Amnesty Genel Sekreteri Agnes Callamard yaptığı açıklama da, “Hizbullah’ın güdümsüz roket atışları, sivillerin ölümüne ve yaralanmasına, evlerin yıkılmasına ve zarar görmesine neden oldu” dedi.

"Bu doğası gereği hatalı silahların, yerleşim yerlerine veya civarına kullanılması, uluslararası insancıl hukukun açık ihlali anlamına gelmektedir" dedi.

"Sivillere ve sivil hedeflere yapılan doğrudan saldırılar ve sivilleri öldüren veya yaralayan ayrım gözetmeyen saldırılar, savaş suçu olarak soruşturulmalıdır."

Amnesty, eylül sonlarında çatışmanın tırmanmasının ardından Hizbullah'ın İsrail kasabalarına ve şehirlerine yaptığı üç roket saldırısını belgelediğini bu saldırıların sekiz sivilin ölümüne ve en az 16 kişinin yaralanmasına yol açtığını açıkladı.

Saldırıların görüntülerinde, uluslararası insancıl hukuk kapsamında ayrım ilkesini ihlal eden güdümsüz çoklu roket atış sistemlerinin kullanıldığını tespit ettiklerini belirtti.

O dönemde Hizbullah, Lübnan kasabalarına ve köylerine yapılan İsrail hava saldırılarına yanıt olarak İsrail nüfus merkezlerini hedef alan bir dizi roket saldırısı duyurmuştu.

Amnesty, savaş sırasında İsrail'in eylemleriyle ilgili soruşturma bulgularını zaten yayımlamıştı.

İsrail'in 49 sivilin ölümüne yol açan yasa dışı hava saldırılarını belgelediğini ve bunların savaş suçu olarak soruşturulması gerektiğini belirtti.

İsrail ve Hizbullah arasında kırılgan bir ateşkes, 27 Kasım'da yürürlüğe girdi.

Ateşkese rağmen AFP'nin sağlık bakanlığı verilerine dayanan sayımına göre, 27 Kasım'dan bu yana İsrail hava saldırıları Lübnan'da 20'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

Hem İsrail hem de Hizbullah, ateşkesi defalarca ihlal etmekle birbirlerini suçluyor.

Hizbullah'ın Ekim 2023'te İsrail ordusuyla sınır ötesi ateş açmaya başlamasından bu yana, sağlık bakanlığı verilerine göre, savaş Lübnan'da 4.000'den fazla kişinin ölümüne yol açtı.

İsrail tarafında ise çatışma, resmi verilere dayanan AFP sayımına göre 30 askerin ve 47 sivilin ölümüne neden oldu.

Editör: Yusuf EMİNİ