AK Parti Grup Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmayacağız. Gerektiğinde bunların hesabı tek tek sorulmak üzere belleğimize kaydettik. Türkiye ekonomisine ve millete yönelik her türlü ihanetin hesabı yargı önünde sorulacaktır." dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik soruşturma hakkında da açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Heybedeki büyük turplar daha dökülmedi. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığı zaman bunların bırakın milleti kendi yakınlarının dahi yüzlerine bakacak yüzleri kalmayacak" ifadelerini kullandı. CHP'ye yönelik sert ifadelerde bulunan Erdoğan, "Yolsuzluk çarkı deşifre olmuştur. Çamur atmayı bırakın. Yolsuzluk bilgi ve belgesini getirenler bizzat CHP'lilerdir" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına, salondaki partilileri ve ekran başındaki vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan ülkemizin her köşesine, İslam dünyasının her karışına ve bütün insanlığa selam ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Özellikle bu mübarek Ramazan ayında İsrail'in tekrar başlayan saldırıları altında, bulabildikleriyle sahur yapan, gün boyu oruç tutan, iftar eden tüm mazlumları, zalime boyun eğmeyen ümmetin yüz akı tüm Filistinli yiğitleri, şahsım ve partim adına hürmetle selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu gece idrak edilecek Kadir Gecesi ile pazar günü kutlanmaya başlayacak Ramazan Bayramı'nı şimdiden tebrik ettiğini belirterek, "Rabbim'den bu mübarek günlerin hürmetine bizleri affı, mağfireti ve bereketiyle kuşatmasını, zulüm altındaki kardeşlerimizi bir an önce felaha kavuşturmasını niyaz ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Ramazan Bayramınızı şimdiden yürekten tebrik ediyorum. AK Parti ailesi olarak teşkilatıyla belediyesiyle genel merkeziyle kabinesiyle tam kadro sahadayız. Bu muazzam ruh şölenine gölge düşürmeye çalışanlara aldırmadan bir ay boyunca bir gönüle daha girmek bir ihtiyaç sahibinin daha kapısını çalmak için koşturan tüm yol arkadaşlarıma özellikle siz milletvekillerimize şükranlarımı sunuyorum.
"AK PARTİ'DE ESKİ DİYE BİR KAVRAM YOKTUR
Toplantımıza teşrif eden misafirlerimize heyecanlarıyla grup salonumuzu adeta bir bayram yerine çeviren genç kardeşlerimize hoş geldiniz diyor kendilerine gönülden teşekkür ediyorum. AK Parti'de eski diye bir kavrama yer yoktur. Kutlu davamıza inanan herkes ezeli ve ebedi AK Partilidir. Görevler makamlar unvanlar gelip geçicidir. Aslolan kalplerde kalıcı yer edinmektir.
Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da soygun çarkını bozmamızdandır. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi bunlardan gördük. Bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi. Türkiye'deki başarılarımızı ihanetlere rağmen başardık. Kaos çıkarma niyetinde olanları engelledik.
"YAĞMACILARIN KUYRUK ACISI HALA DİNMEDİ"
Şurası bir başka hakikattir: Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal'i, kimi zaman Batı'yı, kimi zaman da milletimizin çeşitli kesimlerinin inanç ve köken hassasiyetlerini istismar eden bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi. Türkiye'ye ve Türk milletine varoluşsal düşmanlık besleyen çevreler ise her iki cenahı da kendi amaçları doğrultusunda tepe tepe kullanmışlardır. Türk ekonomisinin batırılması için çalışmak dahil, 5. kol faaliyetlerinin bu kadar yaygın ve pervasız yürütülmesinin gerisindeki sebeplerden biri, kendi çıkarını her şeyin önünde tutan köksüzlerin sayıca fazla olmasıdır.
