Hiç şüphe yok ki, geleceğimiz çocukların elindedir. Millet olarak, bizim Altaylardan çıkıp Avrupa içlerine kadar yayılmamız. Kuzey Afrika’yı fethetmemiz, Aile yapımızın güçlülüğü, Çocuklarımızın çokluğu, Dini ve milli inancımızın doğru oluşundandır.
Hiç şüphe yok ki, geleceğimiz çocukların elindedir.
Millet olarak, bizim Altaylardan çıkıp Avrupa içlerine kadar yayılmamız.
Kuzey Afrika'yı fethetmemiz,
Aile yapımızın güçlülüğü,
Çocuklarımızın çokluğu,
Dini ve milli inancımızın doğru oluşundandır.
***
Çocuklarımızın çokluğu, her yere yayıldıkça,
Bunca nüfus kaybetmemize rağmen kuvvetli bir devlet yapımızı bozmadık.
Çünkü devletlerin gücünü nüfusu teşkil eder.
Hala bugün bile nüfusu çok olan devletler, başka devletlere teslim olmuyorlar.
Bu gün bizim Avrupa birliğine alınmamamız,
Her ne kadar dini, milli farkımız olsa bile, nüfusumuzun çokluğu,
Diğer Avrupa ülkelerini korkutmaktadır.
Düşünün Avrupa parlamentosunun çoğunda oylamayı biz kazanacağız.
***
O halde nüfusumuzu çoğaltmalıyız.
Bizi üniversitede iken, MHP gençlik kollarında 'yüz milyonluk büyük Türkiye' diye,
Her ortamda anlatıyor, duvarlara slogan olarak yazıyorduk.
Ama o günden bugüne, Batılıların ve Türkiye'yi yöneten Masonların çıkardığı kanunlarla,
Özellikle nüfus planlaması deyip nüfusumuzu azalttılar.
Ta köylere kadar çocuk yapmamayı, korunma yollarını tek tek her kadınımıza öğrettiler.
Bilhassa Koç vakfının bu konuda ki gayretleri ve ihanetleri unutulamaz.
***
Bu korunma yollarını sadece etnik olarak Türklere öğrettiler.
Güney doğuda asla böyle bir nüfus planlaması olmadı.
Sağlık müdürlerini bölgenin insanlarından yapıp, özel eğitilerek,
Korunma yolları ısrarla uygulanmadı.
1974'te ben Diyarbakır'da doktorken,
Oradaki sağlık müdürü, bu işi takip edip doktor ve hemşirelerin kurs vermesini önlüyordu.
Her evde en az on çocuk vardı ve kadınlar da bunları bilerek isteyerek uyguluyordu.
Türkiye'deki etnik azınlıkların o zaman genel nüfusa oranı % 5ti,
Şimdi bu oran % 10 geçti (sayımlara göre).
O halde Türklerin devlet içinde gittikçe azalması,
Elbette devletin güvenliğini çok yakından ilgilendiriyor.
***
Şimdi daha kötü durumdayız.
Artık çocuklarımız, evlenmiyor.
Evlense bir de yıl için boşanıyor.
Türkiye'de nüfus oranı gittikçe azalıyor.
Sosyal medya ve diğer medya kuruluşlarında yapılan programlar,
Aile yapımızı bozuyor. Çocuklarımızı evlenmekten korkutuyor.
Bilhassa izafi olarak zinanın çok görünmesi,
Kadın olsun, erkek olsun aldatmaların çokluğu,
Kanunların kadınları koruyan, buna bağlı olarak erkeklerin evden uzaklaştırılması,
Erkeklerin çocukları karşısında mahcubiyet hissetmesi,
Sayılamayacak kadar çocukların anne ve babalarından ayrı yaşamaları.
Çocukların travma geçirmeleri, evlenmelerde korku yaratıyor.
Çocuklarımız kız olsun, erkek olsun 40 yaşına geldiği halde evlenmek istemiyorlar.
***
Buna karşı alınacak tedbirler:
Zinanın yasaklanması, boşanmaların zorlaştırılması,
Anne, baba ve çocuklara iyi bir İslami eğitimin verilmesi gerekir.
Güzel ahlak, iyi bir terbiye, yani dini ve milli eğitim, bunu uygulamalı olmalıdır.
Ayrıca 24 yaşından sonra evlenmeyenlere, iş verilmemesi, bu memur, özel sektör olabilir.
Hasılı bu milletin ailesini, nüfusun artmasını korumak gerekir. vesselam.