına yeniden başladı. Özellikle çocukları hedef alarak, kadınları katlederek oluk oluk masum kanı döküyor. Vahşetin daha hazin tarafı şudur; Batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir.
Mazlum Filistinli zalim de İsrail de olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazze olunca uluslararası basın kuruluşlarının tavrı anında değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri henüz kundaktaki yavruların alçakça öldürülmesine tepki göstermiyor.
Ramazan ayı oruç ibadetiyle birlikte bizim için milletimizle kucaklaşma, vatandaşımızla hemhal olma yeni gönüller kazanma vesilesidir. Ramazan ayı boyunca biriktirdiğimiz muhabbet, yılın geri kalanında millete hizmet aşkımızı sürekli dinç ve taze tutmaktadır. AK Parti olarak her zaman Ramazan ayını layıkı veçhile geçirmeye gayret ettik.
"SİYONİST REJİM MASUMLARI KATLEDEREK GAZZE'DE OLUK OLUK KAN DÖKÜYOR"
Kan ve gözyaşından beslenen siyonist Netanyahu yönetimi geçtiğimiz hafta ateşkesi bozarak Gazze'deki soykırımlarına tekrar başladı. Siyonist rejim özellikle çocukları hedef alarak, özellikle kadınları katlederek Gazze'de oluk oluk masum kanı döküyor. Hiçbir kutsal tanımayan İsrail hükümetinin, Ramazan ayında sahur vaktinde düzenlediği saldırılarda 700'ün üzerinde kardeşimiz şehit oldu. Rabbim'den hepsine rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
Vahşetin daha hazin tarafı şudur: batılı yönetimler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesi Gazze'deki barbarlık karşısında büyük bir umursamazlık içindedir. Hak ve hukuktan bahsedenlerin, insanları derisinin rengine, inancına göre nasıl ayırdığının en acı şahidi Gazze ve Filistin'dir.
Dikkat ediniz, mazlum Filistinli, zalim de İsrailli olunca kullanılan dil de birden değişmiştir. Öldürülen gazeteciler Gazzeli olunca uluslararası basın ve bu noktada basın kuruluşlarının tavrı anında değişmiştir. İnsan hakları ve özgürlükler konusunda dünyaya ders verenlerin hiçbiri henüz kundaktaki yavruların alçakça öldürülmesine tepki göstermiyor. Soğuk betonlara sıra sıra dizilen beyaz kefenli çocuk cenazeleri bile kilit vurulmuş vicdanların açılmasına yeterli gelmiyor.
'FİLİSTİN DAVASINA SAMİMİYETLE SAHİP ÇIKACAĞIZ'
Uhud Savaşı'nda nöbet yerlerini terk etmeyen okçular gibi bizde Filistin davasına samimiyetle sahip çıkacağız. Hiçbir zulüm payidar olmamıştır. Gazze'deki kardeşlerimize yönelik zulümde inşallah payidar olmayacak ve en kısa zamanda sona erecektir.
Suriye'de olduğu gibi Allah'ın izniyle Gazze'de de bu zulüm ve karanlık dolu günler geride kalacak. Kardeşlik görevimizi yapmanın şerefi ve vakarı kalacaktır.
Şunu bir an olsun unutmayınız. Bizler hepimiz millete sevdalanmış kadrolarız. Her birimiz aziz milletimizin hizmetkarıyız. Kırarak, dökerek, dışlayarak değil gönüller kazanarak ilerleyeceğiz.
'4 GÜNDÜR MİLLETİMİZİN HUZURUNU KAÇIRMA AMACINA NE VARSA HEPSİNİ YAPIYORLAR'
Muhalefet ne yaparsa yapsın biz sağduyuyu, sükuneti elden bırakmayacağız. Bizim belediyelerimiz yolsuzluktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz haksızlıktan yana olmayacak. Bizim belediyelerimiz hak, hakikat, helal, haram nedir bunu bilerek halkına hizmet edecek.
Bu mübarek günleri milletimizin iç cephesini takviye için fırsata çevirmeye çalışırken bakıyorsunuz ana muhalefet tam tersi bir gündemle hareket ediyor.
Önce Suriye'de eski rejim artıklarının çıkarttıkları taşkınlıkları kullanarak ülkemizde fitne çıkarmaya çalıştılar.
Milletimiz CHP'nin Suriye'deki ateşi ülkemize taşımasına müsaade etmedi. Bu yolsuzluk provokasyonu üzerinden 4 gündür milletimizin huzurunu kaçırma, insanları kutuplaştırma amacına ne varsa hepsini yapıyorlar.
Polislerimize saldırmaya, yolsuzluk ihbarlarını araştıran yargı mensuplarına gözdağı vermekten, sokak terörüyle milli iradeyi baskı altına almaktan bunlarda her şey var.