Geçtiğimiz 100 yılda bu ülkeye ve millete hangi kazanımları sağladıysak, işte bunlara rağmen, bunların sabotajlarına, ihanetlerine rağmen başardık. Evet, bunca yılı yıkılmadan, dimdik ayakta geçirdik ama karanlık cinayetlerle kaos çıkarma niyetinde olanları da, bize Cumhurbaşkanı seçtirmemek için darbe çığlıkları atanları da, FETÖ'nün ihanetlerine piyonluk yapıp tanklarına alkış tutanları da, terör örgütlerinin sınırlarımıza ve şehirlerimize saldırılarından medet umanları da asla unutmadık. Aynı şekilde, başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısında bulunanları, siyasi mücadeleyle beceremediklerini ekonomiyi çökerterek elde etme hesabı yapanları, her fırsatta inanç, köken, siyasi ve sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, deprem gibi bir felaketi dahi hezeyanlarına alet etmeye kalkanları, velhasıl, bizi gayrimeşru yollarla alt etmeye gayret edenleri, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmuyoruz.
"SABOTAJLARIN HESABI YARGI ÖNÜNDE SORULACAK"
Hem milletimiz hem devletimiz bunların hepsini, gerektiğinde hesabı tek tek sorulmak üzere, belleğine kaydetmiştir. Nitekim bugüne kadar milletimize edilen hürmetsizliklerin, demokrasimize yapılan saldırıların, milli iradeye yönelik ihanetlerin hesabı, hukuk önünde ve meşru zeminde tek tek sorulmuştur. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refah ve huzuruna yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır. İhanete bulaşanlar, milletin kardeşliğine pusu kuranlar, eninde sonunda adalete hesap vereceklerdir. Bakın, bunun adı kör düşmanlık veya rövanşizm değil; milli iradenin refleksi, devlet olmanın gereği, ebet müddet ilkesinin şartıdır.
Elbette siyasetçi olarak, herkes gibi insanların da değişeceğini kabul ediyor, örneklerini de bizzat görüyoruz. Ama aynı zamanda kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, sureti haktan gözüken fitnecileri, kuşağındaki hançeri sırtımıza saplamak için yanımızda, yöremizde dolaşan riyakarları da çok ama çok iyi biliyoruz.
Şu noktaya dikkatlerinizi özellikle çekiyorum. Biz meseleye Hoca Ahmed Yesevi'den, Yunus'tan, Mevlana'dan, Hacı Bektaş-ı Veli'den, Hacı Bayram-ı Veli'den ve daha nice gönül sultanlarından aldığımız ilhamla bakıyoruz. Bu kadim öğreti bize, ülkemizdeki 85 milyonun tamamını, insanlık aleminin de ulaşabildiğimiz kadarını kucaklamakla mükellef olduğumuzu söylüyor. Hukuktaki masumiyet karinesi gibi, siyasette de beyan karinesi esastır. AK Parti'nin kapısını çalıp selam veren herkesi içeriye buyur etmekle mükellefiz. Hatta sokak sokak, ev ev dolaşıp insanları bu çatının altına davet etmek, en başta gelen vazifemizdir. Bize gelen insanlara da Allah'ın onlara soracağı soruları değil, ülkeyi yönetmekle sorumlu bir siyasi teşekkülün mensuplarının soracağı soruları yöneltmek mecburiyetindeyiz. Yani partimizi teşrif eden kişilere inancını, kökenini, meşrebini, günahını sevabını değil; ihtiyacını, beklentisini, sıkıntısını sorup, bunların çözümü için gayret göstermekle sorumluyuz.
Bu asli görevimizi asla ihmal etmeden, geçmişten bugüne yaşadıklarımızı da hafızamızdan silmeden geleceğe doğru en güçlü şekilde nasıl yürürüz? İşte bunun arayışında olacağız. AK Parti Meclis Grubunun üyeleri olarak sizlerden, bu bakış açısını asla kaybetmemenizi istiyorum. Bunları her daim zihninizde ve kalbinizde canlı tutmanızı özellikle rica ediyorum.
