CHP deki kavganın analizi
16 Nisan 2017 anayasa referandumu sonucu kabul edilen, Cumhurbaşkanlığı sistemi sonucunda; üst üste bir çok seçimi kaybeden siyasi parti Genel Başkanları, Cumhurbaşkanlığı makamına aday olmayıp yerlerine başkalarını aday gösterdikleri sürece, siyaset sahnesinden çekilecektir. Çünkü siyasi partiler iktidara gelmek için kurulur ve bu yönde faaliyetlerini sürdürürler. Siyasi bir parti, seçimler girmek istemiyorum, iktidar olmak istemiyorum, diyorsa kendi varlık amaçlarına zıt hareket etmiş olurlar ve tarih sahnesinden çekilirler. Bir kasap, kasap olduğu halde et satmıyorsa, bir zaman sonra iflas eder. Hiçbir sivil toplum kuruluşu kuruluş amacına aykırı olduğu halde ayakta duramaz.
***
2014 yılında; İktidar olmak isteyen CHP ve MHP Genel Başkanları, siyasi iktidar olmadaki, en önemli makamlarından bir olan Cumhurbaşkanlığı makamına aday olmak yerine, siyasette hiçbir faaliyeti olmamış Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday olarak gösterdiler. Bu adaylığını anlamı şu idi; biz siyasi iktidar olmak için kurulmuş partilerin genel başkanlarıyız ama iktidar olmak istemiyoruz, bu makamı sayın İhsanoğlu’nun doldurmasını istiyoruz. Sayın ihsanoğlu’da siyasetin kurallarına göre halk önünde, meydanlarda konuşma yapmadan iktidar olabilirim zannı ile hareket etti ve kaybetti.
***
MHP 7 haziran 2015’deki seçimlerde, HDP koalisyon olarak dahi olsa, Türkiye’de iktidar olma ihtimalini gördü. Ülkeyi tek başına seçim götürme kararını, seçim sonuçlarının ilan edildiği akşamı açıkladı. Başkanlık sistemine vereceği desteğini zamanını kollarken, 15 temmuz darbe girişimi, hızlı karar almasını sağladı. AK parti tarafından, MHP’nin her istediği değişiklik, ülkenin kaostan kurtulması için kabul edildi. CHP ve HDP ise savunmuş oldukları fikirler ile asla seçmenlerin yüzde elli oyunu alarak iktidar olmayacaklarını, ancak pazarlıklar sonucu koalisyonlar ile iktidar olabileceklerini bildikleri için başkanlık sistemini kabul etmediler.
***
Anayasa referandumunda az bir fark ile evet çıkması, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu HDP ile birlikte hareket ederek, 2019 yılı seçimlerindeki seçimlerde, yeniden meclis hükümeti sistemine dönüş için gerekli olan anayasa değişikliklerini mecliste yapılması ve referanduma götürülmesi için gerekli olan siyasi çoğunluğu yakalayabilirim düşüncesine götürmektedir. MHP’deki muhalifler yeni bir parti kurar ve bunun sonucunda; MHP %10 seçim barajının altında kalırsa, HDP %10 seçim barajını aşarsa, 2019 seçimleri sonucunda; AK parti, CHP ve HDP’den oluşan bir mecliste yeniden meclis hükümeti sisteminin gerçekleşmesi için gerekli anayasa değişiklik çalışmalarının gerçekleştirebileceği sayıda millet vekiline ulaşılacağı, Kemal Kılıçdaroğlu ekibi tarafından düşünülmektedir. (Bence, MHP’nin meclis dışında kalması halinde, alması gereken millet vekilinin CHP’ye değil, AK partiye yarar, çünkü bir çok yerde ikisi yarışıyor) Ayrıca, Kılıçdaroğlu ve ekibi MHP’li ve diğer hayırcıların 2019 seçimlerinde, kendilerine destek vereceğini düşünmektedirler.
