Weimar Cumhuriyeti adına, büyük ekonomik bunalımdan önceki ticaret ortağı, 1914'ten önceki İkinci Alman Reich (1871-1918) ile karşılaştırılabilirdi. Lakin 1930'dan itibaren; Alman dış ticaretinin gerçek krizi, Büyük Ekonomik Depresyon söz konusu…

Weimar Cumhuriyeti adına, büyük ekonomik bunalımdan önceki ticaret ortağı, 1914'ten önceki İkinci Alman Reich (1871-1918) ile karşılaştırılabilirdi. Lakin 1930'dan itibaren; Alman dış ticaretinin gerçek krizi, Büyük Ekonomik Depresyon söz konusu…

1920'lerin ortalarının aksine, depresyon sırasındaki Alman ihracatı, içeride düşük talebi telafi edemedi. Yine de; krizde dahi olsa, Almanya'nın dış ticaret dengesi, 1930'da 1.560 milyon RM, 1931'de 2.780 milyon RM ve 1932'de 1.050 milyon RM fazlası ile olumluydu. Bununla beraber, en önemli unsur şudur ki; bunun kredi çekimleri ve sermaye uçuşu ile altın ve döviz kayıplarını telafi etmek için yeterli olmamasıydı. Örnek vermemiz gerekirse sürekli olarak artan Sovyetler Birliği ile Alman ticareti ('Russengeschaeft' olarak adlandırılan), örneklendirbiliriz.

Bunun en önemli nedeni ise Sovyetler Birliği'nin, Büyük Ekonomik Depresyon'dan etkilenmemesi, büyük sanayileşme süreciyle başarılı bir şekilde devam etmesiydi.

1932'de SSCB'ye Alman sermaye malı ihracatı, toplam ihracatının% 26'sını oluşturdu. Alman hükümeti, yurtdışına ödemelerini iyileştirmek adına Alman ithalatını azaltmaya karar verdi. Lakin dış ticaret sorunları, zorlukları 1931'in ortasından sonra oldukça ciddi ve tehlikeli hale gelmiş durumda.

Almanya'nın ticaret ortaklarının çoğunun korumacı önlemleri, nihai ürünlerin Alman ihracatını olumsuz etkiledi.

Dietmar Petzina, Anselm Faust ve Werner Abelshauser'e göre, 1913 yılı 100 endeksine sahipse, ithalatın ihracatı:

1929-105.8'de,

1930-115.4'te,

1931-128.8'de,

1932-147.5'te,

1933-152.6'da,

1934-144.8 şeklindedir…

Hammaddeden hammaddeye ilişkin durum aşağıdaki gibidir:

1928-112.9,

1929-109.2'de,

1930-116.1'de,

1931-126.7'de,

1932-125.1'de,

1933-120.3'te,

ve 1934-112.6'dadır…

Nihai ürünlerle nihai ürünler arasında durum aşağıdaki gibidir:

1929-99.4'te,

1930-98.4'te,

1931-93.1'de,

1932-100.6,

1933-109.1'de,

ve 1934-111.9'da…

Dış ticaret hadleri, sanayi malları lehine ve birincil mallar pahasına değişti. Almanya adına, 1890 ve 1913 arasında %20 azaldı ve 1910 / 1913'ten, 1924 / 1930'a %7, 1930'larda %30'dan fazla arttı.

1931'den itibaren ithalat fiyatları savaş öncesi seviyelerinin altına inerken ihracat fiyatları iki yıl daha bu seviyenin üzerinde kaldı.

1933'teki ihracat fiyatlarının, 1913 seviyesinin %50'sinden daha yüksek bir değerine ulaştığını bilmekte fayda var.

İthalatta hammadde en önemli rolü oynadı. İthalat payları 1910/1913'te %43,1'den, 1924/1929'da %38,8'e düşmesine rağmen, daha sonra 1930/1934'te %39,9'a yükseldi.