"BİZİM ÜLKEMİZE KAZANDIRACAK DAHA ÇOK HİZMETLERİMİZ VAR"
Günlük hadiselerin hercümerci içinde bizi biz yapan vasıflarımızı ihmal etmeyecek, kaçınılmaz bir gerçek olan konjonktürün gereğini yaparken asıl rotamızdan kesinlikle sapmayacağız. Bizim ülkemize kazandıracak daha çok eserlerimiz, projelerimiz, yatırımlarımız, daha çok hizmetlerimiz var. Bunları hayata geçirmek için önce Allah'a, sonra da milletimize ve milletimizin bize vereceği güçlü desteğe güveniyoruz. Sizlerden bu doğrultuda çok daha fazla gayret, çok daha yoğun çalışma bekliyorum.
Uzunca bir süredir dile getirdiğimiz, bazılarının rahatsız etse de yaşanan gelişmelerin hakikatin ta kendisi olduğunu gösterdiği bir tespitimiz var. Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi iç içe geçmiş, bütünleşmiş, yekvücut olmuştur. Son dönemde yaşanan gelişmeler, bu tespiti bir kez daha ve çok çarpıcı şekilde ispatlar niteliktedir. Bakın, Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 2023 seçimlerini kazanıp Cumhurbaşkanlığını aldık ve Meclis'te çoğunluğu sağladık. Ancak geçen yıl yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde arzu ettiğimiz neticelere ulaşamadığımız gibi, hiç olmayacakmış gibi kayıplarla da karşı karşıya kaldık.
"YAMYAMLIĞIN KİTABI YAZILMIŞ"
Belediyelere milletimizin ödediği vergilerle aktarılan kaynakların birilerinin şahsi hırsları için kullanıldığı ortaya çıkıyor. Yanan otobüslerin çalışmayan merdivenlerin suçu vatandaşa yükleniyor.
Usulsüz diploma ile başladı ve rüşvet çarkıyla devam etti. Yamyamlığın kitabını yazdılar. Heybedeki büyük turplar daha dökülmedi. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığı zaman bunların bırakın milleti kendi yakınlarının dahi yüzlerine bakacak yüzleri kalmayacak. CHP yönetimi insanları sokağa dökerek skandalı örtbas etme çabasına girdi. Çalana değil yakalayana kızıyorlar. Yolsuzluk bilgi ve belgesini getirenler bizzat CHP'lilerdir. Yolsuzluk ve rüşvet parasının tanziminden anlaşmazlık çıkınca birileri gidip yargıya olup biteni anlatmıştır. Suçu işleyen de duyuran da CHP'li.
"YOLSUZLUK ÇARKINIZ DEŞİFRE OLDU"
Yolsuzluk çarkınız deşifre olmuştur. Dürüst ve şeffaf olun. Sağa sola çamur atmayı bırakın. Partiniz içindeki bilek güreşinden bizden destek alma niyetinden vazgeçin. Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten vazgeçin. Olduğunu çukura halkımızı çekmeye çalışmayın.
CHP'nin paylaşım kavgası neden AK Parti'ye mal ediliyor?
CHP'nin düştüğü durum bizi hem üzüyor hem öfkelendiriyor. CHP lideri Özgür Özel, tüm medya gruplarını tek tek şikayet ediyor, gitmiş bizi dünyaya şikayet ediyor. Sen kimsin ya?
"HEYBEDEKİ BÜYÜK TURPLAR DAHA DÖKÜLMEDİ"
Bu arada heybedeki büyük turplar daha dökülmedi! Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında bunların bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak.
İtirafçılık sırasına girenler, savcılığa belge yağdıranlar CHP'li. 'Kurultayda şaibe var' diyerek mahkemeye şikayette bulunanlar CHP'li. Ama suçlu AK Parti. CHP'nin içindeki ihbarcılık yarışına bizi neden karıştırıyorsunuz.
Karşımızdaki tablo tam olarak şudur: Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olanlar CHP'li. Soruşturma başlayınca hem emniyette hem savcılıkta itirafçılık sıralarına girenler CHP'li. Suç örgütünün medya ve sosyal medyada kullandıklarından bıkanlar CHP'li. Kurultay'da sıkıntı var deyip şikayette bulunanlar CHP'li. Yapılanları ekran ekran dolaşıp anlatanlar CHP'li. Ama suçlu AK Parti...
