Sizlere soruyorum: Biz millet olarak yitip giden canların ardından
dualar ederek onların yanların da mı olmalıyız yoksa bu yitip giden
canları kullanarak ülkemizi karıştırma hedefini benimseyenlerin
ekmeğine yağ mı süreceğiz bunun muhasebesini iyi yapmak gerekir
diye düşünüyorum.
Muhalefette Hükümeti eleştirmeyi sürdürüyor.Sürekli olarak Hükümeti
17 Aralık operasyonları ile eleştirirken kendi içlerindeki düzeni
sağlamak konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını görmekteyiz.Bununla
birlikte tutarsız açıklamaları da görüyoruz.Bunlardan kısaca
bahsetmek istiyorum.Hükümetin yardım çalışmalarını malzeme olarak
kullanarak eleştiren muhalefet partisi bu dönemlerde aynı şeyleri
yaparak oy alabilme adına çalışmalar yürütüyor.Son zamanlarda
partilerin yayınlanan reklamlarında da ilgilimi çeken nokta
oldu.Mesela Muhalefetin reklam filminde ''Tam bağımsız
,Demokrasinin ön planda olduğu'' deniyor.Yahu soruyorum size
Muhalefet Partisi döneminde kılık kıyafet özgürlüğü var mıydı? İlaç
kuyruklarında bekleyenler bu halk değil miydi? Bunlar gibi bir çok
soru zihnimde belirdi.İşte bundan dolayı her yazımda söylediğim
gibi bu soruların cevabı ya ülkemizin kalkınmasına zemin
hazırlayacak ya da eski karanlık günlere dönülmesinin önünü açacak.
Bir de Muhalefetin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayın
halka yaptığı sert çıkışlar vardı ve gündemde sık sık yer aldı.Önce
miting sırasında ''Ya alkışla ya kaybol'' sonra vatandaşa karşı
olan şiddet girişimi yine korumaları tarafından basın mensubuna
şiddet uygulanması bunların hepsini alt alta koyduğumuzda Muhalefet
Partisini desteleyen vatandaşlardan da tepki çekiyor ki bu durum
güven zedeleme anlamını da taşıyabilir.Bu anlamda vatandaşların
nasıl bir tutum takınacağı Muhalefet Partisi adını belirli faktör
olacaktır.