Haddi aştı kalem, diye başladım yazmaya bir vakit. Haddi aşan aslında biriken onca şeydi. İnsan bazen anlatmakla, bazen susmakla ve bazen yüksek bir tepeden haykırmakla kendini rahatlamış hisseder...
Haddi aştı kalem, diye başladım yazmaya bir vakit. Haddi aşan aslında biriken onca şeydi. İnsan bazen anlatmakla, bazen susmakla ve bazen yüksek bir tepeden haykırmakla kendini rahatlamış hisseder. Fakat yazmak rahatlamaktan çok rahatsız olmanın bir yoludur. Dertlenmektir çünkü yazmak. Huzursuz olmaktır. Uykusuz kalmak ve yorulmaktır. Bu yüzden, yazarken rahatlıyorum, diyen rüya görüyordur. Ben yazdıkça daha çok dertlenenlerdenim. Benden öncekilerin dertlerini aktarmakla mükellefim. Zira dert aynıdır her vakit. Derdi üstlenenler değişir. Ebede kadar süren bir mücadeledir bu. Bir bayrak yarışıdır belki de…
Yazmak çokça hayal etmektir. Zihninde yeni bir dünya kurarak onu anlatmanın adıdır. Kimisi var olana razı gelip hiç yokmuş gibi olmayı tercih eder ve sessizce gider. Kimisi de tüm dengesizlikleri yerle bir edip olması gereken düzenin cesur banisi olmayı ister, kalıcı olur. Bir sarsıntının peşindedir. Çok seller götürür, fırtınalar kopartır. Çokça rahatsız eder, tahammül sınar. Her doğuşun sancılı olduğunu bilir. Medeniyetin doğduğu yeri hatırlar. Yeniden yakılan diriliş ateşinin kıvılcımı olur. Adaleti, doğruyu temsil eder. Gönül ehlidir çoğu kez de. Ben o yiğit kimseyi arayan tarafım. Derdini dert bilip haykırmaya niyet edenim. O temsilin arkasında duranım.
Yazmak çoğu kez de hatırlanmak içindir. Bir ağabeyin de dediği gibi, 'bu dünya hanından ben de geçtim' demenin bir üslubudur. Geride hoş sada bırakmak, yad edilmek ve kendinden sonrakilere rehber olmaktır.
İşte şimdi, yeni bir pencerede devam etme zamanıdır. Büyük düşüncelere kapı aralama, derdin nimet olduğuna inanıp yazma ve daha çok yazma vaktidir. Bazısı için bir yaraya dokunma, bazısı içinse merhem olma anıdır.
Zaman, bu dünya hanından ben de geçtim, deme zamanıdır…
(Bismillah)