Allah aşkına biz böyle bir iç meselede nerede olabiliriz. Parti içi hesaplaşmanıza bizi niye dahil ediyorsunuz. Soyguncular birbirine girmiş, suç ortakları birbirini satmış ve polis ve yargıya ihbar etmiştir. Şu an bunun artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz. Herkes gibi güvenlik güçlerimizin ve yargının görevini yapmasını mahkemeler tarafından suçlu bulunanların cezalandırılmasını bekliyoruz.
"ÖZGÜR ÖZEL SENİN DE KABRİNİ BİRİ YA KAZAR YA DA YIKAR"
CHP'nin bu durumu hem üzüyor hem öfkelendiriyor. Kalkıyor tüm medya gruplarını isim vererek şikayet ediyor. Bizi dünyaya şikayet ediyor. Benim bakanımı şikayet ediyor. Kimsin sen ya? Her şeyden önce senin gramın ne? Sen nasıl bakanı şikayet edersin! Hepsinden öte bu marjinal grupları Şehzadebaşına toparlayıp orada camiinin yanındaki kabristanı adeta yerle bir ediyor. Ey Özgür Özel senin de bir gün kabrini hazırlayacaklar. Senin de kabrini biri kazar ya da yıkar. Bu nasıl iştir? Bu kabristanları yıkmanın kime ne faydası var? Bunu hangi akılla nasıl yapıyorsunuz. Hepsi tarih, eser olarak muhteşem eserler. Ne yazık ki bu ahlaksızlar edep yoksunu namussuzlar yıkıyorlar. Bunlara eyvallah etmek mümkün değil. Orada tarih yatıyor. O eserleri bu şekilde yıkmaya yeltenmek yenilir yutulur bir iş değildir. Bunun için de şu anda biz yargımızla da bu işin üzerine gidiyoruz. Ve bu eylemlere katılanları da tespit edeceğiz. Yüzünü kapatan teröristlerin de üzerine gideceğiz.
CHP’nin genel başkanının, polise taş atan, baltayla saldıran, camilerimize hürmetsizlik eden soysuzlara kol kanat germesi milletimiz gibi bizi de rencide ediyorlar. Laf cambazlıklarıyla, sosyal medyadan ahlakçılık yaparak, küfürbazlarla aralarına mesafe koymaya çalışıyorlar. İyi de daha düne kadar millet küfür eden kişileri protokolde baş köşeye oturtan siz değil miydiniz? 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde ağzı bozuk tipleri kahramanlaştıran siz değil miydiniz? Pazartesi akşamı yaşanan namussuzluğu zehirli dilinizle siz hazırladınız. Gençlerin haramilerin oyununa gelmesi bizi üzüyor.
CHP nefret dilini meşrulaştırdı. Milleti birbirine siz düşürdünüz.
Sayın Özel, ağzından çıkanı kulağı duymuyor. Sayın Özel maalesef özgürleşememiştir, koltuğunu borçlu olduğu vesayet odaklarının emrinden çıkamamıştır.
Yolsuzluk ve rüşvet çarkının içinde kimler var hepsi teker teker ortaya çıkacak.
"ÜLKENİZİ YABANCILARA KÖTÜLEMEKTEN NASIL UTANMIYORSUNUZ?"
Soykırımcılara şirin gözükmek adına olmadık taklalar attılar. İnsanlarımızın hassasiyetleriyle alay ettiler. Şimdi ülkenin yerli ve milli değerlerini boykottan bahsediyorlar. Türkiye'yi uluslararası basına şikayet etmek bir CHP geleneği midir? Ülkenizi yabancılara kötülemekten nasıl utanmıyorsunuz? Böyle bir siyasetçiden bıraktım ülke ve milleti, kendi partisine fayda çıkar mı?
Ayrıntılar geliyor...