Çanakkale 103

Çanakkale, kimlik savaşımızın zaferidir.. Türkiye bütün halkları ve kavmiyetleri ile bir ulvî destan yazmıştı 103 yıl önce... Milletimizi parçalara ayırmak isteyenler bu gerçeği bizden iyi bildiklerinden, o ruhu yok etmek, Çanakkale’yi unutturmak istiyorlar...

Çanakkale’de şühedayı rahatça ziyaret etmemiz bile engellenmiş... Sen hálâ anlamadın mı? Niyetleri orda rahatça dolaşıp şühedayla karşılaşma.. Sonra kalkıp bunları anlatıyor, maneviyatı yükseliyorsun...

Çanakkale bir yönüyle büyük destan, öbür yönüyle de büyük ibrettir...

Tarihimizin en dramatik, en pahalı zaferidir... Yaklaşık 250 bin şehidle kazanılmıştır ve neredeyse bir yıl sürmüştür...

(NOT: Bu bir yılın içinde “Üç Aylar” vardı. Bedr’in arslanları gibi muazzez Osmanlı Ordusu, o herc’ü merc içerisinde bile ne Ramazan oruçlarını, ne Bayram, ne beş vakit ve ne Cuma namazlarını aksattı...)

İstiklâl Marşı şairimiz Mehmet Akif, Çanakkale Harbi hakkında da birinci (en muhteşem) şiirin müellifidir.

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, háşa, edecek kahrına rám?

Çünkü te’sis-i ilâhî o metin istihkâm.

Çanakkale Harbinin isimli isimsiz yüzbinlerce kahraman subayı, komutanı ve neferi var. Hattâ yanıbaşında bütün bir millet var, kadınıyla çocuğuyla..

Lâkin malûm mihraklar ısrarla, İngiliz’in gururuna “Çanakkale geçilmez dedirtmiş bu ulvî harbi de, İstiklâl Harbi gibi milletten soyutlayıp tek kahramana, ulu, ilâhlaştırılmış bir lidere bağlamak istiyorlar.

***

Yahu bir yıl sürmüş, sivillerin, kadınların dahi bulaştığı bir savaşa, bir kenarından bulaşmamış bir asker olabilir mi? Olamaz tabiî..

Fakat bırakın tek kahramanı olmayı, Çanakkale’nin kumandan heyetinde bile olmadığı için aslî bir fonksiyonu olmamıştı M. Kemal’in..

Vesayetçi Kohen Kemalisti takım bu tarihi gerçeği domuz gibi biliyor ama menfur emellerinin tahakkuku için Çanakkale'nin de birinci kahramanı M. Kemal olmalıdır.. Aksi halde ilâhlaştıramaz, ardına da saklanamazlar..

Bu yüzden "Ben size ölmeyi emrediyorum.." bile dedirttiler paşaya.. Bu kesin bir yalan. Hiçbir subay askerine “ölün demez, en fazla “ya şehid oluruz ya gazi, ricat etmeyecek, teslim de olmayacağız der...

Y.G. ismiyle OdaTv haberine yapılan bir yorumda şöyle denilmişti:

“Size ölmeyi emrediyorum! Tarihte pek çok lider denedi bu cümleyi... Hiçbiri başaramadı. Alpaslan bile Malazgirt savaşında bu cümleyi kullanmadı. Kendisi önden yürüdü... [kefen niyetine bembeyaz bir kıyafet giydi ama askerlerine “ölmeyi emrediyorum“ demedi.. REB]

Sir Winston Churchill için anlatırlar... Çanakkale'de işler yolunda gitmeyince, kalkar gelir bölgeye... Ve ANZAC askerlerine coşkulu bir konuşma yapar!

“Armies! We all came here to dieee!. Anzac Soldier answered: No sir! We came yesterday! Churchill Anzaklara “hepimiz buraya ölmeye geldik..” diyor, aksan farkı yüzünden yanlış anlayan Anzac askeri “Hayır Efendim! Biz dün geldik!” diyor..”

#HARBİDEN: Okur (yorumcu) asıl söylemek istediğini söyleyememiş.. Oysa akışa göre “Anzaklar gazı yememiş, Churchill’e dalga geçmişler” gibi bitirmesi gerekiyordu.. 5816 hálâ meriyette ya, millet bu kadarcık bir şeyi söyleyemiyor... 20.03.2018