Aşağı Saksonya eyaletinde gerçekleştirilen araştırmaya göre, Alman polisi görevini icra ederken etnik kökenle ilgili önyargılar taşıyor. Özellikle Afrika kökenli bireyler ve Arnavutlar, potansiyel uyuşturucu satıcıları olarak görüldüğü belirtiliyor. Bu kişiler, şüpheli davranışlarda bulunmasalar bile polis tarafından kimlik kontrolüne ve üst aramasına tabi tutulabiliyor.
Araştırmanın bulgularına göre, kökenine göre muamele görmek, polisin bireysel bir tutumu değil, aksine genel çalışma süreçlerinde yerleşmiş bir uygulama olarak ortaya çıkıyor.
Risk Değerlendirmesi ve Ayrımcılık
Polisin bir vakaya giderken yaptığı risk değerlendirmesinde, güney Avrupalılar "fevri", Ruslar ise "şiddet yanlısı" olarak tanımlanıyor. Ayrıca, polis genç erkekleri, sol siyasi görüşe sahip kişileri ve Arap ile Türk gençlerini "polise karşı düşman ve saygısız" olarak sınıflandırıyor.
Bu önyargılar, polisin bu gruptan kişilere karşı ilgisizlik, nezaketsizlik, katı muamele ve hoşgörüsüzlük şeklinde davranmasına neden oluyor. Öte yandan, bu profil dışındaki kişilere karşı polis daha ilgili ve saygılı bir yaklaşım sergiliyor.
Araştırmanın bulguları, Alman polis teşkilatındaki ayrımcılığın, belirli etnik gruplara karşı sistematik bir şekilde yansıtıldığını ve bu durumun polislik uygulamalarında önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.