YAHYALI’NIN GENÇLERİ

Geçen hafta, TÜGVA Temsilciliği’nin davetlisi olarak Yahyalı’ya gittim. Halısıyla, elmasıyla, şelaleleriyle, içinden çıkardığı kıymetli şahsiyetlerle adını duyuran şirin ilçemize daha önce defalarca gitmeme rağmen bu defa gençlerle buluşacak olmanın, onlarla kültür ve medeniyet değerlerimizi konuşacak olmanın verdiği başka bir heyecan vardı içimde. Yol boyunca dilimde Ya ‘Hadi Ya Fettah’ esması dolandı durdu.

GENÇLER İÇİN

Gençlerle yol alan yolcular yaşlanmıyor. Gençlerin enerjisi insanı hangi yaşta olursa olsun dinç tutuyor. Bir seferinde yaşı hayli ilerlemiş bir yazarımızı konferansa davet ettiğimde, “Gençler varsa gelirim, yoksa yormayın bu ihtiyar adamı” diye latife yapmıştı. Ben de uzun yıllardır kendime bir ilke koydum. Türkiye’nin neresinden davet gelirse gelsin, eğer çağıran gençlerse hayır demiyorum. Elimden geldiğince, gücüm yettiğince gitmeye, onlarla buluşmaya gayret ediyorum.

GENÇLERE GÜVENMEK

İçinde gençlerin olmadığı hareketin geleceğe kalması mümkün değildir. O Yüzden TÜGVA başta olmak üzere gençlik çalışması yapan bütün kurumlarımızı önemsiyorum. Yarının büyük Türkiye’sinin kadroları bu kurumlarda şekilleniyor. Donanımlı, çağını doğru okuyan, geleceğe emin adımlarla yürüyecek nesillerin yetişmesi bizim her zaman ana davamızdır. Sürekli olumsuzlukları konuşarak olumlu sonuçlar alamayız. Her şeye rağmen fikirli zikirli gürül gürül bir gençlik yetişiyor. O sebeple ne zaman gençlerle buluşsam bu ülkenin istikbaline olan inancım artıyor.

Gençlere güvenmek lazım. Onları edilgen, yalnızca dinleyici olarak düşünmektense omuzlarına uygun vazifeler vererek yetiştirmek lazım. Gençleri bütün çalışmalarda özne hâline getirdiğinizde, beklenilenden daha fazla verim alıyorsunuz. Onlara sorumluluk vermek ve onlara güvenmek en iyi eğitim metodu.

Bütün çalışmalarda gençlerimizi merkeze alarak onları önemsediğimizi hissettirmeliyiz. “Ne olacak bu gençlerin hâli?” ezberinden sıyrılırsak ve gençleri kurtarılması gereken kayıplar değil yol arkadaşı olarak görürsek; onların enerjisini sosyal kültürel alanlardaki çalışmalara dâhil etmiş oluruz.

HEDEFİMİZ BİR GENÇ

Bütün çalışmalarımda gençler önceliğim oldu. Nitelik kaygımız niceliğin önünde. Salonların dolmasını değil zihinlerin gönüllerin dolmasını daha çok önemsiyorum. Bu sebeple her gittiğimiz programda zihninde şimşekler çakacak bir genci ararım. O genci bulduk mu, maksat hâsıl olmuş demektir. Bizim işimiz sayı ile değil. Şairin dediği gibi “sayılmayız parmak ile…” Bizim işimiz sözledir, sözcükledir. Sözün büyüsüne inananlardanız. Biz sözümüzü özümüzden söylediğimizde mutlaka bir kalbe değer. O kalbe düşen tohum yeşerir, meyvesini verir. Bir bakarsınız, sizi dinleyen mahcup gençlerden birisi bu ülkeden dünyaya yayılacak bir sanat eserine imza atmıştır.

Büyük umutlarla dergi çıkaran gençlerden ilk kitap heyecanını taşıyan gençlere kadar, yüreklendirildiğinde büyük işlere imza atacak sarsılmaz bir azim gördüm hepsinde.

Yahyalı’daki gençler de açıkçası beni umutlandırdı. Anne babaları ya da öğretmenleri ufak şikâyetlerde bulunsalar da onlara rahat olun, dedim.

Bu toprakları mayalayan Mevlana’lar, Yunus’lar Hacı Bayram’lar, Sami Efendi’ler, Hacı Hasan Efendi’ler sağlam bir maya çalmışlar. Bu toprakların olduğu gibi çocukların da mayası sağlam. Hata yapar, sonra düzeltirler. Eksik yaparlar sonra tamamlarlar. Siz onlara güvenin yeter. Hocalarının yaramaz gördüğü bir çocuk beklenmedik anda bir programda kalkar işaret parmağını havaya kaldırarak; Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!/
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”
der. Yine ödevlerini yapmıyor, diye notu düşük verilen bir öğrenci çıkar; Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır/ Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır” diye kükreyerek herkesi şaşırtır. Yeter ki biz tohum atalım. Yarının kahramanları o çocuklar arasından çıkacak. Bu böyledir. Ümitsizlik bize haram kılınmıştır. Bütün ümitler bitse bile bir diriliş ereni çıkar ve “Senden umut kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır” diyerek toplumu dirilişe çağırır, yüreklerdeki diriliş ateşininin fitilini yakar.

TEŞEKKÜRLER YAHYALI

Yahyalı’dan yeni dostlarla tanışmanın huzuru, eski dostlarla görüşmenin mutluluğu, gençlerin gözlerindeki ışıltının içime gönlüme doldurduğu enerjiyle döndüm. Her sabah derse girerken ‘Yarabbi bu çocuklara faydalı olmamızı nasip eyle” diyen ağzı dualı genç öğretmenlerimizin ihlasını, kaybedecek gencimiz yok diyerek yollara düşen TÜGVA’lı gençlerin irfanını görmek beni ziyadesiyle mutlu etti.

Bu program vesilesiyle mihmandarlığımızı yapan Erciyes Medya Grup Başkanı Mahmut Kılıç dostumuza ve samimiyet timsali Yunus Sakızlı kardeşime ve geleceğin kahramanları Yahyalı’nın gençlerine şükranlarımı sunuyorum. Gençler için durmak yok yola devam İnşallah.