Bir ‘Pardon’luk canlar…
ABD dün gece Rakka operasyonunu başlattı.
Zaten operasyonun eli kulağında olduğunu YPG’liler haber vermişti sevinçle.
Başbakan Yıldırım’ın bildirdiğine göre operasyon öncesinde Türkiye’ye haber vermişler.
Lütfetmişler…
Oysa biz 90 km. ötemizdeki operasyon için işbirliği beklerdik.
Lütfen yapılmış bir bilgilendirmeden öte paylaşımlar beklerdik.
Neyse, buna da şükür…
Maazallah burnumuzun dibindeki Rakka’ya yapılan operasyona haber vermeden de başlayabilirler, yanlışlıkla Türkiye topraklarını da vurabilirlerdi.
Daha önce yaptıkları yanlışlıklar gibi…
***
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), DAEŞ ile mücadele için oluşturulan uluslararası koalisyonun, yaklaşık üç yıllık dönemde Suriye ve Irak topraklarında gerçekleştirdikleri operasyonlarda 484 sivili “yanlışlıkla” öldürdüğünü açıklamış.
Son operasyon öncesinde Rakka’ya yapılan hava saldırısında da 28 sivil hayatını yanlışlıkla kaybetmiş.
Ortadoğuda hayat bu kadar ucuz…
Hayatın değeri bir “pardon”luk…
Böyle bir yanlışlığın ABD’de, Avrupa’da yapıldığını düşünemezsiniz bile…
Yanlışlıkla bir kişi canını verse kıyameti koparırlar…
Ama terörist örgütleri “senin örgütün, benim örgütüm” diye ayırıma tabi tutanların nezdinde, kendisinden olmayan insanın canının kıymeti harbiyesi yok…
Hatta ne kadar Müslüman kanı akarsa o kadar mutlular…
Müslümanı Müslümana kırdırmakta ustalar…
Kendilerinin oluşturdukları DAEŞ vasıtasıyla bölgeyi kan gölüne çevirdiler.
Şimdi DAEŞ ile mücadele adı altında yine Müslüman kanı akıtacaklar…
Müttefiki olduğu Türkiye’yi dışlayıp PYD/YPG’yi silahlandırarak bölgede yeni kanlar dökülmesini sağlayacaklar.
Belki de Türkiye’yi dışarda tutmalarında da vardır bir hayır.
Hiç değilse Ramazan gününde meydana gelebilecek yeni “yanlışlıklar”ın ahını almamış oluruz.
***
Sözümona PYD’ye verilen silahların seri numaralarını Türkiye’ye bildirmişler.
Rakka operasyonu için verilen silahların Türkiye’ye karşı kullanılmaması için garanti verilmiş.
Daha önce de verilmişti bu garantiler…
Şimdiye kadar verilen bir milyon silahın nerede olduğunu biliyor musunuz?
Bir kısmı KATO dağındaki mağaralardan çıktı, haberiniz var mı?
Mağaralardaki silahların, bir gün İstanbul’da, bir gün Ankara’da bir gün bir başka yerde masum insanların canına kastetmek için saklandığından haberdar mısınız?
Aydoğan Aydın Paşanın, vatanı için hayatını feda etmeden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylediklerine kulak verirseniz öğrenirsiniz verdiğiniz silahların akıbetini.
***
Bu arada Başbakan, yıllardır bürokrasi engeline takılan Helikopter Engel Tespit Sisteminin alınması için talimat vermiş; “Gerekirse doğrudan temin suretiyle bu işi hemen halledin” demiş Milli Savunma Bakanı'na…
Keşke 13 şehidimizden önce olsaydı demenin bir yararı yok artık…
Hiç değilse bundan sonrası için tedbir alınmış olur.
Zira hem zor arazi şartları ve hem de teröristlerle mücadele eden Mehmetçiğin en iyi şekilde teçhiz edilmesi gerekiyor.
Helikopter pilotlarımız bir yandan helikopterlerin yerden atılabilecek füzelere kilitlenmesini önleyecek irtifadan uçma mücadelesi verirken bir yandan da kimi zaman bir taşa, kimi zaman da Şenoba’daki gibi tele takılma riski ile karşı karşıyalar çünkü.
Karşımızdaki güç sadece basit bir terör örgütü değil…
Sözde müttefiklerimiz tarafından beslenen, pışpışlanan örgütler var karşımızda.
Biz köklerini kurutmak için inlerine kadar girdikçe müttefiklerimizin verdiği son model silahlarla, füzelerle modern bir ordu haline getirilen güçlerle veriliyor mücadele…
Verilen sivil-asker kayıplar kimin umurunda?
Bir “pardon”luk canları var onların nezdinde…