***
Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından, 2019 yılı seçimleri, 2017 yılında kaybedilen anayasa referandumunun rövanşı olarak görülmektedir. CHP’deki muhalif seslerden, Deniz Baykal ve diğerleri ise artık mevcut durumun kabullenilerek, yeni sistemde iktidar olmanın çalışmalarının yapılmasını istemektedir. Yeniden eski sisteme dönüş için apolitik bir kişinin cumhurbaşkanlığına aday gösterilerek, yine seçim kaybedilmesi istenmemektedir. Kısacası Türkiye’de anayasa referandumu ile biten başkanlık sistemimi olsun, meclis hükümeti sistemimi olsun tartışması CHP’de halen devam etmektedir. CHP’deki Deniz Baykal’ın liderliğindeki muhalifler yeni sistem için iktidar olmanın yollarının aranması gerektiğine inandıkları ve kendilerinin fikirleri ile iktidar olamayacaklarını bildikleri için Sayın Abdullah Gül’ün aday olmasına destek veririz demektedirler. CHP muhalifleri aynı zamanda, CHP Genel Başkanın, meclis hükümeti sistemini savunmak yerine kendisinin bizzat Cumhurbaşkanı adayı olmasını istemektedirler. İktidarı istemeyen bir siyasi parti Genel Başkanın asla seçim kazanamayacağını düşünmektedirler. Çünkü 2014 yılında aynı yoldan gidip kaybettiklerini gördüler. Tabii 2007 yılda da…
***
Yüzde doksan dokuz bir ihtimalle sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’deki muhalif sesleri susturacaktır ve CHP bundan sonra HDP ile birlikte, yeniden meclis hükümeti sistemine dönüş için siyasi faaliyetlerde bulunacaklardır. 2019’daki Cumhurbaşkanı adayları, meclis hükümeti sistemini savunan bir aday olacaktır. Yine, ben iktidar olmak istemiyorum diyerek yola çıkılacak, ona göre yeni bir apolitik aday bulunacaktır. Muhtemelen o zamanki adayda, meydanlarda konuşma yapmadan seçim kazanmanın yollarını arayacaktır. Tıpkı 2014’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, başkanlık sistemine karşı bulanan adayın belirlenip seçim çalışması yürütüldüğü gibi bir yol izlenecektir. Çünkü yenilen pehlivan güreşe doymaz derler.
***
2019 yılı seçimleri, 2017 yılında kaybedilen anayasa referandumunun rövanşı olarak görülmektedir. Bence AK parti’nin yapacağı en iyi tedbir, seçim barajını %5’e veya altına düşürerek, birçok partinin meclise girmesini sağlamak olmalıdır. Seçim barajları düşürülünce, CHP içindeki muhalifler parti kuracaklardır. Böylece CHP bölünür. MHP’yi bölerek seçim barajının altında bırakma planları suya düşer. Hem, birçok küçük partinin olduğu mecliste, Başkanlık sistemi karşıtı partilerin bir araya gelerek, yeniden anayasa değişikliklerini meclisten geçirmeleri ihtimali ortadan kalkar. Hem Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümette, Meclisteki çalışmalara destek vermesi halinde, başka partilerden de bakan alınarak, güçlü bir hükümet kurma yolları açılır.
***
Artık geçmişteki sistemlere dönmek için siyasi faaliyetler yapmak yerine, mevcut sistemin daha iyi kurulması için gerekli olan yasaların ortak akıl ile yürütülmesi en güzel yol olarak görülmektedir. Mevcut sistemin eksiklikleri görülmesi halinde, yeni bir sistem tartışmaları daha akli olabilir. Henüz bir referandum yapılmış daha uygulanmadan, yeniden eski sisteme dönme teklifi hiç de çekici değil. Akla mantığa aykırıdır. Şimdiden söylüyorum, 2019 yılı seçimlerinde, eski sistemi getirmek için seçim faaliyeti yürüten CHP kaybedecek; Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibide CHP Genel Başkanlığını bırakmak zorunda kalacaktır.
***
CHP’de sayın Kemal Kılıçdaroğlu, muhalifleri partinden atma pahasına, muhalifleri susturacaktır. Çünkü CHP tabanının çoğunluğu, sayın Kemal Kılıçdaroğlu gibi düşünüyor… Bakalım CHP ne zaman yeni sistemi kabullenecek? CHP’deki sistem değişikliği sancıları devam ediyor…