28 Şubat vesayetçi resmî ideoloji... (8)
Amerikan düşmanlığı mı yapıyoruz?
Hayır, ABD’nin düşmanlıklarını anlatıyoruz biz...
Armegeddon (melhame-i kübra = kıyamet savaşı) çıksın diye uğraşan
evangelist ABD yöneticilerinin organize ettiği global terör, sadece
Afganistan, Pakistan ve Irak'ta 1 milyon 300 bin insan
katletmişti..
CIA başkanı tarafından ABD başkanı Jimmy Carter’in kulağına
fısıldanan “Our boys do it..” lafını unutmamak gerek...
Bu söz çok dehşetengiz bir meseledir, ibretlerle doludur...
Bundan çıkarılacak ve daima hatırda tutmak gereken mánâ şudur:
Yalnızca 12 Eylül’ün değil, 28 Şubat dahil tüm darbelerin ardında,
ve son FETÖ 15 Temmuz’unun ardında hep ABD vardır...
Artık Pensilvanya Fethullah Gülen bürosu, ABD’nin ikinci CIA
karargahı olarak hizmet vermektedir.
* * *
“28 Şubat darbe sayılır mı sayılmaz mı?” diye tartışanlar var
hálâ..
Şekil yönünden klasik darbeye benzememesi, birilerinin vicdan
azabını hafifletebilir belki ama işin özünü, künhünü
değiştirmez.
Onların Müslümanlara yaptığı zulümleri, 1919 ile 1922 yılları
arasında İstanbulu işgal eden İngiliz, Fransız, İtalyan keferesi
bile yapmamıştı.
28 Şubat’ı darbe saymayanlara bir gazeteci şöyle cevap
veriyordu:
“...28 Şubat bal gibi darbeydi hem de sadece siyasi kadroları
değil, halkın büyük çoğunluğunu hedef alan bir darbe...
Hatırlayın, 27 Mayıs, Demokrat Parti kadrolarını hapse yolladı ama
Demokrat Parti’ye oy vermiş geniş kitlelere pek dokunmadı.
12 Mart ve 12 Eylül esas itibarıyla “sağda ve solda vuruşan” küçük
toplum kesimlerini hedef aldı; onları hapislerde çürüttü;
işkenceyle, idamlarla kıyımdan geçirdi; ama onlar dışındaki halk
kesimlerine ilişmedi.
28 Şubat, ilk defa, sadece siyasi kadroları değil, doğrudan geniş
halk kitlelerini hedef aldı. Halkın belki de yüzde 60’ını “iç
düşman” ilân ederek hedefe oturttu.
(…..) Dini, sadece siyaset alanından uzaklaştırmakla yetinmedi;
kamusal alandan tümüyle kazımak; toplum içindeki görünürlülüğünü
yok etmek gibi “radikal” bir işe girişti...
Başörtülü öğrencilerden, demokrat basına,
“yeşil sermaye” diye adlandırdığı Anadolu sermayesinden (ki,
kebapçılar bile bu gruba dahil edildi) üniversitelerdeki
muhafazakâr öğretim üyelerine,
İmam Hatipliler’den, Kur’ân kursu öğrencilerine ve ordu içindeki
dindar subaylara kadar geniş kesimleri izledi, fişledi, tırpanladı,
hayatını kâbusa çevirdi.
O bakımdan da, “Darbe miydi” ne kelime; belki de en çılgınca, en
gözü dönmüş darbeydi...” (Gülay Göktürk)
* * *
Müslümanların 28 Şubat hataları...
Susurluk’ta 3 Kasım 1996’da meydana gelen bir trafik kazası, mafya
-siyasetçi - emniyet teşkilâtı ilişkileri olarak gündeme
oturmuştu…
Merhum Erbakan, karanlık ilişkilerin ipini pazara dökeceğine,
hadiseye “fasa fiso” diyerek büyük bir taktik hata yaptı…
Adalet Bakanı Şevket Kazan ise, “aydınlık için bir dakika karanlık”
eylemi için “Mumsöndü” diyerek vahim bir patavatsızlık
yapıyordu…
Kayseri’nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, İl Divan
Toplantısında, Türkiye’de henüz gerçek demokrasinin olmadığını,
Hâkim güçlerin herkesi kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeye
zorladığını.. haklı olarak söylüyor, lâkin patavatsızlığı yüzünden
haklıyken haksız duruma düşüyordu..
(İnşa’allah yarın devam edeceğiz...) 25.02.2018