28 Şubat vesayetçi resmî ideoloji... (10)
Kıvrıkoğlu, “28 Şubat 1000 yıl sürecek” sözünün sahibi, Ergenekon bağlantılı, “Âlevî” ve uzun yıllar NATO'da görev yapmış bir subaydı...
1998-2002 arasında Genelkurmay Başkanlığı yapan Hüseyin Kıvrıkoğlu, “irtica ile mücadelede” Ecevit hükûmetini (bile) pasif bulmuştu...
O Ecevit ki, başörtülü olduğu için seçilmiş milletvekili Merve Kavakçı’yı TBMM’sinden kovalayabilmişti...
Ecevit’in yaptığı hainlik, 28 Şubat’tan cüret alıyordu... Bu; demokrasi tarihimizde, başörtüsüne yapılan “son Haçlı (Kemalist, lâikçi)” seferdi...
Başörtüsüne yapılan ilk Dahili Haçlı Seferi (Kemalist, lâikçi hücum) ise, 1964 yılında Gülsen Ataseven vakasıydı...
Bu kızımız Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirmiş, lâkin mezuniyet töreninde konuşma bile yapmasına izin verilmeyerek, rektör ve öğretim görevlisi fasafisörlerce itilip kakılmış, büyük bir travma yaşamıştı...
Sonraki vaka 1965’te, Şule Yüksel Şenler hanımefendi üzerinden yapılan lâikçi çağdaş 2. Haçlı seferiydi...
Cumhurbaşkanı C. Sunay, “sokaklardaki kapalı hanımların öncüleri cezalarını göreceklerdir” demiş, Şule hanım Yeni İstiklal Gazetesi’ndeki köşesinde “Cumhurbaşkanı Allah’tan ve milletten özür dilemelidir” diye yazmıştı...
Vesayetçi yargı anında 9 ay hapis cezası verdi Şule hanıma...
Eski darbeci Cevdet Sunay milletin baskıları üzerine cezayı (!) affetti, lâkin Şule hanım kabul etmeyerek Sunay’a haddini bildirdi... Hapis cezasını çekti, hanımların öncüsü ve kahramanı oldu...
* *
Hüseyin Kıvrıkoğlu, kendisinden sonraki komuta yapısını da belirlemek istiyordu. Ecevit ile A. N. Sezer’e “Hilmi Özkök’ü Genelkurmay Başkanı yapmayın; irticaya karşı yumuşaktır” demişti.
Türk milleti, evlâtlarını askere yollarken ellerine kına yakarak vatana kurban olsunlar diye yolluyor bu hainler, ellerine milletin verdiği silahlarla evlâtlarını, içinden çıktıkları millete saldırtıyorlardı...
O silahlar, değer yargılarına irtica denilsin, lâikçiliği benimsemeyen imanlı subaylar “yargı yolu kapalı” ordudan ihraç edilsin diye verilmiyordu...
28 Şubat tarihli MGK kararları içinde de vurgulanan meş’um YAŞ kararları için “en üst merciler dahil” kimsenin yapabileceği bir şey yoktu.. Başbakan bile sadece “muhalefet şerhi” koyabiliyordu...
Millet TSK’ni değer yargılarımızın savunsun; hürriyetimizin timsali bayrak dalgalansın diye seviyor, vergileri ve evlâtlarıyla besliyordu. 28 Şubat kafalı vesayetçiler ise, dindarları yok etmek için her pisliği yapıyorlardı..
İşte bütün bu sebeplere istinaden 28 Şubat vesayetçi zihniyetinin meş’um saldırılarına ve icraatlerine toptan, “DAHİLİ HAÇLI SEFERLERİ” dedim...
* *
28 Şubat 1997 tarihli MGK, on saate yakın sürmüştü.. Toplantıya katılanlar lâikliğin; demokrasi ve hukukun teminatı olduğu martavalını tekrarlamış ve bu kadim yalan DEVLET KARARI olarak onaylanmıştı...
Erbakan, kararlar yumuşatılmazsa imzalamayacağını söylemiş, 13 Mart’ta ise (nedeni hálâ meçhul), imzalamak zorunda kalmıştı.
Demirel, hükûmet kurma görevini TBMM çoğunluğu olan DYP’ye (Tansu Çiller’e) vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi...
Böylece 30 Haziran’da Yılmaz, Ecevit ve Cindoruk’la birlikte ANASOL-D hükûmeti kuruldu...
Hasılıkelâm, 28 Şubatçıların lâikçi HAÇLI SEFERLERİ yüzünden DEVLET bunalımdan kurtulamadı, MİLLET sürekli ezilip durdu...
(Yarın inşa’allah, son bölüm...) 27.02.2018