Firmaya en üst sınırdan 141 bin 934 lira idari para cezasının verildiği kararın gerekçesinde ise, "herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir" açıklamasına yer verildi. 

Kurumun kararında, Konya'da faaliyet gösteren bir doğal gaz firması, çalışanlarından birini işten çıkardığını açıkladı. 

İşçi, "öğle molasında, iş yerinden ayrılarak cemaatle namaz kılmak için camiye gittiğini, iş akdinin haksız yere feshedildiğini" vurgulayarak, işe iade davası açtı. 

Davaya takip eden mahkeme, işten çıkarmanın haksız yere yapıldığını belirterek, işçinin göreve iadesine karar verdi.

Mahkeme kararının istinaf mahkemesinde kesinleşmesi sonrası işçi, "ayrımcılık" yönünden değerlendirme yapılması amacıyla TİHEK'e başvuruda bulundu. 

Başvuru kapsamında yazılı görüşü alınan işveren, işçilerin ibadet edebilmesi için iş yerinde mescit bulunduğunu, her inanışa saygı duyduklarını söyleyerek kendisini savundu.

Firma, başvuranın ibadetini şirket nezdindeki mescitte gerçekleştirebilecekken iş güvenliğini ve çalışanların canını tehlikeye düşürme pahasına ısrarla tesisin uzağında bulunan bir camide yerine getirmek istemesinin 4857 sayılı Kanun kapsamında "ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve durumlar" çerçevesinde işverene haklı fesih sebebi verdiğini belirtti. 

Faaliyet gösterdikleri alanın doğal gaz dolum ve satışına ilişkin olduğunu belirten firma, işçinin "diğer çalışanların hayatını tehlikeye atacak şekilde görev yerini terk ettiği" gerekçe göstererek iş akdinin feshedildiğini  söyledi. 

Başvuruyu inceleyen TİHEK ise, "din temelinde ayrımcılık" yasağının ihlal edildiğine karar vererek, firmaya üst sınırdan 141 bin 934 lira idari para cezasına mahkum etti. 

TİHEK'in kararında, Anayasa'nın 24. maddesinde, "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir." hükmüne yer verildiği, kimsenin dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağını belirtti. 

6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nda da "herkesin, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşit" olduğunun güvence altına alındığına vurgu yapan kararda, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılığın yasak olduğuna vurgu yapıldı. 

Olayda, başvurucunun namaza giderek iş sağlığı güvenliğini hangi kriterlere göre etkilediğine yönelik firmanın açıklama yapamadığı belirtilen kararda, başvurucunun molaya denk gelen zaman zarfında iş yeri dışındaki camiye gittiği söylendi. 

Öğle arasında işçinin işyerinde kalma ve ibadetini yerine getirirken cami yerine mescidi seçme gibi bir zorunluluğu olmadığı değerlendirmede kararda, şu ifadelere yer verildi: 

"Başvuranın ibadetini cemaatle gerçekleştirmek amacıyla cuma namazına gitmesi nedeniyle işten çıkarılmasının 6701 sayılı Kanun'un 'istihdam ve serbest meslek' başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen 'işveren veya işveren tarafından yetkilendirilmiş kişinin, çalışmanın sona ermesi süreçleri de dahil olmak üzere işle ilgili süreçlerin hiçbirinde ayrımcılık yapamayacağı' şeklindeki emredici hükme aykırı olduğu ve muhatap şirketin din temelinde ayrımcılık yasağını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır."


 

Kaynak: Haber Merkezi