AKP’de dönen dolaplar!
AKP eski milletvekili Mehmet Metiner, (Star gazetesi) köşesinde yerel seçim adaylarını belirleme aşamasında AKP’de yaşananları yazmıştı..
Odatv bu yazıyı fırsat bilip mutad yaptığı işi tekrarlamış, «AKP’de dönen dolapları yazdı» diye haber yapmıştı...
Oysa Metiner’in yaptığı tüm partilerde yapılması etik olarak tartışılamayacak kadar güzel ve ahlâkî bir şeydi.
Adam adaylık aşamasında olan bitenlerin mahzurlu olanlarını ya da mahzurlu cihetlerini yazıyor... “Herkesin adaylık yarışmasına katılması doğru değil, kalkar bir FETÖ yanlısı da adayım der ve partiye kara leke sürer bu adaylığı ve adaylık sürecinde yaptığı konuşmalarla..” falan diyor.
Yanlış mı bu dedikleri? Hayır, kat’iyyen yanlış değil ve tam isabettir... Ve bu vesile ile TENKİD ve hasseten NEFSÎ TENKİD meselesinin ehemmiyetine işaret etmek isterim.
Mehmet Metiner’in yaptığı, bizim “nefsî tenkid” dediğimiz moda tâbirle ÖZELEŞTİRİ denilen kapsamda olup bir art niyet taşıdığını sanmıyorum..
Yazının daha başında “Hiç lafı dolandırmadan söyleyeyim: Mevcut seçim sistemi tümden yanlış..” diyor. Diyor ama kim dinler? Metiner, “Temayül yoklaması faslına hiç girmeyeyim. Orada dönen siyasetin kirli çarkları AK Parti misyonunu aşındırıyor...” sözleri ile fitnecilerin iştihasını kabartmış..
Metiner’in Ak Parti için yaptığı nefsî tenkidlere mukabil güzel teklifleri (önerileri) de var oysa:
“Adaylık konusunda ısrarcı olanları seçmemek lazım. (.......) Bu tip [ben aday olmalıyım ısrarındaki... REB] kişiler kendilerine adaylık verilmediğinde mutlaka arıza çıkartırlar. Bu tecrübeyle sabittir.
Buna itiraz edilebilir mi? Dinimiz İslâm’da “bir makama yahut vazifeye talip olunmaz. Matlup (talep edilen) olduğunda da bakar yapamayacaksa yine kabul etmez” prensibi vardır.. Netekim reis de bunu söyledi grupta...
Metiner’in ikinci teklifi de şu: “Sesi yüksek çıkanlar, araya akla gelmedik insanları sokanlar ve yüzsüzce kapı aşındıranlar mimlenmelidir..“
Her hâlde buna da itiraz eden çıkmayacaktır... Devam edelim:
“Bir makam için kendi şahısları adına bu kadar çok hırslı ve ısrarcı olanların partiye ve davaya verecekleri zararı sanırım hatırlatmaya bile gerek yok...”
Ve sayın Metiner meseleyi şöyle bağlıyordu:
“Ne mi diyorum? Gayet açık. Kiminle kazanacağımız ne kadar önem arz ediyorsa, kazandıktan sonra uğrayacağımız itibar erozyonuna dikkat etmek de bir o kadar önem arz ediyor. Kaybedeceğiniz adaylarla seçime gitmek elbette akıl kârı değildir. Ama seçildikten sonra bize her açıdan kaybettirecek adaylarla yol yürümek de akıl kârı değildir. Millet Reis gibilerini yerelde başında görmek istiyor. Oldu mu?”
Fakirin kanaatine göre «tek OLMAYAN» bunca güzel sözlerin ardından reise yani sayın Erdoğan’a yalakalık sayılabilecek bu son sözler..
Bunun haricindeki tüm yazıya imzamı atarım.
NOT: Millet Erdoğan’dan daha iyi insanları da bağrından çıkarabilecek kapasiteye sahip. Muhterem reis Erdoğan gökten zembille inmedi ki...
Yeter ki siz bu arzuda olun. Boğazından ömrü billah haram geçmemiş ve geçmeyecek nice mübarek evlâdımız var hem ricál-i devlet adayı olarak hem Belediye’ler için...