28 Şubat vesayetçi resmî ideoloji... (3)
* Sincan’da kurgulanmış Kudüs Gecesi (Belediye Başkanı Bekir Yıldız, tarih: 10 Ocak 1997)
* Susurluk kazasının 3 Kasım 1996’da ortaya çıkardığı karışık tablo...
* Yine o yıllarda Güneydoğu’daki bazı örgüt cinayetleri; domuz bağıyla bağlanarak öldürülüp evlerin bodrum katına gömülmüş cesetler...
* Hasan Hüseyin Ceylan, Hasan Mezarcı, Şevki Yılmaz, İbrahim Halil Çelik gibi bazı isimlerin tansiyonu yükseltmeleri... Ve daha neler neler...
* * *
Tansu Çiller’in Basın Danışmanı Mehmet Bican, 28 Şubat’ın 17’inci yılında Haberpolitik.Net sitesinden Metin Soylu’ya verdiği röportajda “Gerçekten bir askerî darbe olsaydı, hükûmet devrilecek, TBMM kapatılacak, Çankaya sahip değiştirecekti...
(…..) Demokrasiye son verilmemiş, özgürlükler rafa kaldırılmamıştı. Yani ortada darbe-marbe yoktu; sadece, MGK’nın Refahyol Hükûmeti’ne önerileri vardı...” diyebiliyordu...
Anlattıklarına kargalar güler ama adam 28 Şubat’ın şifrelerini anlatıyorum ayaklarında “28 Şubat’ta Devrilmek” adlı bir de kitap kaleme alabiliyor...
Demokrasiye son verilmemiş, özgürlükler rafa kaldırılmamışmış...
Hükûmeten kimi şahıslara, Demirel’in “verin istifanızı kurtulun” sözünü de aktaran Mehmet Bican aslında kendini tekzip ediyordu...
Ama sayın Bican’ın derdi başka... O yalnızca Çiller’in hedef alındığını söylemek, Erbakan’ı ıskarta göstermek için gayret ediyor...
Aslında 28 Şubat’ın en sahici mağdurları, ne Çiller, hattâ ne merhum Erbakandı... Gerçek mağdurlar, ülkesine her kademede, şerefle hizmet etmekte olan asker ve sivil vatandaşlardı...
Dindar şerefli askerler YAŞ kararlarıyla ihraç edilerek haysiyetleri kırıldı, hayatları karartıldı. Dindar üniversite öğrencileri kızlarımız üniversitelerin kapılarında ağlatıldı, ikna odalarında suçlu gibi sorgulandılar...
* * *
28 Şubat tüm Türkiye’ye büyük acılar ve mağduriyetler yaşatmıştır, vesayetçi Kemalist postmodern darbedir ve Moiz Kohen kemalizminin sonucudur... Bunun lamı cimi yok...
AA’nın, 17.02.2018 tarihli ve “Postmodern darbenin izleri hafızalardan silinmedi” başlıklı haberinde, bakın yazdıklarımız nasıl teyid edilmiş:
“Türkiye tarihine “postmodern darbe” olarak geçen ve dönemin generalleri tarafından “bin yıl süreceği” iddia edilen 28 Şubat süreci, bin yıl sürmedi ancak o dönemde yaşanan mağduriyetlerin etkisi, 21 yıl geçmesine karşın hafızalardan silinmedi.
(…..) MGK bildirisinin yayımlanmasının ardından, 1 Mart 1997’de askerlerin MGK toplantısına getirerek, hükûmetten yapılmasını istediği 20 madde ortaya çıktı. Bu taleplerin arasında, “Temel eğitimin 8 yıla çıkması, imam hatip okullarının meslek okullarına dönüştürülmesi, irticai faaliyetlere karıştıkları için TSK’daki görevlerine son verilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmesinin önüne geçilmesi” de vardı.
Şerefsizlere bak...Ordudan nâhak yere ihraç ediyor, yetmiyor, hayatlarını karartmak istiyor...
* * *
AA’nın haberi şöyle devam ediyor:
“Hayatları değiştiren başörtüsü yasağı... Türkiye’de “irtica” tartışmaları kapsamında en büyük darbeyi başörtülü kadınlar aldı.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın bütün itirazlarına rağmen, MGK kararları, 14 Mart’ta Meclis’ten geçerek uygulanmaya başlandı.
(İnşa’allah yarın devam edeceğiz...) 20.02.2018