Gıdaların ithalatı 1924/1928'e kadar arttı, lakin 1920'lerin sonunda, 1930'ların başında düştü, nihai ürünlerin ithalatı Weimar Cumhuriyeti döneminde sürekli yükseldi.

'Depresyon esnasında', New York'ta, Breadline; Almanya 1931'de döviz kontrolü başlattı.

Berlin, ithalat ve ihracatı uzlaştırmak için mümkün olduğunca iki taraflı önlemler aldı. Bazı durumlarda Almanya, ticareti kendi yararına manipüle edebildi. Birincil ürün ihracatı ile ticaret açıklarını biriktirdi.

Weimar Cumhuriyeti hem Avrupa hem de dış ülkelerdeki pek çok ülke ile yeni ikili ticaret düzenlemeleri kurdu. Lakin, Almanya'nın en önemli ekonomik (ihracat-ithalat) etki alanı Güneydoğu Avrupa'da idi: Yugoslavya, Romanya, Macaristan ve Bulgaristan.

Almanya, Avrupa'nın geri kalanıyla ticaret fazlası verdi; dünyanın geri kalanıyla, bilhassa ABD ile bir açık verdi.

Almanya bilhassa İngiltere ile olan ticaretinden kazanmıştır. Alman sanayi ihracatı hammadde ve bazı gıda maddelerinin ithalatını finanse ediyordu.

1931'den itibaren Almanya, bu iki tarım ihracatçısının ekonomik krizin bir sonucu olarak ciddi bir fiyat düşüşü yaşandığında, büyük bir Avrupa ulusal pazarına erişmesine izin veren Romanya ve Macaristan ile tercihli ticaret anlaşmaları yaptı. Örneğin, Macaristan, 1934'te Alman pazarına gıda ihracatı kotasını garanti eden yeni bir anlaşma imzaladı.

  1. E. Kaiser'e göre, Doğu ve Güneydoğu, Avrupa'daki ticaretin Alman payına ilişkin rakamlar aşağıdaki gibidir:

1928'de Çekoslovakya ihracatı ile %22,1, ithalat %24,9; Macaristan %11.8 ihracat ve %19.5 ithalat; Romanya %18.4, ithalat %23.7; Yugoslavya %12.1 ihracat, %13.6 ithalat, Polonya (Danzig dahil) ihracat %2, ithalat %26.9 ve Avusturya %18.5 ihracat ve %19.9 ithalat.

1933'te Almanya'nın aynı ülkelerle yaptığı ticaretle ilgili rakamlar şunlardı:

Çekoslovakya ihracatı %17.7, ithalat %19.9; Macaristan %11.2, ithalat %19.7; Romanya %10.6, ithalat %18.6; Yugoslavya ihracatı %13.9, ithalat %13.2; Polonya (Danzig ile) ihracat %17.5, ithalat %17.6; ve son olarak Avusturya %15.1 ihracat ve %18.8 ithalat.

Almanya, Güneydoğu Avrupa ekonomisine ticaretin marjinal şekilde aktarılmasını sağlayabildi, lakin bu; yaratılıştan ziyade ticari saptırma idi.

1936'da Çekoslovakya, Macaristan, Yugoslavya, Bulgaristan, Avusturya, Romanya, Polonya ve Baltık devletleri (Estonya, Letonya ve Litvanya) birlikte 1928'de Alman ithalatının yaklaşık %13,8'ini, %5,9'a karşılık verdi.

Aynı dönemde toplam Alman ithalatı 1928 seviyelerinin %41'ine düşmüştü. Genel olarak Almanya, Hollanda (1928'de ihracatın %24'ü), Avusturya, Çekoslovakya (%20'nin üzerinde), Polonya (%40) ve Güneydoğu Avrupa'nın tarım ülkeleri için en büyük pazardı. Her neyse, denizaşırı kolonileri olmayan Almanya, Avrupa'daki etkisini arttırmak zorunda kaldı.