Son olarak bugün basın yayın kuruluşlarını da alenen tehdit ederek nasıl bir ruh halinde olduklarını ifşa ettiler. Televizyonların, medya gruplarının adını bile vererek 'Hepinizin hesabını tutuyorum' diyerek medyayı tehdit ettiler. Böyle siyaset, politika olur mu? İstanbul başta olmak üzere şehirlerimizde bir gerilim ve kargaşa atmosferi oluşturmaya gayret ediyorlar.
'BİR AVUÇ BELEDİYE SOYGUNCUSU...'
Mevcut yönetim altında CHP seçmenlerinin talebini meclise taşıyan bir parti değil, gözünü para bürümüş bir avuç belediye soyguncusunu aklayan bir aparata dönüşmüştür. Belediyelerden nemalanan çıkar şebekeli CHP'yi boğazına kadar kire, pasa, çamura yolsuzluğa çıkarmış durumdadır. Zaten biz bunları 3 kelimeyle tanımlamadık mı? Çöp, çukur, çamur.
Ne biz ne arkadaşlarımız harama el uzatmadı diyemiyorlar. Yıllarca yol yürüdükleri arkadaşlarına kefil olamıyorlar. Bize saldırarak edepsizlik ederek, gençlerin arkasına saklanarak, marjinal örgütleri öne sürerek yavuz hırsız misali suç bastırmaya çalışıyorlar.
NE OLDU DA BİRDEN ETEKLERİNİZ TUTUŞTU?
Sayın Özel neden korkuyorsunuz? Neden çekiniyorsunuz? Bu telaş bu panik havası, bu saldırganlık niye? Düne kadar şaibe yok diyordunuz. Ne oldu da birden etekleriniz tutuştu. Ne oldu da dizleriniz titremeye başladı. Şimdi kimi tasfiye edecek kimi sırtından hançerleyeceksiniz? Alengirli yollarla şimdi kimin ayağını kaydıracaksınız?
Bugün burada şu hakikati çok net ifade etmek isterim. Ortaya dökülen bu pislikler sadece bizi ve milletimizi değil, CHP'nin içinde vicdan sahiplerini de rahatsız etmiştir. CHP'ye çökmüş bir avuç paragözün asırlık partiyi parmağında oynatması, Gazi'nin partisi CHP diyen CHP vatandaşlarını endişelendiriyor. İSKİ skandalından 32 yıl sonra tekrar aynı olaylara şahit olmayı içine sindiremiyorlar.
CHP bünyesini zehirli bir sarmaşık misali saran bu harami, yağmacılardan temizlenmedikçe, siyasi itibarını ve parti kimliğini tekrar kazanamaz. Siyasette onur, haysiyet, güven bir kez kaybedilirse bir daha yerine kolay kolay konulamayan erdemlerdir. CHP genel Başkanı Özel iradesine vurulan zincirleri kıramamış, vesayetten kendisini kurtaramamıştır.
"MİLLİ İRADEYE PARMAK SALLAMA GERİDE KALDI"
Türkiye'nin ana muhalefet partisi genel başkanının bu hallere düşürülmesinden biz asla hoşnut değiliz. Biz karşımızda kalitemize ve kalibremize uygun muhalefet görmeyi arzu ederiz. Bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum; sokaklara çıkarak yanına sol örgütleri, marjinalleri, vandalları alarak milli iradeye parmak sallama artık geride kalmıştır. Sokak teröründen siyasete, adalete istikamet çizildiği günden eski Türkiye gibi mazide kalmıştır.
Türkiye hukuk devletidir, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bağımsız ülkedir. Cesaretiniz varsa bırakın demokrasi ve hukuk işlesin. Yüreğiniz yetiyorsa bırakın mahkemeler hiçbir baskı altında kalmadan Türk milleti adına kararını versin. Akla kara, masumla mücrim hukuk tarafından ortaya çıkarılsın. Türkiye'de hiç kimse hukukun kapsama alanı dışında değildir. Türkiye'de suç işleme özgürlüğü olan imtiyazlı azınlık yoktur ve olmayacaktır.
Demokrasinin, hukukun, meşru zeminin dışında çözüm arayanlar daima avuçlarını yalamışlardır. İnşallah bundan sonra da emellerine ulaşamayacaklardır. CHP ve yandaşların tahriklerle kamu düzenini bozmaya milletimizin huzurunu kaçırmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz. Türkiye üzerine operasyon yapılmasına, ameliyat yapılmasına 85 milyonun arasına yeni nifak tohumları örülmesine müsamaha göstermeyeceğiz. Bu topraklar üzerinde bir ve beraber yaşamaya, kardeşçe yaşamaya inşallah devam edeceğiz.
Bir olacağız, beraber olacağız, birlik olacağız, diri olacağız, kendi menfaatlerini korumak için 85 milyonun kardeşliğine pusu kuranları hep birlikte bozguna uğratacağız.